Büyük Yük

45 8 0
                                    

Alp ayakkabılarını giyerken ben de ona söyleniyordum.  "Ulan Alp ben bile kız olduğum halde senden kısa sürede hazırlanıyorum.  Uyuşuksun sen valla."  dedim.  Alp bana ters ters bakıp "bana diyene bak be,  ben seni okul zamanları da görüyorum sen bir de o hallerine bak." diye geri cevap verdi. 

Yürümeye başladığımızda aklıma her zaman gittiğim tepe geldi. Uçurum gibi bir yerdi ama orada oturmak çok mükemmel bir şeydi. Alple yürürken yol ikiye ayrılıyordu.  Yolun sağı, o tepeye solu da sahile çıkıyordu.  Alp sahil yolundan gidecekken kolundan tutup tepenin olduğu yola doğru çektim.  "Belfu,  ne yapıyorsun?  Bu yoldan gidecektik ya."  dedi.  "Sana bir yeri göstermek istiyorum,  görünce geri dönmek istemeyeceksin gerçekten"  diyip Alp'e sevimli bir bakış attım.  Tamam dedi ve beni takip etmeye başladı.

Yol boyunca gevezeliğim tutmuştu. Tepeye gidene kadar konuşmuştum.  Alp artık bana bıkkınlıkla bakıyordu.  "Kızım ben senin gibi birini hayatım boyunca görmedim valla. Sen bu çeneyle evde kalırsın"  dedi ve gıcık bir şekilde gülmeye başladı.  "Allah allah demek ben gevezeyim ha.  Hem zaten evde kalırsam kalayım be. Ben böyle mutluyum,  halimden de memnunum.  Beni almayan kişi hata yapar bir kere.  Bak bak şu güzelliğe bak.  Nazar değmesin bana."  diye kendimi övmeye başladım.  Bana dönüp "Kendimizi nereye atıyoruz acaba? "  diye sorunca gülmeye başladım.  Tam da şuradan atabilirsin diye yanıtlayıp uçurumun olduğu yeri gösterdim.  Manzaraya hayranlıkla baktı. "Ohaa lan burası gerçek mi?"  diye sordu.  Sana demiştim diye cevap  verip tepeye oturdum ve ayaklarımı aşağıya doğru sallandırdım.  Alp de yanıma gelip oturdu. Uzun süre ikimiz de manzarayı izledik. Havanın karardığının farkına varmamıştık.  Ta ki ilerden köpek ulumaları duyuluncaya kadar.  Alp'e dönüp "O köpek uluması mıydı yoksa bana mı öyle geldi?"  diye sordum.  O da evet köpek ulumasıydı diye cevap verdi.  İşte şimdi yanmıştık.

Alp'in kolundan tutup korka korka eve dönüş yoluna yöneldim.  Ses de oradan geliyordu. " Ulan Alp senin yüzünden bittik lan biz.  Hem hava karardı hem de köpeklere yem olacağız " .  "Yaa,  Alp burada bir tepe var. Görmen lazım çok güzel bir manzarası var.  Oraya gidelim mi diyen ben değildim.  Senin yüzünden gençliğimin baharında ölüp gideceğim lan.  Sen en azından sevdiğine bir ara kavuşmuşsun peki  ben... Lan ben daha aşık olmadan ölücem.  Buradan bir sağ çıkalım sen bittin kızım ". " Bak bak bir de tehdit ediyo beni yaa.  Alp burası hiç de tehdit etmeye uygun bir yer değil.  Zaten korkuyorum seni gebertmemi istemiyorsan sus ve yürü. "

Biz böyle karşılıklı konuşurken köpek sesleri daha da yaklaştı. Daha fazla yürüyemiyordum.  Yorulduğum için büyük bir kayaya oturdum.  Alp" Kalk lan,  senin yüzünden bize saldıracak köpekler  " diye beni kaldırmaya çalıştı." Alp gerçekten daha fazla yürüyemeyeceğim. Çok yoruldum ya. Tek bir adım dahi atamıyorum.  " dedim. " Of Belfu of.  Seni burada bırakmak vardı da " diyip eğildi ve beni kucağına aldı. " Sen ciddi misin,  gerçekten yola böyle mi devam edeceğiz " diye şaşkınca sordum." Ben de seni kucağımda götürmeye meraklı değilim. Şuan halinden memnun değilsen seni burada bırakabilirim. " dedi. " Yok yok ben çok memnunum.  Beni bırakma yeter valla. " dedim hemen.  Memnun olmuşcasına gülümseyip yola devam etti. Köpek sesleri de uzaklaşmıştı.  İkiye ayrılan yolun sonuna geldik.  Evin yoluna doğru yöneldik.  Bu sırada ben hala Alp'in kucağındaydım çünkü hala yürüyemiyordum. " Alp ben galiba ayağımı burktum ya. Ayağım acıyor".  "Tamam,  eve sağ salim gidelim de ayağına bir bakarım. Yeter ki sus allah aşkına Belfu" .  "Ama bayağıdır konuşmuyorum kii" .  "Evet,  gerçekten bayağı oldu.  En çok 5 dakikadır konuşmuyorsun sen de haklısın tabi" .  Güldüm o da gülmeye başladı. 

Biz hem gülüp hem de yola devam ederken karşımda Kaan'ı gördüm. Kaan bize şaşkınca ve anlamazca bakıyordu.  "Abla bu çocuk kim lan?  Ne işin var senin onun kucağında?  Hem de bu saatte?  Delirtecek misin lan sen beni?"  diye ardı ardına sıraladı.  Alp'e dönüp öylece bakıyordum.  O da bana öyle.  " Lan Kaan bak bana bağırma,  seni bayarım.  Bu çocuk Alp,  annemin çocukluk arkadaşının oğlu. Annem biraz dolaşın dedi biz de uçurumun olduğu tepeye gittik. Manzarayı izlerken de hava kararmış.  Geri dönecekken köpek sesleri geliyordu biz de hızla yürümeye başladık. Ben daha devam edemeyecektim ama Alp beni kucağına aldı " dedim. Bunların hepsini bir solukta söylemiştim. Kaan hala kızgındı.  Bunları eve gidince konuşmaya devam edeceğiz diyip bize baktı.  Eve vardığımızda annem ve Gül Teyze bizi merak etmişti.  Alple benim dinlenmemiz için bizi oturttular.  Onlara da olanları anlatınca annem Alp'e teşekkür etti. Yemek yemek için sofrayı kurdular.  Annemin söylediğine göre Alpler Pazartesiye kadar bizde kalacaklardı.  Pazartesi de bize okul vardı zaten.  Yani pazartesi günü Alple birlikte okula gidecektik. 

Odaya geçtiğimizde Kaan karşımıza oturmuş, ben ve Alp de yan yana oturmuştuk. Bize sinirle bakıyordu.  "Abla sen dışarı çık"  dedi. Allah allah ya şuna bak benden küçük,  abim gibi hesap soruyor. Acaba senin kafan güzel mi kardeşim.  Tamam,  yine kendi kendime konuşuyorum. Artık susar mısın iç sesim?  İyice saçmalamaya başladığıma göre ölebilirim.  Kaan'ın ablaaa diye çağırmasıyla iç sesimle konuşmaya kısa bir süre ara verdim.  "Ne bee"  diye cevap verdim. "Dışarı çık dedim sana"  dedi.  Oflayıp "Tamam be"  dedim ve dışarı çıktım. 

Kerem Alp'ten
Kaan'ın Belfu'yu kovmasına bir anlam veremedim. Benimle konuşmak istiyordu anlaşılan. Ona meraklı gözlerle bakarken önce gidip odanın kapısını kapattı. "Bak Alp abi, ablam yıllar önce birine aşık oldu. Aşık olur olmaz da benimle paylaştı.  Çünkü onun, derdini paylaşacak bir ablası ya da abisi olmadı hiç.  O hep yalnızdı.  Biz ne kadar yanında olsak da hep yalnız hissetti kendini. Kerem abi onu ilk reddettiğinde ağlarken ben yanındaydım.  Ablam bir şerefsiz için ağlarken ben orada kendime söz verdim. Asla ablamı ağlatmalarına izin vermeyecektim.  Tabi bu sözüm Kerem abiyi kapsamıyordu. Ablamın unutacağını sandım ama bu sevgisi 9 yıl sürdü. Ona baktıkça,  bir insan böyle mi güzel sever diye düşünmeden edemedim. Genelde erkekler benim yaşlarımda öylesine sevgilim var demek için birileriyle çıkıyor. Ben,  ablam sayesinde asla böyle bir şey yapmadım. Ondan bir insan nasıl sevilir sorusuna cevabımı aldım. Asıl konuya gelecek olursak ablamı bugün senin kucağında gördüğümde ablamın sana aşık olmasından korktum.  Evet,  ablam Kerem abiyi seviyor ama onu unutma aşamasında.  Eğer unutup sana aşık olursa yeniden ağlamasından korkuyorum.  Bugün o kucağındayken sende bir şey fark ettim.  Ablama çok farklı bakıyordun.  Sanki ona aşıkmış gibi.  Sakın böyle bir hataya düşme çünkü buna asla izin vermem.  Hele de işin sonunda ablam üzülecekse "

" Sanki ona aşıkmış gibi. "
" Sanki ona aşıkmış gibi. "
" Sanki ona aşıkmış gibi. "

Kaan'ın söylediği şey beynimde yankılandı. 

Bir anda kendimi toparlayıp Kaan'ın yanına oturdum. " Bak Kaan,  ablanı düşünmen çok güzel bir şey.  Dediğin gibi ablan Kerem'i seviyor. Evet,  unutabilir ama onun yerine başkasını sevebileceğini sanmıyorum.  Bana gelince,  ben ablana aşık değilim o benim sadece arkadaşım. Ayrıca ona aşık olsaydım onu asla üzmezdim.  Buna emin olabilirsin.  Ben onu arkadaşken bile üzmek istemiyorum,  onu sevsem hiç istemem.  Kerem sizde büyük bir etki bırakmış ama ben Kerem'e benzemiyorum.  Ben onun gibi biri değilim.  Bunu sen de biliyorsun bence. " dedim.

Beni başıyla onayladı. Sarılmakla yetindi. Bu yaşıyla gerçekten ağır bir yük almıştı omuzlarına... Sarılmayı bırakıp kapının kilidini açtı.  Gitmeden önce de dönüp " Bu konuşmadan ablamın haberi olmasın " dedi.  Kafamı salladım.  Gülümseyip kapıdan çıktı. 

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin