Ateş ¿

27 4 0
                                    

Fizikçiye sarıldığımı gören bizimkiler yanıma gelip bana şaşkın şaşkın bakıyorlardı.

"Aşkım, senin ateşin mi var?  Dur bakayım... Yok valla" dedi gamzelim.

"Çiçeem iyi misin? " diye sordu Merve.

" Kanka sabah kafana saksı da düşmedi ama " diye söylendi Peri.

" Kanka yoksa sen yine mi hafızanı kaybettin " dedi Zeynep.

" Yok yok, bence biz hepimiz rüyadayız... " dedi Beyza.

" Lan noluyor? İyiyim ben tabiki.. Ne diyorsunuz siz? Kafanız mı güzel? " diye tepki verdim.

" Kız kuma,  az önce fizikçiye yaptıklarından sonra böyle düşünmeye başladılar " dedi Deniz.

" Hee siz onu şey ettiniz.. Fizikçi beni geçirmiş o heyecanla boynuna atlayıverdim kadının " diye açıklama yapmamla hepsi derin bir nefes verdi. 

" Öyle desene güzelim, biz de neler düşündük öyle " dedi gamzelim.  Onların bu haline gülüp sınıflarımıza dağıldık. 

Sınıfa gittiğim gibi Ateş'i görmemle olduğum yerde kalakaldım. Arkamdan gelen Zeynep de benim duraksamamla hareket edemedi. 

" Kanka geçsene ne bekliyorsun? " diye sordu.  Konuşmak istedim ama boğazımdaki yumru konuşmama izin vermedi. Zeynep de merak edip benim baktığım yere baktığında gözlerini kocaman açtı." A-ama Ateş? Ateş çıkmış? " dedi kekeleyerek. Kalbim korkudan atarken yavaş yavaş ona doğru yaklaşıp bir şey demeden yerime oturdum.

" Ee prenses, bir hoşgeldin yok mu? " dedi alay edercesine. Yüzümü ona döndürdüğümde yüzündeki izi gördüm.  Kerem'in bıraktığı izi... O lanet olası günü hatırladım yine. O Kerem'in 'benden korkma' diye haykırışlarını... Sonra Ateş'in yüzüne demirle bastırırken ki halini..

" Pişt,  sana diyorum. Bi hoşgeldin yok mu? " diye sorusunu tekrar eden Ateş benim düşüncelerimi yok etti. 

" Ne o? Yoksa yaptığınız şaheserle gurur mu duyuyorsun?  O günü hatırlayıp gururlandın sanırım? " diye devam etti sorusuna. O,  böyle söylerken gözlerindeki ateşi görebiliyordum...İntikamla yanıp tutuşan ateşi... O gözlerindeki ateş bizi bir gün yakacaktı. Bunun korkusuyla kalbim hızlanmaya başlarken omzumdaki Zeynep'in eliyle biraz olsun rahatladım. Bana 'korkma'  dercesine bakıyordu.  Onun bu bakışından güç alıp Ateş'e döndüm ve gözlerine korkusuzca baktım. "Biz senin gibi egosunu tatmin etmek için başkalarına zarar verebilecek kişiler değiliz Ateş.  Bize olan nefretin gözlerini kör etmiş ama sen bunu umursamıyorsun bile. Sırf Kerem senin elinden bu okuldaki konumunu aldığı için başlayan bu intikam meselesi sence de fazla uzamadı mı? " dedim.  Bana alay edercesine bakıp yüzündeki izi gösterdi ve elimi tutup o izin üzerine bastırdı." Bu izi görüyorsun değil mi? Hayatımda asla unutamayacağım şeylerden biri... Suçu hep bende arayacağına biraz da o sevgilinde arasan olmaz değil mi?  Bu okuldaki konum umrumda bile değildi ama bu iz... Bu iz o siktiğimin konumu yüzünden oluştu ve ben bu izi asla unutmayacağım anladın mı? Aynaya her baktığımda siz geleceksiniz aklıma ve böylece intikam duygum daha da güçlenecek." dedi.  Sesinde kırgınlık ve öfke vardı. İçinde bir yerlerde iyi birisi vardı ama biz o iyi olan tarafını öldürmüştük.  Bizden öyle nefret ediyordu ki. Eskiden kahverengi olan gözleri şimdi yerini ateş kırmızısına bırakmıştı. Sıramın hemen kenarına düşen Serkanla düşüncelerimden kurtuldum. 

"Serkan orada ne işin var? " diye sordum.

" Valla Hakan itti " diye cevap verdi.  Asla değişmeyeceklerdi. 

" Bi git allah aşkına Serkan ya, bıktım senden bıktım "diye sitem ettim. 

" Tamam tamam " diye ellerini havaya kaldırdı ve sırasına geçti. Hemen ardından sınıfa Deniz girdi. Girer girmez gözleri yanımda oturan Ateş'e kaydı. Bize doğru yaklaşıp kulağıma eğildi. " Bu yanındaki kim kız? " diye sordu.  Ben de" Sana sonra anlatırım, bir şey deme ona. Bizim tayfayla araları pek iyi değil " diye fısıldadım.  O da anlamış gibi yapıp saçlarımı birbirine kattı ve Zeynep'in yanına - yani benim tam arkamdaki sıraya- oturdu.  Defterime bir şeyler karalarken Ateş'in kalemimi tutmasıyla kaşlarımı çatıp ona döndüm. 

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin