17.Bölüm/•

603 68 275
                                    

Multimedya; Sisil Su🖤

Canımınçiğeri okuyucularım sisilin iki ismi var ve sisilin ikinci ismini hikayede yazınca bazılarınız şaşırıyor 'Su kim?' Diye. Şaşırmayın jdöcjeön.

Canım okuyucularım! Öncelikle bölümler kısa ve her zaman yazabilme ihtimalim oluyor. (istisnalar hariç) Fakat ben 5 gün önce Yalova'ya geldiğim için internetim yok. Bölüm attığım zaman ya annemin ya kardeşimin internetine giriyordum. Ama şimdi yapamıyordum. Belki bu bölümü attıktan sonra bölümü Cumartesi günü atabilirim çünkü onların da interneti kalmadı.:)

Veeeee asıl beni havaya uçuran şeyi söylüyorummmm!

Diğer bölümde 105 yorumun gelmesiiii. Oğlum delirdiniz mi siz??? Şok oldum görünce. Hangi yorumu cevaplayacağımı şaşırdım. Ki bence şu an da cevaplamadığım yorumlar var, kusuruma bakmayın :) Ama sizin o yorulan parmaklarınızdan öpüyorum, beni çok mutlu ettiniz teşekkür ederim, sizi çok seviyorum 💞💞💞

Bu uzun açıklama yazmalar bana göre değil aslında. O zaman iyi okumalar:)

————

"Oya?"

"Onur?"

Onur'un gözleri hala kocaman ve Oya'dan gözlerini alamıyordu. "Se-sen... sen nasıl geldin? Yani s-sen..." Onur konuşamadı. Çaresizce gözlerini bana çevirdi. Hafif tebessüm ettim. Onur benden yardım diliyordu.

"Onur, siz isterseniz bir Oya'yla sakince konuşun?" Diyip Onur'a yaklaştım. Yerdeki bezi ve kaşığı alıp belindeki mutfak önlüğünü de çıkartıp mutfak tezgahına koyup geri döndüm.

"Onur?!"

Onur gözlerini ikinci defa bana değdirdi. "Hı?" Dediğinde sesi bile titriyordu.

"Oya gelmiş ya? Bi' konuşun değil mi Oyacağım?" Diyip imalı imalı konuştum.

"Hıı, evet şey yapalım biz, şey, konuşalım." Dedi Onur. "Gel Oya'm biz konuşalım" Diyip Onur ilerledi.

Onur önden Oya da tedirgin adımlarla arkasından ilerliyordu. Merdivenlerden yavaş yavaş çıkarken gözden kayboldular. Onur terasa gidecekti biliyordum. Bir sigara yakacak, o sigarayı daha bitirmeden Oya'yı göğüs kafesine sımsıkı, hiç çıkmayacakmış gibi sarılacaktı.

Onurun en çok korktuğu şeyden biride: birisinin kalbini kırmaktı. Asla birisini bilerek kırmazdı. Elinden geldiğince kırmamak için susardı. 

Kardeşimdi o benim. Çocukluğum, gülüşümdü o benim. Her zaman yanımda olandı. Güvenimdi o benim.

Arka cebimdeki telefon titreyince arka cebimden telefonu aldım.

0534 *** ** **; Pişt kız, geldim ben. (20.33)

Sisil; İyi şimdi, geldiğin yoldan geri git. (20.33)

0534 *** ** **; Kız sen trip mi atıyorsun bana? (20.33)

Sisil; Of sen yine saçmalamaya başladın. Sütünü içte uyu! (20.34)

0534 *** ** **; ama anneeee....(20.34)

Sisil; Mal bu çocuk vallaha mal. (20.34)

0534 *** ** **; Ama sen bu Malı seversin, hee. (20.34)

Sisil; Neyini seveceğim be senin!
(20.34)

0534 *** ** **; Zenginim unuttun mu :? (20.35)

Sisil; Ben fakirdim sanki... (20.36)

0534 *** ** **; Ama ben daha zenginim. (20.36)

Sisil; E o zaman parayı çok seven birisine git. (20.37)

0534 *** ** **; Burnuma bir koku geldi. (20.37)

0534 *** ** **; Ay! Bu trip kokusu biliyorum ben bu kokuyu. (20.37)

Sisil; Demek ki bu kokuyu başka kızlarda tattın. (20.37)

Sisil; Ee tabi bir ömür beni bekleyecek halin Yok ya. (20.38)

0534 *** ** **; Ne oldu sana? Söylesene. (20.38)

0534 *** ** **; Evet, kabul. Ben senden önce bir çok kız tanıdım. Onla konuştum. Ama bunlar senden önceydi. Ben senden önce kimsesizdim. Şimdi bir kimsem var ama o bana inanmıyor. (20.39)

0534 *** ** **; İnanmıyorsun bana, kimsem...  (20.39)

0534 *** ** **; Sisil, yemin ederim lan. Senin için bir sürü şey yaparım. Gözüm kapalı yaparım. Yeter ki bana inanman lazım. Küçük bir inança muhtaçım ben, Su. Ben annesi tarafından terk edilen bir oğlan çocuğuyum dediğimde yalan söylemiyordum. Ben gerçeğim. Annemden ümidi kestim ben. Sana ajıtasyon yapıpta bana acımana sonra da sevgi duymanı istemiyorum. Seni tanıdıktan sonra hayata yeni bir sayfa açtım. (20.45)

0534 *** ** **; Ulan, beş sene be! Beş sene. Söylemek kolay. Bu anlatılmaz yaşanır be! Ben o beş senede sen fark etmesen de senden çok şey öğrendim. (20.48)

0534 *** ** **; Birisini sevmeyi, gülümsemeyi, gerçekçiliği, mutluluğu, Umut etmeyi, ne yaşarsam yaşayım mutlu olmayı öğrendim. Hayvanları sevmeyi, okşamayı, onları beslemeyi bile senden öğrendim. Annem veya babam öğretmedi bunları, bunları sen öğrettin. (20.51)

0534 *** ** **; Seni nasıl tanımlarım biliyor musun? (20.51)

0534 *** ** **; Hani bir şarkı açarsın ve fark etmeden iki üç cümle ezberlersin ve o senin ağzında takılıp kalır. Fark etmeden o şarkıyı söylediğini fark edişin ve sonrasında, sıkıldığında, üzüldüğünde, mutlu olduğunda... o şarkı ağzında sayıklıyorsun. İşte, sende böylesin. Her zaman fark etmeden ağzımda, gözlerimde, kalbimde, gönlümde, yüreğimde... davranışlarımda hep sen varsın, fark etsem de etmesemde. Sen hep zikrettiğimsin. (Çalmayın!)
(20.55)

0534 *** ** **; Sisil, belki ilkim değilsin ama her zaman sonum olacaksın be! Bak buna inanmana ihtiyacım var. Sonum olacağına inanman lazım. (20.59)

0534 *** ** **; Lan vallaha nefes alamıyorum. Bütün dallarım kırıldı. Başka dala ihtiyaç duyuyorum. O dalın kırılıp beni bırakmayacağına inanmam lazım. Umut... umut insanı hayatta tutar. Benim bir umudum kaldı o da sensin. Bana inanmazsan çekip gidersen benden, daha gelmeden, ben yok olurum. (21.05)

0534 *** ** **; Sisil seni çok seviyorum. (21.05)

0534 *** ** **; İnancına, ihtiyacım var. (21.06)

0534 *** ** **; Bir şey demene gerek yok. Ama bu cümleleri harfleri hatta asla unutma. Eğer bunlar bir gün değişirse ben kendi ellerimle sana bıçağı vereceğim, beni öldürmen için. (21.13)

0534 *** ** **; Sana aşığım, Sisil🖤
(21.13)
————

Ayy! Ne yazdım hiç bilmiyorum. İnşallah beğenirsiniz ya. Ara sıra saat yazıyorum ama İnşallah konuşmalarla uyumsuzluk olmamıştır...
Yazım yanlışı varsa affola❤️

Gurur | Texting (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin