Hayal Kırıklığı

165 23 2
                                    

Okula gittiğim gibi gözlerim Kerem'i aramıştı ama bulamadım. Ben de Merve ve Melisa'nın yanına gidip onlara Kerem'i gördünüz mü diye sordum. Daha okula gelmedi dediler. Acaba bi şey mi oldu diye meraklanmaya başlamıştım.

Aramaya karar verdim. Telefonumda "Bay Çok Bilmiş" diye kayıtlıydı. Ben de onda "Bayan Çok Bilmiş"  diye. Birbirimize öyle seslenmeyi çok severdik. Numarayı çevirip aradım. Açtığında sesi her zamankinden daha da heyecanlı geliyordu. Nerdesin diye sorduğumda her zamanki yerimize gel diyip kapattı. Bizim her zamanki yerimiz mahallenin ilerisindeki eski çocuk parkıydı. Pek kimse kullanmazdı. Hemen parkın yolunu tuttum. Ağacın altındaki banka oturmuş beni bekliyordu. Yanına yaklaştım.  Bana döndü.

-Otursana.

-Tamam.  Niye apar topar beni buraya çağırdın?

-Sana anlatacaklarım var.

İster istemez kalbim hızlanmaya başlamıştı. Ya beni sevdiğini söylerse diye düşünmeye başladım. 

-Noldu neye daldın öyle?

-Hiiiçç.

-Peki.  Beni dinle o zaman.

-Dinliyorum.

-Şu son zamanlarda sen de fark ettiysen tavırlarım çok değişti. Bunun nedenini önce bilmiyordum ama dün gece çok düşündüm ve sanırım ben aşık oldum.

-Ki...Kime?

Bunu söylerken kekelemiştim çünkü kalbim hiç bu kadar hızlı çarpmamıştı. Büyük bir heyecanla dudaklarından dökülen cümleleri dikkatle dinliyordum.

-Hani şu bizim okuldaki Murat'ın sevgilisi Melike varya ona.

Duyduğum gibi kalbimde fırtınalar koptu. Kalbim sıkıştı.  Gözümdeki yaşlar iyice dolmaya başladı. Ben onun beni sevdiğini itiraf etmesini beklerken o en yakın arkadaşlarından biri olan Murat'ın sevgilisine aşık olduğunu söylüyordu. 

-Sen ne dediğinin farkında mısın ya. O senin arkadaşının sevgilisi. Ayrıca bana neden bunları anlatıyorsun?  Amacın ne?  Söylesene,  susma! Ne istiyorsun Kerem? Ben artık yoruldum görmüyor musun?  Sırf Muratla yan yanayız diye beni kıskanıyorsun, gecenin bir yarısı evime geliyorsun.  Şimdi de gelmiş ben Melike'yi seviyorum diyorsun.

Bunları söylerken sesim o kadar kötü çıkıyordu ki. Resmen yaşayan bi ölüye dönmüştüm.

-Ben sadece Melike ve senin yakın olduğunu düşünüp sana anlatmak istedim. Ayrıca Muratla sevgili olması bir şey değiştirmez.

-Sen nasıl bir insansın ya. İnanamıyorum sana. Ben... Ben seni çok yanlış tanımışım Kerem. Murat senin kardeşin gibi. Bunu ona nasıl yaparsın?

-Gönül bu laftan anlıyor mu Belfu?

-Haklısın anlamıyor. Hatta insan köre dönüşüyor. Sevdiği insanın gerçek yüzünü göremiyor. Tıpkı benim gibi...

Bunu dedikten sonra Kerem'in arkamdan adımı seslenmelerine aldırış etmeden arkamı dönüp gittim.  Bunu bana nasıl yapabilirdi?  Tamam benim onu sevdiğimi bilmiyordu ama beni geçtim Murat onun kardeşi ya. İnsan kardeşine bunu nasıl yapar?  Asıl aklımdaki soru bunu Murat öğrense ne yapardı?  Daha doğrusu ben bunu Murat'a söyleyip aşık olduğum kişiye cephe mi alacaktım yoksa Murattan gizleyip Kerem'e destek mi olacaktım?

Kafamda binlerce soru birikmişti. Keremle tanışana kadar hiç böyle sorunlarım olmamıştı ama Keremle birlikte bütün belalar beni buluyordu.  Hayatıma aşk girmişti evet ama aşkın yanında binlerce de dert gelmişti ve bu dertler gittikçe daha da artıyordu. Nasıl baş edebilirim bilemiyordum. İnsan kaldıramadığı dertle sınanmaz derler.  Bu söze bile artık inansam mı inanmasam mı diye düşünmeye başladım çünkü sevdiğim insanın başka birini sevdiğine nasıl katlanabilirdim ki.  Ben, onu öylesine içten severken onun bu yaptığı da neydi şimdi.  En büyük ikilemi yaşıyordum.  Bir tarafta canımı bile verebileceğim insan,  diğer tarafta ise kardeşten de öte olan insan vardı. Aklım Murat'a söyle diyordu,  kalbim ise Kerem'e destek ol,  Murat'tan sakla diyordu.  Ama şimdi düşününce Murat olsa bana söylerdi böyle bir şeyi.  Ben de öyle yapacaktım...

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen... ❤️

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin