§
"Hey, âdilik yapma. Bırak uysun." diye mırıldandım sessizce.
Elimdeki eşyalarını katlayıp çantaya bırakırken, bir taraftan da Taehyung'un onu uyandırmasına engel olmaya çalışıyordum.
"Bak ya, daha birkaç gün onun önce uykusuna zehir katan eben miydi, Jennie?"
Güldüm.
"Birkaç gün önce sevgilim değildi oğlum, acımazdım. Ama şimdi sevgilim olduğu için, bırak uyusun."
Her 'sevgilim' dediğimde içim gidiyordu. Güzel bir duyguydu.
Tabi, insanın sevgilisi odun olunca ayrı bir romantik oluyordu. Mesela, bana 'sevgilimsin' dedikten birkaç dakika sonra, uykum var deyip eve girmesi.."Aman, al da o kıymetli sevgilini başına çal, seni kızdırdığında, gelip yalvarırsan artık intikam planı yapmam için."
Ayrı bir triplere girip odadan çıktığında, gülmeden edemedim.
Sonunda(!) buradan gidiyorduk.
Aslında gideceğimiz yer iyi bir yer değildi. Ama burası olmasın da, cehenneme bile razıydım. Bir şey de isabet olmuştu ki, Lisa'nın babası işi için Seul'a gitmişti ve 1 hafta sonra Lisa ile annesi de oraya gidecekti. Gideceğimiz şehir koskoca Seul'du. Şimdiye kadar küçük bir kasabada yaşadığım için oraya alışmam uzun sürecekti. Birkaç kez, Lisa ile tatil için bir-iki günlüğüne gitmiştik. Ama Lisa'nın annesi olmasa çoktan kayıplara karışmış olurduk.Yatakta uyuyan Jungkook öksürdüğünde kaşlarım çatıldı.
Hasta olmuş olamazdı değil mi?
Yanına ilerleyip, elimi alnına koydum. Kansızlık problemim olduğu için elimin soğuk oluşu, irkilip gözlerini açmasına sebep olmuştu. Birazcık sıcaklık vardı. Yani hasta olma yoluna girmiş bulunmaktaydı. Saat sabahın 7'di."Ateşin çıkacak gibi, soğuk bir duş alıp çıksan?"
Yüzünü buruşturup, kafasını olumsuz anlamda salladı.
"Hadi, Jungkook. Uzun bir yol ve ateşin çıkarsa yol boyunca ne yaparız?"
Üstündeki yorganı istemeyerekte olsa çekip, kenara attım. Benim ellerime nazaran, büyük olan ellerini yarım yamalak tutup, kaldırmaya çalıştım onu. Ama kendisi istemeden, o koca cüssesini kaldırmam imkansızdı.
"Mızmız bebek gibi davranmayı bırak, Jungkook."
Onu bir bebeğe benzetmek istemsizce gülmeme sebep olmuştu. Ama şu an tam da öyle davranıyordu. Âni bir şekilde doğrulup, beni de kendine çektiğinde ne olduğunu anlamadan dudağımdan hızlıca öpüp geri çekilmişti.
"Artık senin de hastalanma ihtimalin var." dedi uykulu bir şekilde.
"Yani?"
"Yanisi istersen ben duş aldığımda, sen de gel-"
Koluna bir çimdik attığımda, acıyla inleyip gülmüştü. Ben de bu arada üzerinden kalkmıştım.
"18 yaşında bir kız için çok terbiyesiz konuşuyorsunuz bay Jeon."
"Afedersin, minik kız. 5 yaşında olduğunu unutmuştum."
"Soğuk su dolu sürahiyi getirip kafana dökememi istemiyorsan kalk ve duş al, Jungkook."
Odadan çıkarken, ayağa kalkıp o banyoya girdiğini umuyordum.
•
"Mina nerede?"
"Mina kim?"
"Fare'm." dedi rahatca.
Gözlerim irice açılırken, çığlık atıp oturduğum koltuğun üzerine çıktım.
"Ne faresi be!?"
Jin'in şimdiye kadar bir faresi olduğunu nasıl fark etmemiştim ki?
"Seni yemez merak etme, ayrıca bağırma onu korkutuyorsun."
"Ya, ben buradan inemem ki!" diye mızmızlandım.
Farelerden hoşlanmazdım. Fotoğraflarda sevimli olabilirdiler, ama gerçekte hiç de öyle görünmüyordular. Her an koca dişlerini açıp, ayağımı koparabilirdi mesela Mina' dediği fare. Farenin ismi bile benden cool'ken etrafıma bakınmadan duramıyordum.
"Sen neden oradasın?"
Elindeki kutuları dışarıya bırakıp, içeriye dönen Jimin'le Jungkook ikilisine döndüm.
"Çirkin bir fare evde geziyor!"
"Kızım hakkında doğru konuş, Jennie!"
"Pardon, Bayan Mina fare hanım kafesinden çıkmış, evde geziyormuş da. Ben çok korkuyorum fareden."
"E o zaman ayağının altında durduğunu sana söylemeyeceğim."
"Tanrım, sana geliyorum. Tüm günahlarımı bağışla lütfen."
Gözlerimi sıkı sıkı kapatmışken, bir çift kol belimden tutup, beni kucağına aldığında kim olduğunu bildiğim için başımı göğsüne yaslamıştım.
"Güvendesin."
"Güvendeyim." dedim huzurlu bir şekilde gükümserken.
Sadece birkaç hafta önce, hayatımdan şikayet ediyordum. Ama bu günahıma rağmen, Tanrı'nın bu adamı bana bağışlaması mucizeydi. Odundu modundu ama güvende hissettiriyordu..
§
Yorum ve oylarınızı bırakmayı unutmayın!{♡}
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cheiro no cangote | jenkook
FanfictionSaçları boynuma değdiğinde huylanırken, burnunu boynuma hafifçe sürtüşünü hissettim. Ardından hoş sesi fısıltılı bir şekilde yankılandı kulaklarımda. "Cheiro no cangote." [ Jennie ๑ Jungkook ] © mavitzm | 2018