Bölüm Şarkısı: Don't know what to do -BlackPink
2 hafta sonra
Jimin avukatıyla birlikte mahkemenin olacağı salona girerken kalbi boğazında atıyordu. Kendini kapkaranlık bir odaya kapatılmış, panik atak geçirmeye başlamış gibi hissediyordu. Elini göğsünün üzerine koyup derin bir nefes almaya çalıştı, sadece çalıştı işte. Birazdan, son kez eşini(!) sevdiği adamı görecekti. İçeriye girip kendilerinin oturması gereken masaya oturdular. Karşısında dağılmış bir şekilde Jungkook otururken gözlerini üzerinde gezdirdi. Yumuşak saçları dağılmış ve birbirine karışmış, göz altları morarmış, gözleri ağlamaktan kızarmış ve burnu morarmaya yüz tutmuştu. Gözleri gözlerine denk geldiğinde kıpırdayamadı Jimin. İkiside gözlerini çekecek cesaret bulamamıştı, son görüşleriydi birbirlerini. Hasret gideriyorlardı işte, uzaktan uzaktan. Hakimin salona girmesiyle ikiside gözlerini ayırıp ayaklanmak zorunda kaldı. Hakim yerine oturup duruşmayı başlatırken Jungkook bir kez bile Jimin'e bakmadı, bakamazdı. Jimin inatçıydı, kararından döndüremezdiniz. Jungkook iki hafta içinde çokça kez çabalamıştı, Jimin bana mısın demiyordu.
Herkes yeniden yerine otururken Jungkook'un avukatı konuşmasını önce yaptı, Jimin sakinlikle avukatı dinlerken kalbi bedenine göre ayni sakinlikte değildi, kalbi bedenine kelimenin tam anlamıyla ihanet ediyordu. Sıra Jimin'in avukatına gelince Jimin başını kaldırıp avukatına baktı. Kadın söze girdiğinde ise başını yeniden yere indirdi, dinlemek istemiyordu. Avukata anlattığı her şey yalandı. Jungkook bu kez ağlamaya başladığında Jimin'in kalbi az önce attığından daha hızlı atmaya başladı. Boğuluyordu, nefes alamıyordu, karanlıktaydı, tam olarak hissettiği buydu.
"Jeon Park Jimin, eşinden ayrılmak istediğine emin misin?"
Jimin hakimin sorusu üzerine bakışlarını hakime çevirdi ve yavaşça kalktı yerinden. Önce hakime daha sonra Jungkook'a baktı. Adem elması yutkunmasıyla hızlıca hareket ederken Jungkook ile gözleri birleşti. Jimin dudaklarını yalayıp ağzını araladı, bir şeyler söylemeliydi değil mi? Eşinin ağlayan yüzüne bakmaya dayanamayan kalbi o an yavaşladı, çok yavaşladı. Şimdi, kalbi duracakmış gibi hissediyordu Jimin. Dudakları aralık kaldığında elini kalbine götürdü. Bu tam anlamıyla ihanetti, şimdi ölemezdi. Nefes almaya çalıştı önce, konuşmaya çalıştı. Ölüyorum demek istedi, öylece kala kaldı. Kıpırdayamıyor, nefes alamıyordu. Gözleri karardı, vücuduna oksijen gitmiyordu, kan dolaşımı durmuş gibiydi. Eli kalbindeyken gözleri kapandı, bacakları bedenini tutamadı, oracıkta yere düştü.
-
-
-•Az çok anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Yorum bırakmayı unutmayın!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Park || {Jikook}✅
Fanfiction"Kardeşimin ölümüne sebep olanın hayatını sonlandırdım." Mpreg. Mr. Jeon'un devamıdır! @rossieyl'e ithafen🌿