Asıl Gerçek

44 9 0
                                    

Ne yani beni bayıltan kişi o muydu? Karşımda gördüğüm yüz Kerem'e aitti.  Evet,  yanlış duymadınız tam anlamıyla karşımda beni sebepsizce bırakıp giden Kerem duruyordu.  Gözlerine baktığımda özlemle bakıyordı bana.  Yanındaki adama "Çabuk çözün ellerini"  dedi.  Ellerimi çözdüklerinde hala şaşkındım.  Bana yaklaşıp ellerimden tuttu.  Tuttuğu gibi geri çektim ellerimi. Ani bir kararla tokat attım yüzüne. Normalde bana kızardı ama hiç bir şey yapmadı.  "S-Sen hani gitmiştin?  Ben seni ne kadar özledim biliyor musun sen?  Gittiğinden beri doğru düzgün hiç konuşmadık.  Sesini duyamadım,  kokunu içime çekemedim,  gözlerine bakamadım.  Bu ne kadar zor biliyor musun sen?  Sen yokken ben neler hissettim biliyor musun? " diye bağırdım. " Belfu neden inanmıyorsun bana!  Ben daha bu sabah geldim.  Buraya gelme sebebim de sensin.  Unuttum sandın değil mi?  Seni doğum gününde bensiz bırakacağım sandın değil mi?  Ben ne zaman bıraktım seni.  Her zaman birlikte kutlamadık mı? " dedi.  Haklıydı ama bir kere sebepsizce gidince inanmakta zorlanıyordu insan. 

Yüzümü ellerinin arasına alıp saçlarımdan öptü.  Sonra da bana sıkıca sarıldı.  Ben de ona tabii...  Öyle özlemiştim ki onu.  Kokusunu,  bakışını,  sarılışını,  öpüşünü...  Her bir zerresine aşık olduğum adam aylar sonra ilk kez kollarımdaydı.  "Neden bana haber vermedin?  İnsan böyle mi süpriz yapar?  Ne kadar korktum biliyor musun sen?  Bi de bayılttın beni.  Kaçırıldım diye çok korktum gıcık"  dedim.  Güldü, "Zaten kaçırmadım mı seni?"  diye sordu.  Güldüm,  "Evet doğru.  Bunun hesabını sonra göreceğiz Kerem Bey"  dedim.  "Hesabımı sen vereceksen neden olmasın"  dedi.  Uzun zamandır bu kadar huzurlu hissetmedim. Telefonum aklıma geldi bir an.  Açıp baktığımda 67 cevapsız çağrı vardı.  Bunun 37'si kızlardan kalan 30'u da Alp'tendi.  Sahi ben Alple çıkıyordum ama Kerem gelmişti. Bunu ona söylemeli miydim?  Şuan Alple çıkarken Keremle olmam doğru değildi.  Kerem telefonumu elimden aldığında Alp'in 30 kez aradığını görünce delirdi. 

-Belfu bu çocuk seni niye bu kadar aramış?
-En son o da yanımdaydı ondandır.
-Niye merak ediyor seni?  Ben sana ondan uzak dur demedim mi?
-Kerem aslında benim sana bir şey söylemem lazım. Ben,  Alple...
-Neyse boşver bunu sonra konuşuruz.  Zaten ben senin için geldim. 
-Peki sen bilirsin.
-Gel benimle.

Beni elimden tutup sahile götürdü. Çok güzel bir masa hazırlanmıştı. Karşımda tüm sessizliğiyle deniz, yanımda ise her zaman beni huzurlu hissettiren Kerem vardı. Beni masanın başındaki sandalyeye oturtturdu.  Kendi de karşıma. Gözlerinde öyle anlamlar vardı ki. Birden havai fişekler havalandı.  Gökyüzünde İyi Ki Doğdun Papatya'm yazıyordu.  Bana bakıp İyi Ki...  diyebildi.  "Böyle bir şeye gerek yoktu ki.  Aylar sonra sen gelmişsin bu bana yetti. "  dedim. Sonra da olduğum yerden kalkıp ona sıkıca sarıldım. Kerem bana tam bir şey diyecekken Alp'in sesiyle tüm bedenimi büyük bir korku sardı. 

Dönüp Alp'e baktığımda bizim kızlar da oradaydı.  Alp,  beni bulmak için oldukça yorulmuştu bu da her halinden belliydi zaten.  Kızlar da Kerem'i gördüklerinde şok oldular.  Alp bana yaklaşıp kolumdan tuttu ve beni götürmeye hazırlandı.  Tam o sırada diğer kolumu da Kerem tuttu. İkisinin arasında kalmıştım öylece.  İkisi de bana bakmıyordu.  Birbirlerine öyle baktılar ki bakışlarından ben bile korktum.  Sanki birbirlerini tanıyorlardı.  Hatta sanki değil,  kesinlikle tanıyorlardı. 

Kerem Alp'e dik dik bakıp "Bırak kolunu yoksa fena olur"  dedi.  Alp de "Asıl sen bırak benim sevgilimin kolunu yoksa artık tutabilmek için kullanacağın bir kolun olmayabilir"  dedi.  Kerem öylece bana baktı.  Alp Kerem'e benim için sevgilim demişti.  Kerem öyle baktı ki içim acıdı. Sanki onu orda öldürseler daha az yanardı canı.  Mahçup bir şekilde baktım ona.  Eliyle tuttuğu kolumu bir anda bıraktı.  "Kerem,  yapma"  diyebildim.  Ama o beni dinlemeyecekti.  Gözleri dolmuştu bile.  Bu zamana kadar Kerem'i hiç böyle görmemiştim.  Beni terk ederken bile...

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin