28 Gün Önce
Güne rötarlı başlıyoruz, annemin beni saat sabah sekizde uyandırması gerekirken, kendi kendime saat tam 9:12'de uyandım. Bu yüzden şimdi ne halt yiyeceğimi bilmiyorum, ama sanırım plana yine uymam gerekecek.
En kötüsü de, 8:00-9:00 arası, benim serbest zamanımdı.
Saate göre kitap okumaya gitmem lazım ve sonra lanet test soruları çözmeliyim. Bana şans dileyin.
***
Saat 12:54 ve benim serbest saatimin bitmesine altı dakika kaldı.
Resmen askeri eğitim alıyorum bugün. Tatilde böyleyse, okulda vay benim halime.
Tekrar test çözmeye devam etmem lazım, hem de fen. Neyseki biyoloji de rahatız, en kolayı bence. Fizik kim ya da biyolojiden daha kolay olacak? Esprimi de yaparım ve üç dakikam kaldığını belirtirim.
Elimde çabuk çorbam var, hem de kıtırlı domates. Geriye kalan bir dakikayı sayıyorum, derken saat 13:00 oldu bile. Bu arada unutmadan, saat 15:30'da annemin yanına gitmem gerekiyormuş. Oradaki doktorlardan birinin doğum günü varmış ve elbette, bedava tiramisu!
Bekler mi?
***
Hala dedemlerdeyiz ve saatin 12'ye vurmasını bekliyoruz.
Kendimi çok kötü hissediyorum, neden mi? İşte hikayem;
Buraya gelmeyi planlamıyorduk bile. Birden dedem bu fikri attı ortaya, yani onlarla yemek yeme fikrini. Amacımız sadece onlarda yemek yiyip eve geri gitmekti, ama öyle oldu mu?
Olmadı.
Benim babaannemlerin orada, bir arkadaşım var. Adı Hira, kendisi benden birkaç yaş küçük, ama kafa kızdır. Böyle dediğime bakmayın, onun hakkındaki gerçekleri birazdan hep beraber öğreneceğiz.
Onun bir de kuzeni var, Aylin. O da benden bir yaş büyük. Bunlar çete olmuşlar resmen. Neyse, babaannem dedi ki, yemeği hazırlayana kadar onlarda durayım, yemek hazır olunca da gelip yiyeyim.
Onların zilini açtım, Hira'yı gördüm karşımda. Bu sırada gözlerim faltaşı gibi açıldı, çünkü kız resmen yüzüne badana yapmıştı. "Makyaj mı yaptın sen?" diye sordum ağzım açık bir şekilde.
Beni düşüp öyle konuştu. "Alanya'da görecektin bir de." Doğru kız tatilden gelmişti, içimden hiç hanfendice olmayan bir şekilde "Çüş!" diye düşünüyordum.
Tabii bu ifade, Aylin'i görünce yüzümde dondu. İkisi de yüzünü bir duvar gibi boyamışlar. Hele Aylin, yeşil gözlerinin etrafı simsiyah. "Oha." dememek için zor tuttum kendimi. Yaşınız başınız kaç sizin de, öyle makyaj yapıyorsunuz?
Bir de Aylin, saçlarının uçlarını Nazo ile pembeye boyamamış mı?
Bir de demezler mi, "Bu bizim makyajsız halimiz sayılır. Bir de makyajlı gör bizi." diye?
Neyse, içeri girdik biz. Ben direk oturma odasına geçtim, orada Hira'nın annesi ve anneannesi oturuyor. Ben de oturdum ve biraz muhabbet ettik. Kimsin sen, muhabbeti.
Sonra Hira başını kapıdan sarkıttı, "Biz çıkıyoruz." Nereye çıkıyorsun kardeşim? Merdiven mi bu? Ona bakışımı fark etmiş olmalı ki "Dolaşacağız." diye ekledi. Nerede dolaşacaksın kardeşim? Hani, öyle alışveriş merkezi olan taraflarda da oturmuyoruz ki biz, Etlik burası, Etlik.
Tabii babaannem de orada "Gitmeyin, gitmeyin." dedi. "Kaçırırlar sizi." Ondan sonrası, elbette ki yalvarmalarla ve reddedişlerle geçti. Sonuç olarak, sadece bakkala gitmeye izinleri vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yazarın Hayatı
Non-FictionSayfaları çevirin ve hayatınızdaki parçalarla tekrar tanışın, çünkü bu; ❝benim hikayem❞ Bizim hikayemiz. »»» Durum şu; panonun önünde, birbirini ezmeye çalışan, bağırıp çağıran bir hayvan sürüsü var. "Sakin ol dostum, onlar senin okul arkadaşların...