Korku

28 7 3
                                    

Korkmak; belirsizlikler karşısında düşülen çaresizliktir. Onun yeniden, ikinci kez ellerinden kayıp gideceğini hissederek yaşamaktır. ellerini tutarken, onu öperken, sarılırken hep içinin titremesidir. ya birgün biterse endişesiyle anı yaşayamamaktır bazen. alacağın cevapları tahmin edip, sorular soramamaktır. huzursuz yaşamaktır korkmak. bir yandan onun bir parçan olduğunu bilip dünyanın en mutlu insanı olurken, diğer yandan o parçanın her an kopup kaybolabileceği tedirginliğidir. Onun yarattığı belirsizliklerin senin hayatındaki yansımasıdır.

Her insanın korkuları vardır. Önemli olan bu korkularımızı yenip hayatın tadını çıkarmak...

Bırak lan onu. Bu sefer seni geberteceğim Ateş!

Kerem'in sesiyle Ateş birden afalladı. Arkasını dönüp demiri yere bıraktı.  "Nerden buldun lan burayı? Sen istesen de istemesen de ben ona bir şekilde zarar vereceğim Kerem!  Beni durduramayacaksınız."  dedi.  Ateş'in bu lafına iyice sinirlenen Kerem yaklaşıp yüzüne bir yumruk indirdi. Kendini kaybedercesine dövüyordu Ateş'i.  Ateş yerde can çekişirken bana yaklaşıp ellerimi ve ayaklarımı çözdü.  Bana sıkıca sarılıp "İyi misin güzelim?"  diye sordu.  'Hayır' anlamında başımı sallayınca Ateş'e geri dönüp yerdeki kızgın demiri aldı ve Ateş'in yüzüne yaklaştırdı.  "Kerem, dur! Kerem yapma lütfen"  diye yalvarıyordum Kerem'e.  Ama o beni dinlemeyip Ateş'in yüzüne ufakça bir iz bıraktı.  Ateş'in acıyla inlemesi aklıma öyle işledi ki bu anı asla unutmayacaktım.  "K-Kerem?  Ne yaptın sen?"  diye bağırdım.  Ateş'i yerde bırakıp bana doğru yaklaştı.  "Senin için yaptım,  sana zarar verene asla acımam"  dedi.  "Yaklaşma bana!"  diye bağırdım.  "Belfu,  lütfen benden korkma"  dedi.  "Nasıl korkmayayım ha?  Gözünü bile kırpmadan gözlerimin önünde bir insanın yüzüne yanan demiri bastırdın sen" diye sürdürdüm bağırmamı. 

Yerde yatan Ateş'e baktığımda bize öyle büyük bir nefretle bakıyordu ki. Ayrıca acıyla inliyordu. Kerem ve Ateş'i orada bırakıp yürümeye başladım.  Kerem peşimden gelip kollarımı tuttu.  "Rahat bırak beni!"  diye bağırdım. "Belfu lütfen böyle yapma"  dedi.  "Korkuyorum senden anlıyor musun Kerem?  Gözünü  kırpmadan nasıl böyle bir şey yaptın? Sana gerçekten inanamıyorum.  Bırak kolumu,  dokunma bana!"  dedim.  Bunları söylerken istemsizce yaşlar döküldü gözlerimden.  Sıkıca sarıldı bana ve "Lütfen benden korkma. Her şeyi yap ama benden korkma Belfu.  Bu hayatta kaybetmekten en çok korktuğum kişi sensin"  dedi. 

"Kaybetmekten en çok korktuğum kişi sensin"

Bu cümle defalarca yankılandı beynimde. O kadar çok yorulmuşum ki yaşadıklarımdan.  Kendimi Kerem'in kollarına bıraktım. Ağlayarak, en çok korktuğum kişiye sarılıyordum. "Benden korkma" demesi kalbimin en derinliklerine işlemişti.  Orada öylece ne kadar kaldık bilmiyorum. 

Kerem beni eve bırakırken defalarca sorduğu o soruyu tekrar sordu.  "Yanında kalmamı istemediğine emin misin?".  Her sorduğundaki verdiğim cevabı verdim yine.  "Evet" . 

Eve girdiğimde bizimkiler meraklı gözlerle bana bakıyorlardı.  Peri bana dönüp "Sana ne oldu böyle? Neredeydin? Meraktan öldük haberin var mı senin?  diye art arda soruları sıraladı. Benim bu sorulara verecek halim bile yoktu. " Kızlar,  sonra anlatsam " dedim yalvarırcasına.  Halimi anlayıp daha fazla üstelemediler. 

Odama çıkıp uyumak istiyordum ama gözlerimi her kapattığımda Kerem'in o gözü dönmüş hali geliyordu aklıma.  Öyle çok sinirlenmişti ki kendini kaybetmişti.  Sanki karşımda Kerem değil de bir başkası vardı. Bana "Kaybetmekten en çok korktuğum kişisin"  demişti.  Bu da ne oluyordu şimdi? Merve'nin anlattığına göre biz çok iyi arkadaştık ama Kerem'in davranışlarına göre ise arkadaşlıktan oldukça uzaktık.  Bizim aramızda olan şey bambaşkaydı.  Yoksa Kerem... Kerem beni mi seviyordu?  Ah!  Yine saçmalıyorum.  Her şeyin elbette bir açıklaması vardır.  Korkuyordum... Kerem'den de,  bu yaptığı şeylerin sonunda olacaklardan da korkuyordum.  Oysa ki yalvarmıştı bana.  "Benden korkma"  demişti. Ondan korkmak istemiyordum ama yaşadıklarım ondan korkmama neden oluyordu.  Ve aklıma o öpücük geldi.  Beni öptüğünde tuhaf hissetmiştim. Kalbim çarpmıştı ama bu yanlıştı. Adını bile bilemediğim bu duygunun tüm bedenimi sarmasından korkuyordum. 

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin