Dostlar Barıştı

99 15 0
                                    

Pasta yapmaya başladım. Gerçi ben ne zaman bi işe kalkışsam etraf batardı ama olsun. Kerem de pastayı sevdiği için yapacaktım. Kapı çalınca tam koşacaktım ki Zeynep ve Peri hemen benden önce davranıp kapıyı açtılar. Tabi açarlar ne de olsa Atakan  ve Burak da gelmişti ama Murat'a sonradan haber verdiğim için o daha gelmemişti. Hepsine hoşgeldin diyip mutfağa geri dönerken Kerem de peşimden geldi.

"Noldu bir şey mi istiyorsun?" dedim." Yoo seni izlemeye geldim" dedi. Utançtan yanaklarım kızarınca cevap veremedim.

-Pasta mı yapıyorsun?

-Evet.

-En sevdiğim şeylerden biri.

Biliyorum onun için yaptım zaten mal.

-Ne dedin sen?

Ben onu içimden söylediğimi sanarken sesli söylemiş olmam lazım ki Kerem de duymuştu. Of Allah'ım ben şimdi buna ne cevap vereyim. Tam ben düşünürken Merve içeri girdi. İçimden Merve'ye dua ederken, Kerem de daha sonra konuşacağız diye bana işaret yapıp içeri gitti. Merve'ye sarılıp teşekkür ettim.

-Noldu la niye teşekkür ettin?

-Kanka Keremle pasta ile ilgili konuşuyoduk. Ben, pastayı çok seviyorum diyince yanlışlıkla biliyorum zaten o yüzden yaptım mal dedim. Sen gelmeseydin yanmıştım valla.

-Ah salak. Ben boşuna sana deli demiyorum. Ben valla pasta olmuş mu diye bakmaya gelmiştim. Murat da gelicek ya pasta güzel olsun.

-Allah Allah ben sanki Murat için yaptım o pastayı. Bi kere ben onu Kerem için yaptım tağm mı?

-Of tamam ve cırlama hemen. Ben biraz da içeride oturayım.

-Kerem'i buraya yollama tamam mı?

-Hı hı. Şimdi içeri gidip Kerem'e Belfu seni çağırıyor diyeyim de gör gününü.

-Yaa Merve çok gıcıksın. Sakın böyle bir şey yapma!

-Şaka be. Tamam vicdansızız da o kadar da değiliz yani.

-Tamam oyalama şimdi beni de bitireyim şunu.

-Güzel yap haa.

-Aaaa biz Melisa'yı çağırmayı unuttuk ben şimdi onu da arayayım.

-Dur bekle ben ararım. Sen çabuk bitirmene bak.

Pasta sonunda bitti bende biraz rahatladım. Ama güzel gözüküyordu. Zil çalınca kapıyı Merve açtı. Murat ve Melisa da gelmişti. Ben direk Murat'ı kenara çekip ;

-Bak Kerem de geldi. Sakın bi aksilik çıkarma. Hem o da pişman zaten yaptıklarından.

-Of Belfu ya.

-Hiç oflama o olmasa siz Merveyle zor sevgili olurdunuz.

-Tamam haklısın ama...

-Aması falan yok. Geç otur oturduğun yerde.

Zorla Murat'ı da içeri atıp Melisa'yla kenara oturduk. Bayadır görüşmediğimiz için özlem giderirken bizimkiler de aralarında konuşuyordu. Peri ve Zeynep pastayı kesip servis etmeye gittiler. Ben de Melisa'ya "Eee Berkayla nasıl gidiyor" diye sorular soruyordum. (Bu arada Melisa ve Berkay çıkıyorlardı). Onların bu halini görünce ben de mutlu oluyordum.

Sohbetin dibine vurdular. Hele en son Beyza Galatasaray maçının konusunu açınca etrafa baygın gözlerle bakıyordum. Allah'ım bu kızın gerçekten kafa yapısına hayrandım. Erkeklerin yanında maç konusunu açmak çok mantıklıydı gerçekten. Bir ara Beyza'yı alkışlayacaktım ama Kerem'e rezil olmamak için vazgeçtim.

Sinemaya Melisa ve Berkay'ı da davet ettikten sonra hepsi teker teker kalkmaya başladı ama ben Murat ve Kerem'i yollamadım. Çünkü onları barıştıracaktım. İkisini de yanıma çekip konuşmalarını söyledim. Biraz atışsalar da Murat dayanamayıp Kerem'e sarıldı. Ne kadar birbirlerine ihanet de etseler onlar çocukluk arkadaşıydı. Küs kalamazlardı ki. Murat Merve'nin yanına gitti vedalaşmak için. Kerem de giderken içimden "Yaşasın be unuttu" diye söylenirken arkasını dönüp "sinemada görüşeceğiz" dedi.
Allah'ım bu çocuk benim içimi okuyordu kesin. Tam yırttım diyecekken hatırladı ya. Murat Kerem'i çağırınca onları uğurlayıp yorgun argın hepimiz birer koltuk kapıp kendimizi atıverdik.

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen...

Yorum yapmasanız bile oy vermek 5 saniye... Oylarınızı esirgemeyin!

İLK ÇARESİZLİĞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin