•Bölüm şarkısını siz belirleyin~
Gözlerini duyduğu gürültüler yüzünden araladıktan sonra yatağında gerindi ve doğruldu. Baş ağrısı azalmıştı fakat ağlamaktan gözleri kızarmış, teni solmuş ve torbaları çıkmıştı. Temiz kıyafetler seçip banyoya geçti ve rutin işlerinin ardından ılık bir duş aldı.
Giyinip saçlarını kuruttuktan sonra acele etmeyerek salona indi. Salon bomboştu ve gürültüler havanın soğuk olmasına -kar yağmasına- rağmen dışarıdan geliyordu. Merağına yenik düşüp ayaklarını sürüyerek bahçe kapısına yürüdü Jimin. Başını camdan dışarıya sarkıtıp etrafa baktı. Sağda kalan kısımda uzun bir masa vardı ve arkadaşları tarafından doldurulmuştu. Omuz silkti ve arkasını döndü. Arkadaşlarıydı sonuçta (!) . Jimin şok olarak yeniden bahçeye döndüğünde annesi Rose'ye sarılmış onunla konuşuyor diğerleri ise kahvaltı yapıyordu. Jungkook ise çitlerden dışarıya bakıyordu. Yalnız kalmak ister gibi bir hali vardı. İç çekip kar ile kaplanan çimlere adım attı.
"Günaydın Park ailesi ve ikinci ailem?"
"Aman tanrım Jimin! İyi misin?"
Gürültüler yükseldiğinde Jungkook masaya doğru dönmüş ve dolmuş gözleri ile eşine bakmıştı.
"İyiyim Seokjin hyung."
Eşinden gözlerini alamadan konuşuyordu Jimin. Bir an onu ne kadar özlediğini hissetti, koşup sarılmak istedi.
Boş sandalyelerden birine zorla annesi tarafından oturtulmuş ve söz hakkı verilmeden tabağı doldurulmuştu.
-
"Anne. Anne tamam doydum ben! Ne olur dur."
"Tek değilsin artık Jimin. Biraz kilo al, bebeğin için."
"Yeteri kadar kiloluyum ve ikimizde doyduk anne. Zorlarsan kusacağım."
"Miden mi bulanıyor?"
"Evet hyung."
"Dikkat et. Havalarda soğudu."
"Haklısın."
"Jungkook!"
"Efendim bayan Park?"
"Sen bir şey yemedin?"
"Yolda atıştırmıştım."
"Yalan söylüyorsun Jungkook."
"Rose!"
"Ne var yalan mı?"
Rose omuz silkip Taehyung'un omzuna başını yasladı. Güneş yağan karları eritecek kadar tepeye yükselip etrafı ısıtmaya başladığında Jimin ayaklandı.
"Ben biraz hava alacağım. Size afiyet olsun."
"Sakın çok uzağa gitme. Kendini yormamalısın!"
Jimin omuz silkip bahçeden çıktı ve yürümeye başladı. Arkadaşları neden gelmişlerdi? Tamam bir gün bile ayrı kalsalar özlüyorlardı birbirlerini fakat bu ciddi bir konuydu. Yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı vardı. Eşinede söylemişti.
Derin bir iç çekerek ormana doğru biraz daha yürüdü. Adım atacağı sırada bileğine dolanan parmaklar kendisini durdurdu.
"Seni özledim Park Jeon Jimin~"
"P-Park Jeon Jungkook.. neden geldin?"
"Sizi istiyorum Jimin. Bebeğimi ve seni istiyorum. Sizi buradan götürmeye geldim. Evimize gideceğiz."
"B-ben.. ah Jungkook! Yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Ağlamak için mi?"
"Beni bu kadar iyi tanımak zorunda değilsin Jungkook."
"Ben Park Jeon Jungkook'um. Kocanım. Benden başka kim tanıyacak seni? Hadi evimize dönelim. Herkesi yorduk buraya kadar."
"Neden kahvaltı etmedin?"
"Tüm gün neden ağladın?"
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr.Park || {Jikook}✅
Fanfic"Kardeşimin ölümüne sebep olanın hayatını sonlandırdım." Mpreg. Mr. Jeon'un devamıdır! @rossieyl'e ithafen🌿