😔😔

26 5 0
                                    

Yine sabah büyük bir işkenceyle uyandıktan sonra okula doğru yol almıştık. Bu sabah kahvaltı yapmadığımız için bizimkiler kantine bir şeyler almaya gitmişti.  Ben ve Merve de okulun arkasında boş boş gezinirken yanımıza Ender geldi.

"Günaydın"

"Günaydın" diye karşılık verdi Merve, ben ise karşılık vermeden ne söyleyeceğini beklemeye başladım. 

"Merve biraz konuşabilir miyiz? "

" Seni dinliyorum"

"Özel olarak " deyip bana baktı.  Allah allah dağdan gelmiş bağdakini kovuyor.  Ben Merve olmasa sana yapacağımı bilirdim ama neyse.

" Benim Belfu'dan gizlim saklım olmaz Ender, ben her şeyimi ona anlatırım zaten." Ohh aferin kız Merve, kem gözlüye iyi oldu.

"Peki öyle olsun, ben aslında şey için gelmiştim "

" Ney için? " diye sordum kendimi tutamayarak. Meraklı tarafıma engel olamamıştım.  Merve bana gözlerini devirip bakınca sustum.

" Senin bana olan duygularını düşündüm... Aslında biraz sana haksızlık yaptım, yani bir kez denemekten zarar gelmez. Eğer yapamazsak dostça ayrılırız"

Dedikleri karşısında şok olmuştum, Merve'ye baktığımda boş gözlerle Ender' e bakıyordu.

"Sen ne dediğinin farkında mısın be? Bu kız Muratla çıkıyor, nasıl sana dönmesini beklersin? " diye çıkıştım.

" Ne dediğimin farkındayım ben, eğer arkadaşın istemiyorsa kendisi ifade edebilir "

" Kardeşim bak ben anlatamadım galiba. Bu kız Murat'ı SE-Vİ-YOR anladın? "

Merve'nin hiçbir şey yapmaması beni ayrı bi şaşırtırken şuan Ender'in ağzına çakmamak için kendimi zor tutuyordum.

" Neyse Merve, sen bana daha sonra söylersin cevabını " dedi. Tabi Merve'de yine ses yok.

" Bak hala Merve diyor ya, oğlum git işine bir daha da Merve'nin aklını karıştırma " dediğimde sinir bozucu bir şekilde gülerek gitti. Bu sefer de bakışlarımı Merve'ye çevirdim.

" Sen niye buna yüz veriyorsun ya,niye cevap vermedin. Ben Murat'ı seviyorum niye demedin? "

" Kafam karıştı, ikilemde kaldım " bu cümleyi kurarken her bir kelimesinde daha da sesi kısılmıştı.

"Hay senin aklına sıçayım emi Merve, kendine gel.." dedikten sonra bizimkilerin yanımıza gelmesiyle sustum. Biraz Merve'ye öfkeliydim, bizimkiler son söylediğim cümleyi duymuş olacak ki "Ne oldu size ya? Niye kızgınsın sen?"  diye soran Kerem'e bakışlarımı çevirip "Yok bir şey"  diyerek sınıfa çıktım. Kahvaltı da yapmamıştım zaten aklına tükürdüğüm Merve yüzünden hepten aç kalmıştım.  Siz şimdi diyorsunuz ki 'madem açsın niye kantine inmiyorsun'  ben istemem mi doymayı? Ama eriniyorum işte...

Tam ben açlıkla cebelleşirken biricik yiğidimin gelmesiyle ortada açlık falan kalmadı. Elindeki tostu ve çayı bana uzatınca içimden 'Allah'ım ne düşünceli çocuk. Kalk lan gamzelim evleniyok'  dedim. Ay pardon ben içimden dedim sanıyormuşum ama içimden dememişim.  Yiğidim gamzelerini belli ede ede güldü ve "Onun zamanı da gelir güzelim"  dedi.  Aa bu bana ayak üstü evlenme teklifi ediyor kız.. Ama böyle olmaz ki yiğidim.  Söylediği şeye cevap veremeyecek kadar açtım ve bu yüzden de tosta gömüldüm. Ben tostla aşk yaşarken Kerem de bana eğlenerek bakıyordu. Son lokmamı da ağzıma atınca "Hiç mi tost yiyeni görmedin be?"  dedim.  O da gülüp "Gördüm ama tostla böylesine aşk yaşayan birini görmedim az daha beni aldattığını düşünecektim"  dedi.  Bu dediği beni de güldürürken aklıma Merve geldi. Kerem'e dönüp "Aşkım, bizim mal Merve de aç.  Ben gidip ona bir şeyler alayım"  dedim.  Bana gülümseyip "Düşünceli sevgilim benim,  tamam sen al ben de sınıfa gideyim artık"  dedi ve yanımdan ayrıldı ben de kantine doğru yol aldım. 

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin