Bölüm Şarkısı: Six Feet Under-Billie Eilish
Jungkook'un kalbi boğazında atıyordu. Heyecan ve korku ayni anda kapısını çalmış, onu hapsetmişlerdi. Chanyeol kapıyı açıp Jungkook'un geçmesi için izin verdiğinde Jungkook, kıpırtısız bir şekilde dakikalarca kapının önünde durdu, kendine güveni yok olmuştu. Giremezdi içeriye, göremezdi eşini yeniden o halde. Derin bir nefes aldı ve kendine gelmeye çalıştı.
"Hadi Gguk, içeriye geç."
Jungkook yutkunup arkadaşının omzuna hafifçe vurduğunda Chanyeol ona gülümsedi. Jungkook sonunda bedenini içeriye sokabildiğinde makine seslerinden huzursuz oldu. Kalbi hala ayni hızda çarparken içinden dualar etti, eşinin iyi olmasıydı önemli olan. Ardından gelen kapı kapanma sesiyle bunu Chanyeol'un yaptığını anlaması uzun sürmedi. Yatağa doğru ilerleyip uzunca bir süre ayak ucunda bekledi. Eşi kıpırtısız yatıyor, makineler sayesinde yaşadığı belli oluyordu. Onu bir kez daha ölüden farksız olarak görmesi içini öyle burkmuştu ki Jungkook'un.. Jimin'in yerinde kendisi yatmayı istedi. Buruk bir tebessümle boş sandalyeye oturup eşini izlemeye başladı. Chanyeol ve Baekhyun'a çok büyük bir teşekkür borçluydu. Onlar harika bir çiftti ve eşini ne pahasına olursa olsun hayatta tutmayı başarmışlardı. Jungkook haftaların verdiği yorgunlukla uyukaldığında Chanyeol'un kucağında oğluyla onları izlediğinden habersizdi.
-
-
-"Baba, Jimin ve Jungkook amca neden oradalar? Jimin amca neden o yatakta?"
"Jimin amcan biraz hasta oğlum."
"Babam nerede baba?"
"B-babanın biraz işi var. Hadi sen şimdi Minsemin ablanla eve dön olur mu?"
"Tamam baba. Baekie babamı benim için öp olur mu?"
Chanyeol'un yanağına bırakılan sulu öpücüklere kendi göz yaşları karışında oğlunu kucağından indirmek zorunda kaldı. Oğlu, Minsemin'e doğru koridorda koşarken o arkasından dolu gözleriyle onu izliyordu. Yuta'ya babasının öldüğünü nasıl söyleyeceğini bilmiyordu, o henüz 3 yaşında bir çocuktu. İç çekip Yuta ve Minsemin'in ters yönüne doğru koridorda yürüyerek kendi odasına gitti. Uyuması gerekiyordu, çok yorgundu. Odasından içeriye girdiği anda içerideki Baek'in kokusu doldu burnuna. Dudakları buruk bir tebessüme ev sahipliği yaparken kapıyı kapatıp bedenini kapıya yasladı. Burun direği sızlayıp gözleri dolmaya başladığında gözlerinin önüne Baek'le ettikleri kavgalar, barışmaları, Yuta'nın dünyaya gelecek olmasının haberi, evlenme kararı aldıkları gün, Baek'in hastalığını öğrendikleri gün gelmişti. Gözleri etrafta dolaşıp çerçevelere takılana kadar yasladığı kapıdan ayrılmamıştı. Ne zamanki çerçeveler gözüne çarptı, o zaman onlara ulaşmak için doğruldu. Çerçevelerin önünde durup gözleri kırpmadan hepsini incelediğinde kalbi yavaşladı. İçi acıyordu ve eşini şimdiden çok özlemişti. Çerçevelerin olduğu rafın altındaki koltuğa koltuğa oturup gözlerini sıkıca kapattı, hemen uyumalıydı.
-
-
-Jimin göz kapaklarını güçlükle araladı, tüm bedeni ağrıyordu. Üzerinde bir fil oturuyormuş gibi hissediyordu, nefes almak için çaba gösterdiğinde göğüs kafesi onu zorladı, ancak kesik bir nefes alabildi. Gözlerini tam olarak açtığında odanın bembeyaz olması ve odadaki beyaz ışığın açık olması nedeniyle gözlerine keskin bir acı saplandı. Başını sola doğru çevirip etrafı yokladı. Eşi yanındaydı. Sahi, boşanmamışlar mıydı? Mahkeme salonundaki konuşmalar yavaş yavaş aklına dolarken ayni anda gözleride doldu. Bir kez daha ölümden kurtulmuştu ve yüksek ihtimalle Jungkook her şeyi öğrenmişti. Ona çok kızacağının bilincindeydi ve yalan söylediği için çok kötü hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Park || {Jikook}✅
Fanfiction"Kardeşimin ölümüne sebep olanın hayatını sonlandırdım." Mpreg. Mr. Jeon'un devamıdır! @rossieyl'e ithafen🌿