15 Gün Önce - Diş Telleri İle Müzik Yapabilen İnsan

59 1 0
                                    

15 Gün Önce

Uykusuzluk?

Evet.

Yorgunluk?

Evet.

Ağrı?

Evet.

***

Uyuyamıyorum, uykusuzum. Açım ve karnım ağrıyor. Dişlerim çok acıyor, ondan bahsetmiyorum bile. Gözlerim kıpkırmızı, susadım. Ben daha kollarımı kaldıramazken dışarı çıkmam lazım. Sanırım kusacağım ve başımda feci bir ağrı var.

Bir hesaplayalım, saat 8:11'de -kendi kendime- kalktım -manyak mıyım neyim- ve kaçta uyudum tahmin edin? Yatağa 12:00 gibi girdiğimi düşünürsek 2 gibi uyumuşumdur. Altı saatlik uykunun neresi az, demeyin. Ben en az sekiz saat uyumadan kendine gelemeyen insanlardanım.

Bu yüzden iki saat boyunca yatakta kıvrandım, zaten dün akşamdan açtım, çünkü dişlerim yüzünden bir şey yiyemiyordum. -yanlış anlamayın, yiyebilirdim, ama çok acıdığı ve zor olduğu için yiyemiyordum- Gece açtım ve sabah susuz, su içtim içmesine de hiçbir şeye yaramadı. Boğazımdaki acıdan kurtulamadım.

Bu benim hikayem ve şu an, yukarıdaki şeylerin bir sonucu olarak huysuz, tersleyici ve aşırı öfkeliyim. Benim suçum değil, evreni suçlayın.

Size verebileceğim tek iyi haber ne biliyor musunuz? Annem düzeldi.

Sonunda, vakti gelmişti.

***

Yukarıdaki yazıdan sonra, dişçiye gittik ve ben şu an açım. Açım. Açım. Diş tellerini taktırdık, ama üstteki öndeki dört dişe takamadıkları için gülümseyince pek belli olmuyor. Konuşurken dilim sürtmüyor, ama benim için zorluk oluyor o kadar.

Bir yıl sonra teller çıkacak ve özgür olacağım! En kötüsü de her yemekten sonra fırçalamam gerekecek ve bu okulda aşırı zor olacak. Ama bunların hepsi bir yıl sonra sona erecek!

Şu ansa sadece AÇIM.

Yemeği babamın hazırladığını biliyor muydunuz? Bakalım makarnayı yakacak mı? Hepsi birkaç dakika sonra!

Ve biliyor muydunuz, dişlerimdeki telleri titreştirerek müzik yapabiliyorum! Bu konuda kendimi geliştirebilirim ve bundan iki yıl kadar sonra, "Diş Telleri İle Müzik Yapabilen İnsan" diye haberlerde beni görebilirsiniz.

Kariyer yapacağım!

***

"Baba, makarnayı unutma."

"Ne makarnası?"

"Makarna pişiriyorsun ya!"

"Ben? Makarna pişirmek?"

"Baba git bak makarnaya!"

Ve sonuç olarak babam makarnayı yakar, tarzı bir cümle ile nokta koymak isterdim, ama nerde? Babam sanırım makarnayı yakmadı, şu an mutfakta onunla ilgileniyor.

Ve yakmamayı başardı.

***

Unutkan mı desem, salak mı desem bilemedim.

Yazmayı ikinci kez unuttuğum için beni tebrik edin, harika hafızamla beni.

Hepsini yarın yazarım, ama şimdi ilaçlar yüzünden uyku ağır basıyor, hem yarın ilk özel dersim de var. Bakalım nasıl maceralar yaşayacağım? -tamam, merak ettirme yeteneğim sıfır, kabul-

Bir Yazarın HayatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin