Gömülsün Acılar

75 14 0
                                    

Sabah erken kalktığımdan hem hazırlanıyordum hem de söyleniyordum. Aklıma Kerem'i aramak geldi. İlk aramamla açmadı, bir kez daha denedim ve açtı.

-Noldu Belfu?

-Sen sevgilinin telefonlarını niye açmıyorsun?

-Lan daha sabah 7. 7 lan 7. Bu saatte uyumam gerekmiyor mu benim zeki sevgilim?

-Evet gerekiyor ama ben uyuyamadım. Ben uyuyamazsam sen de uyuyamazsın.

-Of Allah'ım off. Bak işte sevgili yaparsan işte böyle olursun. Burdan saplara sesleniyorum saplık sultanlık lan kıymetini bilin.

-Ha yani sen benimle sevgili olduğuna pişmansın öyle mi?

-Ya, ben onu o anlamda söylemedim. Ama ben hep yanlış anlaşılıyorum.
-Tamam tamam be biliyoruz. Ya Kerem o değil de ben çok uykusuzum.

-Biliyorum bitanem, sayende bende şuan öyleyim.

-Ama ben geri de uyuyamıyorum.

-Gelip sana masal anlatayım mı?

-Saçmalama be.

-Ben saçmalamıyorum, bu işin sonu oraya gidiyorda ondan söyledim.

-Ya bırak şakayı da bir şeyler yapalım. Zaten okullar açılınca çok görüşemeyeceğiz.

-Senin tek derdin bu mu? Baktık görüşemiyoruz gelirim yanına ya da görüntülü konuşuruz.

-Peki ödevler?

-Birlikte yaparız lan. Yemişim ödevini. Bizim aramıza girecek ödevi daha hocalar vermedi.

-Ya Kerem. Sen varya delisin deli.

-İltifatın için sağol sevgilim. Evet deliyim ama senin delinim ben.

-Evet, yalnızca benim. Başka kimsenin olamaz. Hep benimsin.

-Sende öyle. Şimdi kapatayım mı? Madem uyuyamadım hazırlan da bir yerlere gidelim.

-Olur tamam. Ben hazırlanıyorum.

Merve'nin yanına gidip bi bakayım dedim. Merve içinden birilerine saydırıyordu. "Noldu kız?" diye sordum. "Murat, bana geri dönmek istiyormuş, pişmanmış. Bensiz yapmıyormuş " dedi. "Kanka ben zaten sana demiştim dimi sana geri dönecek diye." dedim. Öyle de olmuştu. Gelenek bozulmamıştı yani. Murat hep Merve'yi seviyordu ama onu severken başkasıyla çıkıyordu sonra ayrılınca da Merve'ye geri dönüyordu. Merve ona dönek demekte gerçekten haklıydı. Boşver, kanka takma klasik Murat sonuçta dedim. Bana döndü. "Aslında ben sana bi şey anlatacağım" dedi. "Anlat" dedim.

" Kanka hani şu Ender var ya. Biz onunla Zeynepleri barıştırmak için düzenlediğimiz gecede bayağı konuştuk. Ya ne bileyim böyle ona karşı bi his oluştu içimde.
"Kız yoksa sen aşık mı oldun? " dedim. O da" bilmiyorum " dedi. Ama ben teşhisi koymuştum. Bizim kız aşık olmuştu. Onun için mutlu olmuştum çünkü Murat'ın konusu bitmişti ve artık acı çekmeyecekti. Tek temennim ise Ender'in de Murat gibi olmamasıydı.

Kerem, beni almaya geldi sonra da birlikte dışarı çıktık. Önce beni bir yere götüreceğini söyledi. "Nereye?" diye sordum. "Sen çok mu meraklısın acaba?" dedi. "Evet" dedim. Meraklı sevgilim benim diyip hem araba kullanıyordu hem de benim yanaklarımı sıkıyordu. Yolu izlerken ilkokulda okuduğumuz okula giden yol olduğunu anladım. "Yoksa..." dememle sözümü kesip "Evet" dedi. Eski okula geldiğimizde elimden tutup okulun içine girdik. Önce onu ilk gördüğüm yere gittik. "Hatırladın mı?" diye sordu ilk tanıştığımız yeri göstererek. "Hiç unutmadım ki" diye karşılık verdim. Sonra dışarı çıktık. Ona ilk aşık olduğum yere geldiğimizde o gün gözümde canlandı. "Noldu?" diye sordu beni dalgın görünce. "Burası, sana ilk aşık olduğum yerdi. Bir anda görünce gözümde canlandı." dedim. "Senin aşık olduğun, benim ise kör olduğum günlerdi. Sen beni çok severken ben, bilmeden seni kırdım. Gözlerinin önünde başkasına baktım. Daha önce seni sevdiğimi anlamayıp sana acı çektirdiğim için özür dilerim" dedi ve yaklaşıp alnıma küçük bir öpücük kondurdu. Büyük bir heyecanla ona bakıp gülümsedim. Ben, küçükken hep beni çok seven, bana saygılı biriyle sevgili olmak isterdim. O kişiyi çoktan bulmuştum. Sıkıca sarıldım ona. Hiç ayrılmak istemiyordum çünkü o benim diğer yarımdı, eksik yanımdı. Bu aşk çok güzel bir duyguydu, tabi bu duyguyu size iliklerinize kadar hissettiren biri varsa. O benim ilk aşkımdı ve öyle de kalacaktı.

"Kağıt ve kalemin var mı? " diye sordu. " Var, noldu ki? " dedim." Sen ver söyleyeceğim " dedi. Dışarıdan içeriye geri girdik ve bir zamanlar oyun oynadığımız o masaya oturduk. " Yaz" dedi. "Ne yazayım" dedim. "Bu zamana kadar benimle ilgili olan bütün dertlerini, sana çektirdiğim acılarımı yaz" dedi. Dediğini yapıp yazmaya başladım. O da oyalanmak için galiba, bir şeyler yazıp çizdi. Bitirdikten sonra elimden aldı. Elimden tutup beni dışarıya, ona aşık olduğum ve dans ettiğimiz yere götürdü. Bir tane çubuk alıp toprağı eşmeye başladı. Biraz çukur açınca kağıdı katladı ve içine gömmemi istedi. Dediğini yapıp içine gömdüm. Toprağı kapatıp ellerimizi birleştirdi ve bana "Seni ne zaman üzersem buraya gelip üzüntülerini yazacaksın ve yazdığın andan itibaren bütün üzüntülerin geçecek" dedi. "O nasıl oluyor" dedim. "Şöyle oluyor, şimdi sen bana bir söz vereceksin buraya gelip gömdüğünde tüm acılarının geçeceğine dair" dedi. "Söz" dedim. Güzel, işte böyle diyip gülümsedi. O gülünce içimde kelebekler uçuşuyordu. Onun gülmesi benim için o kadar değerliydi ki. Gülüşüne kurban olduğum diye içimden geçirdim. Yok yok içimden geçirmemişim bayağı böyle bağıra bağıra söylemişim. Bende farkında değildim. Ama Kerem bana gülünce dıştan söylediğimi fark ettim. Hemen beni utandırmaya başladı. "Sen benim gülüşüme kurban mı olursun? Ben seni hak edecek ne yaptım acaba?Sen bu dünyada benim başıma gelen en güzel şeysin bee. Papatyam benim."

En sevdiğim iltifatı bu olmuştu. Papatyam... Onu söylerken öyle içtendi ki. Beni gerçekten sevdiği belliydi. O öyle beni överken bende öylece onu izliyordum. Sonra havanın soğumasıyla arabaya geçtik.

-Kerem, okulların açılmasına sadece 1 gün kaldı.

-Evet. Çok çabuk geçti zaman.

-Evett yaa. O değilde ben çok heyecanlıyım.

-Heyecan yapma fazla. İlk gün seni ben bırakayım mı okula?

-Olurr.

-Tamam o zaman. Saat kaçta gideceksiniz?

-Saat 7.30 da evden çıkarız.

-Ooo çok erken yaa. Ama napalım sevgilimiz için katlanacağız yapacak bir şey yok.

-Zorlanırsan gelme o zaman.

-Sence ben seni ilk gün yalnız bırakır mıyım? Tabiki de sana destek olacağım.

-Yaa. Seni seviyorum.

-Ben de seni seviyorum. Erken kalkacak kadar.

-Hem öküz hem de romantik olmayı nasıl beceriyorsun?

-Ee yapacak bir şey yok. Aldın bir kere beni. Bu işin geri iadesi yok. Kızım karşındayım zaten. İster yont ister sev.

-Olsun ben ikisini de yaparım. Sen benim öküzümsün.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!


İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin