Kardeşim...

34 8 0
                                    

Merve 'den

Belfu'nun Kerem'i hatırlamamasına çok şaşırmıştım. Acaba sadece Kerem'i mi yoksa hiçbirimizi mi hatırlamıyordu. Öğrenmenin tek bir yolu vardı o da doktorla konuşmak.

Doktorun yanına gidip "Belfu'nun nesi var?"  diye sordum.  Aslında bunu Kerem'den de öğrenebilirdim ama Kerem ağlayarak odadan çıktı. Murat da peşinden...

Doktor bana bakıp "Bakın,  Belfu Hanım ufak bir hafıza kaybı yaşıyor.  Kalıcı bir şey değil, ama hemen geçecek bir şey de değil.  İyileşmesi aylar sürebilir.  Sizden tek ricam onu yormayın.  Hiç kimseyi hatırlamıyor.  Öncelikle onu etkilemeden kendinizi tanıtmalısınız"  dedi. "Nasıl yani? Şimdi beni de mi hatırlamıyor? Ben onun 15 yıllık arkadaşıyım yapmayın.  Y-yalan söylemeyin lütfen" dedim ağlayarak.  Beni... Yıllardır her şeyini paylaşan kardeşini hatırlamıyordu. Doktor "Biz de bunu söylemek istemezdik ama bu gerçek maalesef. "  dedi.  Belfu'nun odasının önüne gelince gözyaşlarımı silip içeri girdim.  Tekrar ağlamamak için gözlerine bakmıyordum.  Çünkü o gözleri görünce ağlayacağımı biliyordum. Herkese odadan dışarıya çıkması için ricada bulundum.

Hepsi çıkınca" Merhaba Belfu,  benim adım Merve.  Biz seninle 15 yıldır tanışıyoruz,  tanıştığımızdan bu yana kadar da yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Kardeş gibi büyüdük " dedim. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. " Benim adım Belfu mu? " diye sordu.  Ben de evet anlamında başımı salladım." Peki neden ben kendi adımı da seni de hatırlamıyorum? " diye sordu. Hafızasını kaybettiğini ona söylemek pek de doğru olmayacağı için" Küçük bir kaza geçirdin,  bu yüzden de bazı şeyleri unutman normalmiş doktor öyle dedi" dedim.  Oda anlamış gibi kafasını salladı.  "Peki Kerem neden odadan ağlayarak gitti?"  diye sordu.  Ne yani Kerem'i hatırlıyor muydu?  "Sen Kerem'i hatırlıyorsun"  dedim sevinçle.  O da hayır anlamında kafasını salladı.  "Maalesef onu da hatırlamıyorum.  Sadece adını biliyorum. Kerem'in peşinden bir çocuk gitmişti ya o arkasından seslenince adının Kerem olduğunu öğrendim"  dedi.  Ufak da olsa umutlanmıştım oysa ki.  Ama Kerem'i hatırlasa beni de hatırlardı.  "Kerem neden ağlayarak çıktı?"  diye sordu tekrar. Ona siz Keremle sevgilisiniz demem doğru olmazdı. Onun şaşıracağı şeyler söylememeliydim.  "Kerem senin en yakın arkadaşlarından biri.  Onu hatırlamayınca üzüldüğü için ağladı"  diye yalan söylemek zorunda kaldım.  O da anlarcasına kafasını salladı.  "Peki benim ailem nerede?"  diye sordu.  Ben de "Apar topar buraya geldiğimiz için onlara haber veremedim.  Sen bekle arayayım"  dedim. Ondan uzak bir yere çekilip Selma Teyze'yi aradım.  Ona olanları anlatınca ağladığını hissedebiliyordum. "Belfu,  sen biraz dinlen ben koridordayım"  dedim.  O da "Tamam"  deyince koridora çıktım.  Herkese durumu anlattım.  Hepsi üzülmüştü. 

Selma Teyzem ve Kaan gelmişti. Şimdi siz Belfu'nun babasını merak ediyorsunuzdur.  Belfu'nun babası İstanbul'da çalışıyordu bu yüzden çok az görüşebiliyorlardı. Kaan ağlayarak Belfu'nun odasına girdi,  Selma Teyze de öyle. 

🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸

Ben odada dinlenirken birden içeriye bir çocuk ve kadın girdi.  Ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu. Kadın bana sarılıp "Kızım"  dedi ve daha da ağlamaya başladı.  Anladığım kadarıyla bu kadın benim annemdi. "Anne üzülme ben iyiyim.  Sadece birazcık unutkanlık olabilirmiş o kadar"  dedim.  Daha da sıkı sarılmaya başladı.  Karşımda duran çocuk ise kırmızı gözlerle bana bakıyordu. "Abla..."  dedi ağlayarak. Bu da benim erkek kardeşim olmalıydı.  "Ablacığım ağlama"  deyince yanıma gelip sıkıca sarıldı.  Üçümüz de birbirimize sarılırken içeri Merve girdi. "Selma Teyze,  Kaan siz koridorda bekler misiniz?  Benim Belfuyla konuşacaklarım var"  deyince ikisi de bana bakıp odadan çıktılar.  Merve bana herkesi tanıtınca onun sayesinde hepsinin adını ezberledim.  Tabi kim olduklarını da. Eve taburcu olunca Beyza,  Zeynep, Peri, Merve ve benim birlikte yaşadığımızı öğrendim. Hepimiz birlikte ev tutmuşuz ve burada kalıyormuşuz.  Bana da Merve söylemişti.  Annemi zar zor Kaanla eve yolladım. Dinlenmek için de odama çıktım. Tam odaya çıkmışken hastanede görmediğim biri daha geldi odama.  Bana yaklaşıp ağlamaya başladı ve bana sarıldı.  "Sen kimsin?"  diye sorduğumda ağlaması daha da şiddetlendi.  "Kanka benim Melisa tanımıyor musun beni?"  dedi kırgınlıkla. Hatırlamıyordum... Ama bu hali beni çok üzmüştü. Merve odaya girip adının Melisa olduğunu öğrendiğim kızı sakinleştirmeye çalıştı ve aşağıya indirmek için yanımdan kaldırdı. Melisa tam odadan çıkarken arkasından seslendim. "Melisa... Lütfen ağlama"

Bunu diyince acı bir şekilde gülümseyip "Sen istiyorsan ağlamam"  dedi ve aşağıya indi.  Ben de yorgunlukla yatıp dinlenmeye başladım.

Kerem'den

Yürüdüm saatlerce... Murat da peşimden gelmişti. İlk defa bu kadar kırıldığımı hatırlıyorum. Murat'a sarılıp ağladım. Murat da üzgündü. Bir anda hayatımıza neşe saçan kız,  hiçbirimizi hatırlamıyordu. Kalbim ağrıyordu.  Hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.  Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım. Her insanın hayatında ilk çaresizliği vardır.  Benim de ilk çaresizliğim Belfu'ydu. Onun yerine ben düşseydim de bana bir şey olsaydı keşke.

Telefonuma baktığımda Belfu 'nun aradığını gördüm. İster istemez heyecanlanıp telefonu açtım.

-Alo, Belfu?
-Kerem, benim Merve.
-Hı sen miydin? Belfu' ya bir şey mi oldu yoksa?
-Yok yok o iyi ama gelip onun yanında olsan daha iyi olmaz mı?  Hastanede bana seni sorup durdu.
-Onu görmeye cesaretim yok, göremem,  dayanamam.
-Kerem biliyorum ama yapmayın böyle. 
-Merve,  geleceğim ama şimdi değil.
-Peki, sen bilirsin Kerem. 

Telefonu kapattım.  Murat bana bakıp "Daha nereye kadar kaçabileceksin ki?  Onun bize ihtiyacı var Kerem,  bunu sen de biliyorsun. "  dedi.  Biliyordum ama cesaretim yoktu işte.  Hiçbir şey diyemedim. Sadece susmakla yetindim.  Murat ayağa kalkıp beni kolumdan tuttu.  "Ne yapıyorsun sen?"  diye sordum.  O da "Cesaretini toplamana yardım ediyorum.  Onun bize ihtiyacı var.  O hasta ve ilacı da sensin.  Bunu anla ve korkaklık yapma.  Hadi gidiyoruz"  dedi.  Haklıydı,  o hastaydı ve onun ilacı bendeydi. Arabaya binip Belfuların evine geldik.  Koşarak içeriye girdim.  Merve bana bakıp "Odada,  ama benim sana bir şey söylemem gerek.  Ona sizin sevgili değil de en yakın arkadaş olduğunuzu söyledim.  Sen de bunu sürdür lütfen"  dedi.  Sevdiğim kızın beni hatırlamaması yetmiyormuş gibi bir de en yakın arkadaşı ben olmuştum. 

Odasına girdiğimde gözleri kapalıydı.  Tam geri gidecekken "Kerem" diye seslendi.  Ona geri dönüp yanına oturdum.  "Belfu,  iyi misin?"  diye sordum.  Bana sarılıp "Değilim.  Ben özür dilerim.  Seni üzdüğüm için. Sen benim en yakın arkadaşımsın ama ben seni hatırlamadım bile"  dedi.  Yüzünü ellerimin arasına aldığımda ağladığını gördüm.  "Ştt,  eğer beni üzmek istemiyorsan ağlamayacaksın tamam mı güzelim?  Sadece beni değil,  kendini bile hatırlamıyordun ki" dedim.  Gözyaşlarını silip "Bak daha ağlamıyorum,  ama sen de güleceksin"  dedi.  Acıyla gülümsedim. "İşte böyle"  dedi.  Alnına bir öpücük kondurdum. "Ben gideyim artık,  yarın seni görmeye tekrar gelirim tamam mı?"  diye sordum.  Aslında onun yanında o kadar çok kalmak istiyordum ki.  Ama yapamıyorum işte.  Onu görünce ağlamak istiyordum.  "Tamam"  dedi. Giderken de arkamdan seslenip "Kerem,  seni seviyorum kardeşim"  dedi. 

Kardeşim... Canınızdan çok sevdiğiniz insan size kardeşim derse ne hissedersiniz? Ben ne hissettim bilmiyorum.  Büyük bir boşluğa düşmüş gibiyim.  Beni o boşluktan çıkaracak kişi Belfu,  ama o beni çıkmak istediğim boşluğa daha da itiyor.  Arkadaşlarıma söylemeyi en çok sevdiğim kelimeydi kardeşim.  Şimdi mi?  Belfu bana o kelimeyi söylediğinden beri en nefret ettiğim kelime kardeşim.

Belfuyla küçükken gittiğimiz uçuruma gittim.  Bağırdım...
"Adaletin bu mu dünya?  Ha,  sevdiğim kız bana kardeşim diyor.  Çok mu memnunsun.  Nefret ediyorum... Herkesten herşeyden nefret ediyorum... Kalbim yanıyor,  dayanamıyorum. Kaybetmekten korktuğum insanı yavaş yavaş kaybediyorum.  Biri yardım etsin bana... İçim yanıyor. "

Anlattım derdimi bağıra çağıra. Bir zamanlar kardeşim olarak gördüğüm bir kız vardı.  Reddetmiştim o kızı.  Sonra aşık oldum o kıza,  kaptırdım kendimi. Şimdi de o kız,  beni kardeşi olarak biliyor.  Bu da benim canımı çok yakıyor...

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin