Diğer Yarım

78 17 0
                                    

Merve de yanımıza gelince gitmek için yol aldık. Eve gidince hemen Merve'nin yanına gidip noldu? Ne konuştunuz? Ne dedi? Adı neymiş? diye sıraladım. Merve de yavaş gel lan diyip anlatmaya başladı. Anlatması bitince yüzünde hafif bir gülümseme belirdi." Merve sakın bana aşık olduğunu söyleme" dedim.
Önce bana baktı sonra da" Saçmalama lan ne aşık olması, ben o işleri bitirdim" dedi. Bunu zaman gösterir kardeşim diyip odama çekildim. Ertesi gün Zeynep Atakanla buluşmak için erkenden çıktı. Ben de biraz daha uyumak için kapıyı kilitlendim. Kilitlemezsem ya Peri ya Merve ya da Beyza gelip beni uyandırırdı. Keremle de konuşmadığımız için uyumak en iyi tercihti.

🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸
Zeynep'ten;
Atakanla parkta buluşup deniz kenarına indik. Orada manzaranın tadını çıkarırken yanımıza beni eskiden seven Doğukan geldi. Önce benim yanıma gelip bana bir merhaba dedi ve Atakan'ı deli edecek biçimde bana sarıldı. Ama bunu nezaket kuralı olduğu için yapmıştı. Uzun zamandır görüşmediğimiz için sarılmıştı ama Atakan delirdi. Atakan'a dönüp ona da "Merhaba" diyince Atakan bi anda yüzüne yumruğu indirdi. Ben Atakan'a ne yaptığını zannediyorsun diye bağırınca Atakan daha da delirdi.

-Ne demek ne yaptığını zannediyorsun lan? Senin sevgilin ben miyim yoksa o mu? Herif gelmiş burda sana sarılıyor sen gelmiş onu savunuyorsun.

-Atakan gerçekten abartıyorsun. Çocuğun bi suçu yok ki. Şuan boşuna deliriyorsun.

-Bak Zeynep, beni sinirlendiriyorsun yapma.

-Ben şimdi sana ne yaptım ya? Gerçekten çok abarttın. Senin yıllardır görüşmediğin arkadaşın gelse sana sarılsa, ben de senin gibi davransam nolur?

-Şuan farkındaysan o çocuk önceden seni seven çocuk.

-Evet farkındayım ama senin de dediğin gibi ÖNCEDEN.

-Ben önceden mönceden anlamam. Demekki senin de onda gözün var ki onu savunuyorsun.

-Ya Atakan ne alaka. Ayrıca sen ne dediğinin farkında mısın? Bak çok yanlış yapıyorsun.

-Ben her şeyin farkındayım Zeynep. Sen git ona ya ben seni tutmayayım.

-Atakan, saçmalama.

-Ha yani bir de saçmalayan benim.

-Evet sensin. Benim olacak halim yok ya. Senin için Doğukan falan bahane. Senden sıkıldım demiyorsun da onda gözün varsa ona git diyorsun. Gerçekten ben senin bunları dediğine inanamıyorum. Sana noldu 2 dakikada ya?

-Bak Zeynep, ayrılalım tamam mı?

-Şuan ciddi misin sen ya?

-Hiç olmadığım kadar.

-Allah'ım şaka gibi ya. Sen şimdi benden sırf bu yüzden ayrılıyor musun?

-Evet.

-Yazıklar olsun sana gerçekten. Bundan sonra sakın karşıma çıkma anladın mı? Pişman olunca köpek gibi dönme geri.

🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸🔸
Zeynep, eve geri dönünce sinirle kapıyı kapattı. Hepimiz peşinden gidince bizi de odadan kovdu. Herkesin mutluluğu neden bir anda bozuluyordu gerçekten anlamıyordum.

Zeynep olayından sonra ev oldukça sessizdi. Zeynep kendi odasından çıkmıyordu. Merve, Peri ve Beyza televizyon izliyor ben de odamda telefonla oynuyordum. Akşam olduğu için yemek yedik, bulaşık sırası Beyza'daydı ama ben de ona yardım ettim. Beyza yla bulaşık sıralarında birbirimize hep yardım ederdik.

Odama gidip biraz telefonla oynadım sonra Kerem'den mesaj geldiğini gördüm. Beni her zamanki parka çağırıyordu. Hazırlanıp parka doğru yol aldım. 2 gündür Keremle konuşmuyorduk. Parka vardığımda ağacın altında beni bekliyordu. Ona doğru yaklaştım.

-Noldu, sen beni bu saatte buraya çağırmazdın? Kötü bir şey mi var?

-Hayır. Tersine bizim hayatımızı değiştirecek bir şey var.

-Neymiş o?

-Belfu ben çok düşündüm, hem de fazlasıyla. Ben, sana haksızlık ettim. Yıllarca seni görmedim. Sen benim için canını verirken ben başkalarına can olmak istedim. Bu yüzden senden özür dilerim. Beni affet.

-Önemi yok artık Kerem. Olması gerekiyordu demekki. Bu Hayatta herkesin bir sınavı varmış ya anlaşılan benim sınavım da sendin. Ama ben sınavımı geçemedim bu yüzden de sınıfta kaldım.

-Hayır, sen sınıfta falan kalmadın. Ben seni o sınıftan geçirmek için geldim buraya. Ben,... Ben seni seviyorum be. Senin o deli hallerini, sinirlendiğinde ağzından çıkan o küçük küfürleri, üşüdüğünde o kızaran burnunu, beni kıskandığındaki o hallerini. Ben seni çok seviyorum be. Biliyorum bunun için belki çok geç ama seni seviyorum. Hani böyle bi anda nefesin kesilir ya, seninle konuşmadığımız zamanlarda öyle oluyor işte. Ben seninle tamamlandım, beni yarım mı bırakırsın yoksa beni tamamlar mısın?

-Tabiki de tamamlarım salak. Ya of gördün mü ağlattın beni işte. Gel buraya romantik öküzüm benim. Seviyorum seni. Binlerce, yüzlerce kez tamamlarım seni. Canına can, derdine çare, mutluluğuna da ortak olmaya varım.

O gün en mutlu günümdü. Sonunda, yıllarca beklediğim o sahne gerçekleşmişti. Sevgim karşılık bulmuştu. Biz öylece sarılırken gözümden akan yaşlara engel olamadım. Gözyaşlarımı sildikten sonra bana gülümseyip "Ne yani biz şimdi sevgili miyiz? " diye sordu. Kafamı sallayınca sevinçten beni döndürmeye başladı. Dur diye bağırmama rağmen bırakmadı, devam etti. Herkes uyurken biz gecenin soğuyla etrafta dönüyorduk.

Ona ne kadar bağlandığımı bir kez daha anladım. O benim için vazgeçilmez olmuştu. Gecenin bu saatinde dönerken içimden dilediğim şey ise hiç ayrılmamak ve bizim kızların da gerçek mutluluğu bulmasıydı. Beni geç olduğu için eve bırakıp o da evine geçti.

Kızları toplayıp "Artık bir enişteniz var kızlar" diye sevinçle söyledim. Keremle çıktığımızı duyunca hepsi çok sevindi. İşte dostluğun en güzel yanı da buydu. Mutluluğuna ortak, acılarına dert olmaları. O an anladım ki biz 5'imiz asla ayrılmayacaktık. Tabi Melisa'yla birlikte 6'mız.

Odama gidince Murat'ı aramaya karar verdim. Merve olayından beri konuşmuyorduk. Önce biraz dertleştik, sonra başkasıyla çıktığını söyledi ben de onun adına mutlu olduğumu söyledim. Kerem haberini ona da diyince o da mutlu oldu. Telefonu kapattım ve mutluluğun verdiği o rahatlıkla derin bir uykuya daldım.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin