Herkese yeniden merhabalar :) Çok bekletmeden yeni bölüm atayım dedim. Keyifli okumalar yorum yaparsanız sevinir :)
Doğumhane kapısı açıldığında minik bebeği içeriden çıkarttılar.Bebek doktoru yüzünü sıvazlayıp Tahir'in karşısına geçti.
"Öncelikle tekrar hayırlı olsun Tahir bey. Minik adam biraz erken geldi. Beklediğimiz kilodan düşük olduğu ve solunumla ilgili bazı sıkıntılar yaşadığı için minik adamı birkaç gün küvöz de tutacağız."dedi doktor. Tahir küvöz lafını duyunca gerilmişti. Doktor Tahir'in koluna dokundu.
"Korkmayın bir çok bebek aynı sıkıntıyı yaşıyor. Minik adam çabuk toparlayacağa benziyor. Ben şimdi bebek servisine iniyorum anne de odaya geldikten sonra gelip gerekli bilgilendirmeyi yapacağım."
Doktor yanlarından gittikten sonra sedyeyle Nefes'i çıkarttılar doğumhaneden. Uyuyordu... Bahar yanlarına geldi.
"Başarılı bir doğumdu. Ama bebek erken doğdu bebek doktorumuz Ozan Bey bununla ilgili bilgilendirme yapacaktır size. Nefes'in biraz ağrıları olur ama dikişsiz ve kesik olmadan doğum olduğu için rahat atlatır. Doğumdan sonra tansiyonu tekrar yükseldi. Bu yüzden tansiyon takibi yapacağız. Şimdilik Nefes uyuyor. Hayırlı olsun. Ben yine uğrayacağım."
Bahar yanlarından ayrıldıktan sonra Tahir Asiye'ye baktı. Oğlu erken doğmuş bu yüzden küvöz de kalacaktı. Bunu nasıl Nefes'e açıklayacaktı Tahir?
"Allah'ım sen bana yardım et.Sen bana güç kuvvet ver yarabbim."
Bakışları Saniyeyi buldu Tahir'in. Annesini... Nefes'in erken doğum yapmasına sebep olan annesini.
"Hırsının,öfkenin mal olduğu şeyleri görey misun ana?" dedi Tahir. Kendisini kaybettiğinde hep yaptığı gibi ağzı yine kaymıştı Karadeniz ağzına.
"Ben ne ettum? Girmeyeydu senun koynuna bende demezdum." dedi Saniye hala kendisini savunmaya çalışarak.
"Saane ana. Saane. Nefes benum karum saane." dedi Tahir sonra burun kemerini sıkıp gözlerini sımsıkı kapattı.
"Sen o kadunu yara bildun ya bana ana aslunda hiç fark etmedun o kadunun bana yar olduğunu.Senun o çocukli dul karu diye aşağuladuğun kaduna nasul sevdalanduğumu görmedun. Yar bildiğumu yara bilip en çok benu kanattuğunu fark etmedin. İşte bu yüzden ana bundan sonra ne ben,ne Nefes ne de oğlum Kaleli konağına adum atmayacağuz. Ben zannetim ki seversun,yumuşayup bağruna basarsın o kıza ana olursun dedum ama birşeyi atlamışım ana sen sadece analuğu kendu oğullaruna yaparsun. Bundan sonra beni de unut ana. Senun Tahir diye bir oğlun yok!"
"Abim..." dedi Mustafa Tahir'in kolunu tutup.
"Abim yok... Siz benu o kıza bunlaru yaşaturken öldürdünüz zaten. Ne beni ne de Nefes'i kanata kanata bitiremediniz. Tükendim...Karıma,oğluma daha fazla zarar vermenize göz yummayacağım. Sizden ona aile olmaz anladım işte bu yüzden bende ailemi alıp sizden uzaklaştırıyorum kendimle birlikte."
"Tahir bir sakinleş abim karşusundaki anam bende abin Mustafa..."
"Anam ve abim öyle mi? Gel... Gelun benumle..."
Abisini kolundan tutup yürümeye başlayınca herkes mecburen takip etti Tahir'i. Tahir'in kanındaki delilik yine baş göstermişti işte. Asansöre binip bebek yoğun bakımının bulunduğu kata geldikler.Abisini ve annesi yoğun bakımın önündeki camın önüne getirdi. Oğlunun minik bedeni rahat nefes alsın diye solunum cihazına bağlanmış,minik elinde serum,bedeninde kablolar vardı.Asiye gördüğü manzarayla gözleri dolarken kucağındaki kızına sıkı sıkı sarıldı.Tahir, ufacık bebeği,oğlunu böyle gördükçe canı yanıyordu. Elinden bir şey gelmemesi onu daha da delirtirken Nefes için sağlam durmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Tenli Kadın (TAMAMLANDI) (#Wattys2019)
FanfictionBundan çoook uzun yıllar önce, buralardan çok uzak topraklarda solukbenizlilerin herşeyi yok etmeye yemin ettiği topraklarda mavi tüylü bir geyik yaşarmış.Mavi tüylü geyik çok yalnızmış. Kimsesi yokmuş. Sevginin nasıl birşey olduğunu bilmiyormuş. Te...