•Bölüm Şarkısı~ İntihaşk (Feride Hilal Akın) Medya!
Jungkook odada dört dönerken doktor odaya girdi ve Jungkook'u sakinleştirmeye çalıştı. Jimin'e bir anda kimse ne olduğunu çözememişti, hasta değildi, bebek sağlıklıydı. Sağlıklıydı değil mi? Jungkook gözünden firar eden yaşları sertçe silip eşinin yatağının kenarına oturdu.
"Ne oldu sana Jeon Jimin?"
"Açmayacak mısın gözlerini?"
Eşinin yanağına düşen yaşı nazikçe sildi.
"Konuşmayacak mısın benimle?"
"Seni yalnız bırakmamalıydım. Özür dilerim sevgilim."
Elini tutup nazikçe öptü ve odaya giren Seokjin'i eşinin yanında bırakıp çıktı. Eşine bir anda neler olduğunu öğrenmeliydi hemen.
-
Jimin gözlerini araladı usulca, neden hastahane yatağında yatıyordu? Neden tek başınaydı? Gözlerini iyice açıp ellerini küçük karnına götürdü. Tamam belki kendisi bebeğini feda etmişti ama gitmesinden korkuyordu. Belki de o an bebeğini kaybetmişti, haberi yoktu.
Yavaş hareketlerle yataktan doğrulup bacaklarını aşağıya sarkıttı ve kolunda serum iğnesini çıkardı. Başında keskin bir ağrı vardı, parmağını başına bastırıp sızlandı. Canı gerçekten yanıyordu. Yataktan tamamen kalkıp hastahane terliklerini giydi. Bu kıyafetler içinde zaten berbat görünüyordu. Odadan çıkıp koridora bakındı, kimse yoktu, arkadaşları bile. Kalbine oturan ağrıyı görmezden gelip ilerlemeye başladı, eşi neredeydi?
"Jungkook-ah?"
Yan odadan açılan kapıyla yönünü o tarafa çevirdi, bu Hoseok'tu.
"Hoseok hyung."
"Jiminie! Aman tanrım iyi misin?"
"İ-iyiyim. Jungkook nerede?"
"Rose'nin yanında. Herkes içeride, gelsene."
Jimin derin bir iç çekip Hoseok'un çıktığı odaya girdi. Gerçekten herkes buradaydı, kimse yanına neden gelmemişti?
"Jimin oppa!"
"Rosie.. iyi misin?"
"İyiyim oppa."
Rose yatağına bir kaç kez vurup yanına oturmasını bekledi. Jimin'de istediğini yerine getirip yanına yavaş hareketlerle yürüyüp oturdu, Jungkook'la göz teması bile kurmuyordu. İçinde bir burukluk vardı ona karşı. Nedenini bilmiyordu. Seokjin yanına gelip saçlarını öptü Jimin'in. Jimin hafif bir tebessüm bahşetti abisine.
"Yoora nasıl oldu?"
"Hala aynı, uyanırsa haber verecekler."
"Siz burada kalın, evime gitmek istiyorum."
"Gidelim."
"Senin gelmene gerek yok Jungkook."
Jimin kesin bir dille konuşup yerinden kalktı.
"Kendine dikkat et Rose. Dinlenip gelirim."
Rose'nin saçlarını öpüp odadan çıktı. Dawon'u bulmalıydı. Üst kata çıkıp Dawon'un odasına çat kapı girdi. Dawon şaşırsa da neşeli bir şekilde karşıladı onu.
"Park Jimin! Hoş geldin."
"Bebeğimin sağlığından emin olmak istiyorum Dawon. Kontrol edebilir miyiz?"
"Oh tabiki. Bir sorun mu oldu?"
"H-hayır. Sadece.. ben. Görmek istiyorum."
"Pekala, gel hadi."
Jimin yatağa uzanıp karnını açtı, bebeğini kaybetme düşüncesi içini kemiriyordu. Dawon kontrol cihazıyla bebeği kontrol ederken Jimin gözlerini sımsıkı yumdu.
"O gayet sağlıklı Jimin-ah. İkinizde harikasınız."
"Oh.. tanrım teşekkür ederim."
"Bir şey olmadığına emin misin? Darbe falan mı aldın?"
"Şey.. ben sadece stres yapıp bayıldım ve düştüm. Biliyorsundur Yoora ameliyat oldu, herkes burada."
"Hmhm. Uyandı mı?"
"Hayır, durumu hala aynı."
"Anladım. Pekala, Jungkook ile konuştun mu?"
"Aslında ona bir not ile söyledim. Korktum Dawon, ikimizi de istememesinden korktum."
Dawon güven verircesine elini tuttu Jimin'in.
"Korkma Jimin-ah, sen de biliyorsun ki Jungkook öyle biri değil. İkinizinde bu bebeği mükemmel bir şekilde büyüteceğine eminim."
Jimin gülümseyip doğruldu.
"Teşekkür ederim Dawon."
"Bolca dinlen ve yemek ye. Çok zayıfsın."
Jimin başını salladı ve kalktı.
"Birlikte aşağıya inelim mi? Rose, Jin ve Hoseok'u da kontrol etmek istiyorum."
"Tabii ama ben gideceğim. Yani inelim ama kalmayacağım."
Birlikte odadan çıkıp asansöre yürüdüler, yol boyu bolca sohbet etmiş biraz da gülmüşlerdi. Asansör kapıları açılıp kata geldiğinde birlikte inip odanın önüne geldiler. Bir karmaşa vardı, neler oluyordu.
Jimin cebinde titreyen telefonunu çıkarıp arayana baktı. Jungkook-ah..
Kaşlarını çatıp baktı. Neden kendisini arıyordu. Cevapsız bırakarak odanın içine girdi. Rose sessizce ağlıyor, diğer herkes susuyordu.
"Neler oluyor?"
Dawon atılıp sorduğunda Jimin nefesini tutup bekledi.
"Y-Yoora.. onu kaybettik."
Jimin aralanan dudaklarıyla ellerini karnı ve kalbinin arasında bir yere yerleştirdi. Omuzlarına ve kalbine ağırlık çöktü. Tanrı Jimin'in istediğinin tam tersini yapıp Yoora'dan alıp bebeğine mi vermişti? İçi titredi ve yere yığıldı Jimin. Bir kez daha..
![](https://img.wattpad.com/cover/173030466-288-k77511.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Park || {Jikook}✅
Fanfiction"Kardeşimin ölümüne sebep olanın hayatını sonlandırdım." Mpreg. Mr. Jeon'un devamıdır! @rossieyl'e ithafen🌿