16 Gün Önce
Dün için özür dilerim, harika bir gün olmadığını söyleyebilirim.
Neredeyse dün hakkında hiçbir şey yazmadım, çünkü annemle tartıştık. Genelde annemle üç farklı şekilde tartışırız;
1- Kısa bir tartışma olur ve gergin bir geceden sonra sabah hiçbir şey olmamış gibi davranılır.
2- Uzun ve karşılıklı bağırmalarla geçen bir tartışma olur, aynı gerginlik sabah da devam eder.
3- Annem konuşur ve uzun bir sessizlikten sonra sinirimizden güler ve film izleriz.
Üçüncü seçeneği tercih ederdim, ama bu seferki üçünden biri bile değildi. O konuştu, ben dinledim. Sabah da bir şey olmamış gibi davranmaya çalıştı, ama en ufak şeyde bana kızmaya başladı. Bu yüzden kendimi müthiş hissetmiyorum.
Her neyse, dişçide kalıp verdim ve beklediğim gibi acılı değildi, daha çok iğrençti ve onun dışında adam arka dişlerime ikişer lastik taktı, toplam sekiz lastik.
Berbat bir şey olduğunu söylemeliyim. Dişimin arasında bir şey sıkışmış gibi hissediyorum ve çok ağrıyor. Gece uyuyabileceğimden emin değilim.
Kısacası, okumaya ve yazmaya değmeyecek şeyler yaşandı, kendimi çok kötü hissettiğim için yazıyı kısa keseceğim. Akşam önemli bir şey olursa yazarım.
***
Kendimi biraz daha iyi hissetmeye başladım.
Dişlerim yüzünden aşırı yorgunum ve annemle aramız düzeldi, artık küçük şeylere kızmıyor da, ortanca şeylere kızıyor. Genelde, çok çok büyük şeylere kızar, yavaş yavaş düzeliyor işte.
Son günlerdeki yazılarım çok tuhaf ve karamsar gibi sanki.
Hey, beni suçlamayın! Okul stresi beynimin her köşesini hapsetmiş durumda.
Dün de o gün neler olduğu hakkında hiçbir şey yazmadım, çünkü hiçbir şey olmadı ve fark ettiğiniz gibi yazmayı unutmanın dışında, yayınlamayı da unuttum. Aferin bana!
Alkışlar, alkışlar, alkışlar...
Şu lastikler bir düşse o kadar rahat edeceğim ki. Be ile de konuştum bugün, tatildedir kendisi. Şezlongta keyif çatarken arı sokmuş onu, bensiz giderse tatile olacağı buydu yani!
Dediğime bakmayın, arılar bana düşmandır.
Tutturdu o da, yok diş telli fotoğrafımı istiyormuş. Diş telinin ne olduğunu merak ediyorsa, Eylül'den önce aynaya bakıp gülümsesin. Onun diş telleri Eylül gibi çıkacakmış.
Ben ne şansız, ne bahtsız biriyim ya. Bakar mısınız, dişlerim geç geliştiği için -marifet- sonuncu süt dişim birkaç ay öne çekildi, yani normal olarak ancak şimdi tel taktırabiliyoruz.
27.08.14, gelecekteki benden not; Bugün annemin, dişlerim bir yaşına kadar -ki 1,5 yaşındayken "Aa, selam!" demeyi hatırladılar.- çıkmadığı için dişimin olup olmadığını görmek üzere röntgen çektirdiğini öğrendim.
En fazla bir sene takarmışım zaten, iyi güzel (şubat tatilinde çıkmazmış) Sekizinci sınıf çok tuhaf geçecek galiba. Hadi hayırlısı, diyelim ve yazıyı yayınlayayım!
-Yazılarımın uzunluğu kısaldığı için hepinizden özür diliyorum. Zaten okul başlayınca da çok sık yazamayacağım. Malum sınavlar, dersler... Hiç düşündürtmeyin.-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yazarın Hayatı
Non-FictionSayfaları çevirin ve hayatınızdaki parçalarla tekrar tanışın, çünkü bu; ❝benim hikayem❞ Bizim hikayemiz. »»» Durum şu; panonun önünde, birbirini ezmeye çalışan, bağırıp çağıran bir hayvan sürüsü var. "Sakin ol dostum, onlar senin okul arkadaşların...