Kaçmak

61 11 0
                                    

Okulun bir an önce bitmesini istiyordum. Alp de bunun farkındaydı. Bana tüm gün boyu sakin ol biraz diyerek heyecanımın üstünü örtmek istiyordu. Son iki ders kalmıştı ama zaman geçmiyordu işte. Zeynep,  sınıfa girip son iki dersin de boş olduğunu söyledi.  Herkes sevinçten saçma sapan hareketler yapmaya başlamıştı. Aynı anda Alple birbirimize bakıp "Düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun?"  diye sorduk. Evet,  öyleydi.  İkimiz de ders boş olduğu için okuldan erken çıkmayı düşünüyorduk.  Son iki ders boş olduğu için müdür yardımcısı yoklama almaya geldi ve dışarı çıkmamıza izin verdi.

Alp bana bakıp,  "Ufuk abi bizim okul kapısından çıkmamıza izin vermez. Ne yapalım?"  diye sordu.  Ben de "Madem izin vermiyor biz de kaçarız"  dedim.  Bu fikir aklıma nerden geldi hiçbir fikrim yoktu. "Mantıklı, kapıdan çıkamayız.  Arka kapıdan da öyle.  O zaman tellerden atlamamız gerek."  dedi.  Telden atlamak mı?  Ben böyle bir şey demek istemiyordum.  Ben nasıl atlayacaktım ki o telden.

Alp elimi tutup tellere doğru beni sürükledi. "Alp,  burası çok yüksek.  Ben buradan atlayamam."  "Belfu, merak etme. Önce ben atlayacağım sonra da sen atlayacaksın.  Düşmezsin merak etme.  Ben seni tutarım. "  Mecburen kabul ettim çünkü bunu yapmak zorundaydım. Kerem'in bunları nereden öğrendiğini bulmak zorundaydım ve bunun için de Alp'e  ihtiyacım vardı.  Elimi bırakıp,  tel örgülerden atladı.  Sıra bana gelmişti. Korkuyordum. Bana bakıp " Atla " dedi.  Tüm cesaretimi toplayıp,  gözlerimi kapattım ve kendimi aşağıya attım. Düştüğümü zannediyordum ama Alp bana dediği gibi beni tutmuştu. Ona teşekkür eder gibi bakıp birlikte aşağıya doğru koşmaya başladık. 

Ana yola çıktığımızda bir taksiye bindik. Bizim evin orada geldiğimizde taksiden indik.  Konuya nereden başlayacağımızı bilmiyorduk.  "Belfu,  Kerem'in yakın bi arkadaşı var mıydı?"  Biraz düşündüm.  Onun bizden başka tanıdığım bir arkadaşı yoktu. Ama şu son zamanlarda Ali diye bir arkadaşı olduğunu öğrenmiştim ve sürekli onunla buluşuyordu. Bunu Alp'e söylediğimde "Ali'nin evini biliyor musun?"  diye sordu.  Hayır anlamında kafamı sağa sola salladım.  "Bu kötü oldu işte"  dedi.  "Ben çalıştığı yeri biliyorum"  dedim. Bundan memnun olmuş gibi bir görüntüsü vardı.  "Tamam o zaman gidelim"  dedi. 

Çalıştığı yere gittiğimizde Ali'nin  orada olmadığını gördük.  Orada ustası vardı biz de ona sormaya karar verdik.  Ona sorduğumuzda "Ali bu saatlerde okulda oluyor. Hem okuyup hem çalışıyor.  Bu yüzden burada değil."  dedi. Alp adama bakıp "Hangi okula gidiyor,  biliyor musunuz?"  diye sordu.  Adam bize bakıp "Evet,  Fatsa Anadolu Lisesi'nde okuyor"  dedi.  İkimizde şaşkınca birbirimize baktık.  Bize gerçekleri anlatabilecek olan kişi bizimle aynı okuldaydı ama biz onu bulabilmek için okuldan kaçmıştık.  Alp adama teşekkür etti ve Ali'ye bizim onu aradığımızı söylememesini istedi.  Eğer adam bunu Ali'ye söylerse o da panikler ve her şeyi Kerem'e anlatırdı. Alple birlikte oradan ayrıldık. 

Eve dönerken Keremle her zaman gittiğimiz parkı fark ettim. Parkı kullanılmadığı için yıkmak istiyorlardı. Bunu gördüğümde durakladım.  Alp "Noldu?"  diye sordu.  " Keremle olan parkımızı yıkacaklar. Küçüklüğümüzden beri ne zaman bir şey olsa buraya gelirdik. O parkı yıkmalarına izin veremem Alp"  dedim.  Sesim üzüntülü çıkmıştı. Çocukluğumuzun anısını yıkmak istiyorlardı ve benim buna engel olmam lazımdı.

Hemen parktaki adamların yanına gittik. Karşılarına geçtiğimde "Bir sorun mu var hanımefendi?"  diye sordu.  Ben de "Evet,  var.  Sorun burayı yıkmanız.  Neden yıkıyorsunuz burayı?  Size ne zararı var?" diye sertçe çıkıştım.  Adam gayet sakin gözüküyordu. Sakinliğini sürdürerek benim sorumu yanıtladı. "Bakın hanımefendi,  bizi buraya patronumuz gönderdi. Araziyi patronumuz satın alınca,  bu terk edilmiş parkı yıkıp yerine apartman dikmeye karar verdi.  Biz,  onun emirlerini yerine getirmekle yükümlüyüz." Söylediklerinde haklıydı,  onların bir suçu yoktu.  "Bakın,  burayı yıkamazsınız. Lütfen beni patronunuzla görüştürün.  Burası benim için çok değerli. "  Adam söylediklerimi anlayışla karşıladı ve yıkım işlemlerine kendisi gelene kadar başlamamalarını söyledi.  "Beni takip edin lütfen"  diyip bizi arabayla bir şirketin önüne getirdi. 

Alple birlikte peşinden giderken patronun odasının önüne geldik. Kapıyı tıklayıp içeriye girdik.  Patron yanımızdaki adamını görünce biraz şaşırdı.  "Senin burada ne işin var,  şuan işinin başında olman gerekiyor."  diye adama kızdı.  Hemen ortaya atılıp "Bakın,  onun bir suçu yok.  Ona kızmayın.  Buraya bizi getirmesini ben istedim"  dedim.  Patronu bana bakıp "Sen de kimsin?  Buraya neden geldin?"  diye sordu. 

"Bakın beyefendi, ben buraya yıkmak istediğiniz parkla ilgili konuşmaya geldim. O sizin yıkmak istediğiniz parkta,  benim çocukluğum geçti. Yüzlerce anım var orada. O parkı yıkmanıza izin veremem. Biliyorum,  o araziyi satın aldınız ama buna izin veremem" dedim.  Adam biraz düşündü.  "O parkı tek bir şartla yıkmam o da..."  tam diyecekken telefonu çaldı.  Telefonu çaldığı için açması gerektiğini söyledi.  Telefonun diğer ucundaki kişi ona uzun uzun şeyler söyledi. Adamın yüzü şekilden şekile giriyordu.  Alple birbirimize şaşkınca bakıyorduk.  Adam,  konuşmasını bitirince telefonu kapattı.  Meraklı gözlerle ona bakıp "Şartınız neydi?"  diye sordum.  Adam bana bakıp "Şart falan yok. Araziyi yıkmaktan vazgeçtim.  Doya doya arazinle yalnız kalabilirsin " dedi.  Oldukça şaşırsam da mutlu olmuştum.  Alple birlikte oradan ayrıldık. Mutlulukla Alp'e bakarken telefonuma gelen mesajla titredim. Mesajı gönderen Kerem'di. 

Kerem :Senin mutlu olman için her şeyi yaparım. Papatya'm.

Anladığım kadarıyla parkın yıkılmasını önleyen kişi Kerem'di. O adama ne demişti de adam kararından vazgeçmişti?  Kerem,  başka bir şehirdeyken başıma gelenleri nereden biliyordu?  Alp'in de bunları düşündüğüne emindim.  Artık bu mesele sadece beni değil,  onu da meraklandırıyordu. Biz bu olayı birlikte çözecektik.


Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin