29 Gün Önce
Pazar, haftasonunun son günü.
Dün gece, yatmadan önce, favori Youtuber'ımın hesabına baktım; PewDiePie.
Saat farkından dolayı, burada saat 23:30'ken, orada 13:30 oluyor ve genelde çoğu Youtuber, videolarını öğlen saati yüklüyor. Bu yüzden gece olduğunda hesaplarına bakıyorum ki, yeni videolarını görebileyim.
PewDiePie, hakkında kısa bilgi; bu ismi ilk defa duyanlar için söylüyorum. O bir insan ve asıl adı Felix Arvid Ulf Kjellberg (Ormanda mutlu bir kurt, tam isminin, tam anlamı sayılır.) Youtube hesabında, video oyunları oynuyor ve bence çok güzel. Ayrıca, PewDiePie ile Cuma Günleri, diye bir (şov mu desem?) şov tarzı bir gösterisi var. Bakın derim.
Pewds (ki bu PewDiePie oluyor)'ın beklediğim yeni bir videou vardı, "The Catacombs Challenge!" Ya da, başka bir deyişle, Yeraltı Mezarlığı Yarışması? Challenge'ı nasıl tam anlamıyla çevirebileceğimi bilmiyorum, ama sanırım "Yarışma" en uygun kelime.
Şimdi fark ettim ki, çevirmenliğin içine ediyorum.
Her neyse, burada, Pewds, tek başına bir yeraltı mezarlığına giriyor ve orada üç anahtarla bir çıkış bulmaya çalışıyor. Tıpkı, diğer videolarında oynadığı korku oyunları gibi. Ama bu oyun değil, gerçek.
Gece yarısına doğru, aldım bilgisayarımı ve kulaklığımı, yatağıma geçtim. Youtube'u açtım ve Pewds'ın yeni videosunun çıktığını gördüm. Süper haberdi benim için, çok merak ediyordum çünkü.
Videoyu karanlıkta izliyordum, çünkü annemler uyuyorlardı ve benim de uyuduğumu sanıyorlardı. Yani odada sadece bilgisayarın ışığı vardı.
Her neyse, ben daha videoyu bitiremeden, korkudan kapatmıştım. O videoyu bir de karanlıkta izleyin siz, çok korkunç. Sonra açtım yorumları okudum. Birileri "Grafiği çok güzel, Xbox'ta da oynanıyor mu? Oyunun adı ve fiyatı ne?" tarzı şeyler yazmış.
Bir alkış ama.
***
Limbo oynamaya devam ediyoruz ve o minik karakter, sürekli ölmeye devam ediyor.
Keşke kaç kere öldüğünü saysaydık, o zaman anlardınız, oyunda ne kadar vasat olduğumuzu.
Şu ansa Ipad'imden yazıyorum ve resmi olarak 'Otomatik Düzeltme Mağduru' olmuş bulunuyorum. Sadece yukarın okuduğunuz üç cümleyi, kaç kez sildim bilemezsiniz. Karakterin ölüm sayısından daha fazladır bence.
Aradan iki dakika geçti ve bu süre içinde bir sürü şey oldu, annem yanıma geldi ve dedemlerin akşam yemeğe geleceklerini belirtti. Yaklaşık bir saat sonra geleceklerini düşünüyoruz, ama onlar tıpkı sosyete kadınları gibiler!
Yarım saate geliyoruz, demelerine bakmayın. Bir ara, bize yedide gelmelerini bekliyorduk, ama saat dokuzda geldiler. O gün, pencerenin önüne kamp kurmuştum.
Aslında pek heyecanlanmıyorum ya, yani daha dün onlardaydık. Yanlış anlamayın, onları görmek istemiyorum falan değil, ben herhangi bir insanla muhatap olmak istemiyorum. Bugün Ankara, normalden kat kat daha sıcak ve ben o kadar halsiz, bitkin ve yorgunum ki, anlatamam.
Ya da belki sadece üşeniyorumdur.
***
Yazar bu noktada, kendinden üçüncü şahıs olarak bahsedecek kadar sıkılmış bulunuyor.
Yarım saattir App Store'da, uygulama araştırıyorum, çünkü yapacak başka bir şey yok.
Yeni bir uygulama buldum, üç boyutlu heykel yapıyorsunuz ve bence çok zevkli. Uygulamanın adı, "123D Sculpt" Görmeniz gerekiyor bunu. Öyle şaheserler yarattım ki, dilinizi yutarsınız.
Her neyse, annemle beraber -zorunlu olarak- "Bir Yaz Günü Programı" -ismi iki saniye önce uydurdum- yaptık ve bu programa göre, akşamları bayağı bir boş vaktim olacak. Belki de programı sizinle paylaşmalıyım ve böylece yazacak hiçbir şeyim kalmaz. Ne mutlu bana!
İşte aklıma bir fikir geldi! Yarın, Pazartesi günü, özel bir yazı yazacağım. Yani saati saatine. Bak şimdiden heyecanlandım, hayatımın ne durumda olduğunu görüyorsunuz.
Bakalım düşündüğüm kadar ilginç olacak mı?
Hepsi, yarınki manşette!
***
Dedemler az önce gittiler. Şimdi, nasıl okey oynadığımızı anlatabilirim ve nasıl bir tercümana dönüştüğümü!
İlk olarak okeyi anlatayım. Babamla ben ve amcamla dedem eşleştiler. Elbette ki biz yendik, gülücük, gülücük, gülücük...
Başta, ikimiz de okey atamıyorduk. Hiçbir şey beceremiyorduk, hatta dalgınlığıma geldiği için yanlışlıkla okeyi atmıştım!
Her neyse, sonra birden her şey aydınlandı. Babam üst üste elini açmaya başladı ve ben gösterge çekiyordum sürekli. Sonunda da, biz kazandık. Oley!
Tercüman haberine gelirsek, bugün sabah, @mundanemoon'a kitabını çevirip çeviremeyeceğimi sorduğum bir mesaj attım ve yarım saat önce mesaj gelmiş! Ne kadar sevindiğimi anlatamam.
Çevirdiğim kitabın adı "Skinny Thoughts"
Yapmayın dedem gibi 'boks'

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yazarın Hayatı
Non-FictionSayfaları çevirin ve hayatınızdaki parçalarla tekrar tanışın, çünkü bu; ❝benim hikayem❞ Bizim hikayemiz. »»» Durum şu; panonun önünde, birbirini ezmeye çalışan, bağırıp çağıran bir hayvan sürüsü var. "Sakin ol dostum, onlar senin okul arkadaşların...