21 Gün Önce - O Araba Kesin Döner

88 4 0
                                    

21 Gün Önce

Dün Be'ye gönderdiğim mesajda olduğu gibi -"Tabanları yağla, bu yıl it gibi çalışıyoruz!"- it gibi çalıştım bugün. Bu yıl önemli, çünkü TEOG sınavına gireceğiz, şu korkulu rüya olanlardan.

Bu yüzden bugün yirmi tane -eski TEOG sınavından- Matematik sorusu çözdüm. "Bu mu it gibi çalışma?" demeyin, soruları tek tek araştırdım falan.

Her neyse, bugün önemli bir şey olmadı, dün bahsettiğim aksine. Yani Aylin ve Hira gelmediler, aramadılar bile. Pek umurumda da olmadı, çünkü onları görmek istemiyordum. Bu yüzden, bu gün yazacak pek br şey olmadığından, kendimi yazacağım.

Çok heyecanlı!

Annemler bana bir söz verdiler. Eğer TEOG sınavından 435 üstü alırsam, bana aylık 500 lira harçlık verip bir banka hesabı açtıracaklarmış. Ben de bunun olması için çabalıyorum şu an.

İnek öğrencilerden biri sayılırım aslında, hiç çalışmadan Matematik'ten doksan üstü aldığım için Be ve Ba'dan az küfür yemedim, ama bu sefer yüksek alacağımdan emin olmak istiyorum.

İşte, şimdi kendimden bahsedeceğim bölüme geldik.

Çoğu kişi yaşımın küçüklüğünden yakınabilir, ama ben önemsemeyeceğim. Unutmadan, akıl yaşta değil baştadır.

Her neyse, adımı açıklayabilirim herhalde. Tuhaf oluyor çünkü A falan yazarken. Pretty Little Liars'taki A gibi hissediyorum.

Adım...

Davullar, davullar, davullar. Aslında, mesajlaştığım çoğu kişi adımı biliyordur da neyse, ben söyleyeyim. Adım... Davullar, davullar, davullar. Sessizlik. Açıklıyorum!

Ayda!

Evet, adım Ayda. Merak etmeyin, bunları Dünya'dan yazıyorum.

Ayda Mosharraf kadar güzel sesim yok. Yani beni 'O Ses Türkiye'de göremezsiniz, şimdiden belirteyim. Karaoke yaparım, ama bunu asla duyamazsınız, duyamayacaksınız! -Bu kelimeden sonra, şeytani kahkaha sesini kafanızda canlandırın. Nihahaha, olan türlerden hani.-

ODTÜ Koleji'nde okuyorum, Ankara'da olanından. Odtü, Odtü Koleji! Bu ülkenin güneşi! Çağdaşlıkta yok eşi! Ram pam pam pam. Az önce okuduğunuz bizim marşımızdır, daha melodiktir sadece.

Açıkça konuşayım, korkak biriyimdir. Tıpkı hikayemdeki Mina gibi. Öyle köpekten kediden falan korkmam. Korkularım şunlar; böcekler ve yükseklik.

Onun dışında korku anlamında, mesela dişçiden korkarım ya da aykırı bir şey yapmaya korkarım. Öyle kötü kız tavırlarını bende bulamazsınız. Her neyse, umarım bu yazıyı tanıdıklar okumaz. Bu da başka bir korkum, yaptıklarımı insanların görmesinden korkuyorum.

Hayvanlara bayılırım ve son zamanlar, annemlere bir köpek için yalvarıyorum. Bir ara, aynı anda dokuz kedim olmuştu. Bu da benimle ilgili tuhaf bilgilerden bir tanesi işte.

Hayatımda sadece bir kere korku filmi izledim, "Halka" Onu da okulda, İngilizce dersinde izlemiştik ve ben o gece uyuyamamıştım.

Bu 'benim hakkımdaki gerçekler' tarzı yazıya birazdan devam edeceğim.

Zihinsel özelliklerim -dürüst oluyorum-: Gerektiğinde iyi yalan söyleyebilen, arkadaş canlısı, bencil olan, ama inatla bu özelliğini görmezden gelerek elinden geldiğince herkesi mutlu etmeye çalışan ve sonunda hep hüsrana uğrayan, sevdiği erkek tarafından "Kandırılması kolay biri." diye tanımlanan biriyim.

Ek olarak, sevecen ve gülmeyi nefes almak gibi seven, espri yapamayan, ama yaptığında kaliteli espri yapan*, dışarıdan çok sakin, ama içeriden manyak olduğu anlaşılan bir tipimdir.

***

*; Kaliteli espri yaparım dediğime bakmayın. Bazen şöyle espriler de yapıyorum;

Yolda gidiyoruz. "O araba kesin döner." diyor babam. Ben de durur muyum? Durmam.

"O araba döner, biz kebap."

***

Elinde diş macunu paketinde duran, "Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi" yazıp da, bu tarihi belirtmeyen Çokokrem, Yaz olmasına rağmen, üstümde bir yorgan, kucağımda bilgisayar, bunları yazıyorum.

Ne yazayım? Ne yazmamı istersiniz?

***

"Cotard Sendromu" diye bir hikayeye başlayacağım bu arada. Bizim sınıfta Elif'in yaptığı bir sunumdan esinlendim de.

Açıklayayım, Cotard Sendromu, insanın kendisini ölü sanmasıdır arkadaşlar. Aşırı nadir bir psikoloji hastalığıdır ve bununla ilgili hikaye yazanı keserim. Bu konu benim.

Hikaye'de olacakları şöyle tanıtabilirim;

Yeni evlenmiş bir çift olan Batu ve Lara, balayına giderken bir arabanın onlara çarpması sonucu trafik kazası geçirirler. Hayatını kaybeden Batu ve hem teninde, hem de zihninde bir sürü hasar bırakan bir kazadır bu. Hikaye, Lara'nın bu hastalığı yenmesini anlatıyor.

Wattpad'de ilerideki zamanlarda göreceğiniz tanıtım ise şu olacak;

Ben bir ölüydüm, ölü olmam lazımdı.
Herkes bunun bir hastalık olduğunu söylüyor ve hatta bu yüzden intihara girişebileceğimi.
Ama bilmiyorlar ki, ölü olduğumu kanıtlamak için ikinci bir kez daha ölmeme gerek yok.

İlk ciddi kitabım olacağı için, biraz seçici davranıyorum. İlk bölümünü yazdım bile, ama değişiklikler de yapabilirim. Dediğim gibi, aşırı seçici olacağım ve bu kitabı yazarken en ince ayrıntısına bile dikkat ediyorum.

Dediğim gibi, bu kitap çok ciddi.

Yakın zamanda ilk bölümünü paylaşırım herhalde. İsteyen okuyabilir, size bırakıyorum. Her neyse, bugün arkadaşlar, bulduğum kişilere kapak tasarımı yapma teklifinde bulunuyorum. Bunu yapmayı seviyorum, onlar da yaptığım kapakları seviyorlar.

Örneğin, bunlardan bir tanesi @cokguluyombenya Bütün hikayelerine kapak tasarlayacağım, sonra içlerinden birlikte seçeceğiz. İsterseniz -okuyan varsa tabii- sizin hikayeniz için de bir kapak tasarlayabilirim.

Not: Multimedia'da @Dvrgnt99 için tasarladığım bir kapak var.

Bugünlük benden bu kadar, sağlıcakla kalın!

Bir Yazarın HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin