Yanlış Anlaşılma

45 8 0
                                    

O gece Kerem ve Murat bizde kaldı. Onlar içerdeki koltukta yatacaktı. Peri,  Zeynep ve Beyza 'nın uykusu geldiği için onlar odaya uyumaya gittiler.  İçerde Murat,  Merve, ben ve Kerem kalmıştık.  Kerem ve ben bahçeye çıktık.

"Çok özlemişim seni"
"Ben de birtanem. "

Birbirimize sarılırken kar yağmaya başladı. Bembeyaz tozlar iniyordu gökyüzünden.

" Yaaa kar yağıyor "
" Evet, düşündüğüm şey mi? "
" Tabiki de "

Ellerimizi birleştirip karın altında dönmeye başladık. Ne zaman kar yağsa bunu yapardık. Alnını alnıma dayadı ve o iki kelime döküldü dudaklarından. " Seni seviyorum "...
Bunu ne zaman söylese kalbim olağanüstü bir şekilde atmaya başlıyordu.  Şimdi de öyle oldu." Kalbin,  çok hızlı atıyor" dedi.  Gülümsedim.  "Benim kalbim senin yanında hep öyle atıyor. Seni her geçen gün daha da seviyorum.  Sevdiğim her gün de kalp atışlarım artıyor."  dedim.  Birbirimizi o kadar özlemiştik ki. Bir anda aklıma gittiği okul geldi.  "Ama sen Eskişehir'de bir okul bulmamış mıydın?  Benim yüzümden okulundan da oldun."  dedim.  "Evet okul bulmuştum,  hatta derslerim de şu 3-4 ayda çok düzeldi.  Bu yüzden ben de naklimi sizin okula aldırdım.  Yani üzülme,  artık birlikteyiz."  dedi.  Gözlerimi kocaman açtım.  "N-Ne yani sen bizim okulda mısın artık?  Sen ciddi misin Kerem?  Ama senin derslerin çok kötüydü."  dedim.  "Evet kötüydü ama yine de ortalamam kurtarıyor sizin okulu.  Ee boşuna ortaokulda bana az kopya vermedin ya"  diyip güldü. Kendimi toparlayıp ona sıkıca sarıldım.  "Artık kimse ayıramaz bizi"  dedim.  "Hem de hiç kimse"  dedi.  Murat'ın sesiyle ikimizde irkildik.  "Abi hadi gelmiyor musunuz ya?  Delirdiniz mi olum girin içeriye hasta olacaksınız"  dedi.  Biz de gülümseyip "Tamam geliyoruz"  dedik. 

Keremle içeri girince Merve yatmaya gideceğini söyleyip odasına çıktı.  Murat'a dönüp "Ne oldu şimdi?"  dedim.  "Birazcık konuştuk,  benim yüzümden morali bozuldu"  dedi.  Odaya Merve'nin yanına çıktım.  Bana bakıp "Daha sonra,  lütfen.  Kafamı toplamam lazım"  dedi.  Ben de anlayışla karşılayıp aşağı inecekken Kerem geldi.  "Bu gece yanında uyuyabilir miyim?"  dedi.  Bunu derken de tüm sevimliliğini kullanmıştı.  Gülümseyip "Gel buraya şapşal"  dedim.

Odaya girdiğimizde eline ikimizin çerçevedeki fotoğrafını aldı.  "Çok zaman geçti"  diye iç geçirdi.  "Evet, çok zaman geçti.  Büyüdük,  büyüdükçe de arttı dertlerimiz"  dedim.  "Artık dert falan kalmadı. Her şeyi unut. Yalnız sen ve ben varız."  dedi.  Gülümsedim.  Yatağı açıp yanını işaret etti.  Yanına kıvrıldım.  Her zaman saçlarıyla oynamak isterdim. Ellerimi saçlarının arasına sokup saçlarını karıştırdım.  Bundan huylanmıştı.  "Sen huylandın mı?"  diye sordum gülerek.  "Ne yani ben huylanamam mı?"  dedi.  "Yoo huylanırsın da hiç böyle tahmin etmiyordum"  dedim.  "Nasıl tahmin ediyordun ya?"  diye sorup yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Kalbim çok hızlı çarpıyordu.  İyice yaklaşınca ellerimle onu uzaklaştırdım.  "Ya Kerem utandırmasana"  dedim.  "Utangaç sevgilim benim"  dedi. Kollarıyla beni sardı.  İkimiz de yatağa uzanmıştık.  Birden telefonum çalmaya başladı.  Arayan Kaan'dı.

-Alo abla
-Efendim ablam
-Abla bu Alp ne diyor?  Neler oldu orda bana baştan anlatıyorsun. Sen nasıl Kerem abiye geri dönersin ya? O seni ne hallere getirdi.  Ne çektiğini bir sen bir de ben biliyorum. Nasıl böyle bir hata yaparsın?
-Kaan,  ablam dinle bir beni.

Tam anlatacakken Kerem  telefonu elimden çekti. 

-Alo Kaan,  ben Kerem
-Ne işin var senin ablamın yanında?
-Bak Kaan beni bir dinle.  Anlatacağım sana.
-Anlat.

Bana anlattığı her şeyi Kaan'a da anlattı. Kaan sonradan özür dilemiş olacak ki Kerem "Önemli değil haklısın.  Tabi"  dedi.  Telefonu bana uzatıp "Seninle konuşmak istiyormuş"  dedi. 

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin