~ 4.3 ~

559 57 30
                                    

Bölüm Şarkısı; Neye Yarar-Soner Avucu

2 hafta önce

Jimin masayı çeşit çeşit yemekle donatmış Jungkook'un gelmesini bekliyordu. Kalçasını masaya yaslayıp elini kalbinin üzerine koydu, yeniden başlıyorduk.

1 hafta önce

"Üzgünüm Bay Park, tedaviniz olumlu bir sonuç vermedi."

"Ama Bay Park, ameliyatla düzeleceğini söylemiştiniz. Nasıl olur bu?"

"Üzgünüm ama elimden bir şey gelmiyor."

Baekhyun eşiyle göz göze geldiğinde Chanyeol bakışlarını kaçırdı. Baekhyun kollarını göğsünde bağlayıp derin bir nefes aldı.

"Yeniden deneyeceğiz Jimin, belkide kalp nakli olmalısın."

Jimin başını onaylamaz bir şekilde salladı.

"Artık kaderime razı gelme vakti geldi Bay Byun."

1 hafta sonra

Jimin, Jungkook'un geldiğini fark edince elini indirdi ve ona doğru döndü, acıkmış hissediyordu. Uyuyup uyandıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi birlikte evi toparlamış ve yemek hazırlamışlardı. Jimin'in içi sıkılıyordu, ondan ayrılamayacağının bilincindeydi. Ama yapmak zorundaydı, onu ayni korkuya yeniden düşüremezdi. Birlikte masaya geçtiler ve karşılıklı oturdular. Jimin yaptığı yemekleri servis edip Jungkook'a bakmadan yemeğinden bir kaç lokma yedi. Daha fazla yemek istemiyordu.

Göz ucuyla Jungkook'a baktığında kendisininde ona baktığını fark etti. Ellerini çenesinin altında birleştirip çenesini yasladı ve tamamen ona baktı. Gözleri bir süre birbirinden ayrılmadı, ikiside sonlandırmak istemedi. Belkide sabah uyandıklarında Jimin yatağın diğer tarafında olmayacaktı ve Jungkook onu bir daha görmeyecekti.

"Uyuyalım mı?"

Jimin başını salladı, kendini yorgun hissediyordu. Birlikte masadan kalkıp toplama gereği duymadan merdivenlere ilerlediler. Jimin başının döndüğünü ve gözlerinin karardığını hissettiğinde Jungkook'a tutundu, tamamen istem dışı olmuştu ama ona sığınmaktan başka bir çaresi yoktu. Jungkook hiç düşünmeden eşini kucaklayıp merdivenleri çıkmaya başladı, Jimin'i sarsmamaya özen gösteriyordu. Sonunda merdivenler tamamlandığında odalarının önüne geldiler. İkisininde kafasında beliren bir anı vardı, bu odaya evlendikleri gece ayni şekilde girdikleriydi, gözleri bu anıyla yeniden buluştu. Jungkook kucağında Jimin ile odaya girdikten sonra kapıyı kapattı ve odanın ortasındaki yatağa ilerledi. Jimin'i nazikçe yatağa bırakıp üzerine çıktı ve gözlerini birleştirdi. Elleri eşinin yumuşak saçlarına giderken ikiside ayni anda iç çekti. Jungkook Jimin'in saçlarını okşayıp bir süre pozisyonunu bozmadan devam etti. Dudaklarını yavaşça dudaklarına, alnına, boynuna, burnuna, saçlarına, yanaklarına bastırdı. Jimin'i bırakmayı hiç istemiyordu. Kendini Jimin'in yanına bırakıp kollarını bedenine sardı ve kokusunu içine çekerek gözlerini kapattı.

-

Gözlerini gecenin bir köründe araladı Jimin, içi rahat değildi. Öldüğü anlardan oluşan bir çok rüya görmüştü. Doğrulup Jungkook'un yüzüne doğru eğildi. Yüzüne ufak öpücükler bırakırken çok hassastı, eşi uyanmamalıydı. Saçlarını okşayarak şarkı mırıldanmaya başladı, belki uykusu gelirdi.

"Hatırladın mı en başta
Korkumuz vardı yalandan
Gördün mü bak
Başka bir şeyler daha var
İstememiş miydin aşktan
Kurtarsın seni yalnızlıktan
Amalardan görünmez olduk aşk"

"Tekrar gelsen yanıma
Kalbim ne der kim bilir
İçimde seni tutmam
Neye yarar?
Kalsam tek başıma
Pişman olmam senin gibi
Ben yokken senin olman
Neye yarar?"

"Belkide en baştan başlamak lazım hiç korkmadan
Kimseye bırakma kendini sonradan
Belkide yavaştan anlamak lazım insanlardan
Herşeyi yaratsam da kimse doymaz ah" (x2)

Jimin'in gözlerinden akan yaşlar eşinin yüzünü ıslatmaya başladığında Jungkook arkasını döndü. Jimin hafif bir tebessümle yataktan kalktı ve odadan çıktı. İçi içini yiyordu, asla Jungkook'un sözlerine kanmamalıydı. Yurin'in odasına girip kapıyı aralık bıraktı, tüm oda Jungkook ve Yurin gibi kokuyordu. Gözlerinin yeniden dolmasını engelleyemedi Jimin, içi kan ağlıyordu, ailesinden kopmak üzereydi ve ona en çok acıyı bu veriyordu. Dolaptan Yurin'in kıyafetlerini alıp onları kokladı, kokusu iyi hissettiriyordu. Eşinin ve kendisinin kokuları karışmış ve ortaya Yurin'in kokusu çıkıyordu.

Gülümsedi Jimin, içi acısada gülümsedi. Öleceğini farkındaydı elinde artık umudu kalmamıştı. Kendini çok riske atmıştı, artık her şeyden uzaklaşması gerekiyordu, kimseyi üzmek gibi bir düşüncesi yoktu artık. Uzaklara gidip ölmeyi bekleyecekti.

-
-
-

2 Hafta sonra

Jimin'i ambulansa bindirildiğinde Jungkook ağlayarak yanına bindi, eşi bir anda bayılınca duruşma 1 hafta sonraya ertelenmişti. Jungkook boşanmadıkları için sevinsede eşi yüzünden korkudan bayılacaktı. Ambulans hızla hastahaneye ilerlerken Jungkook içinden tanrıya yalvarıyordu eşine bir şeyler olmaması için. Hemşire aniden bağırmaya başladığında Jungkook telaşa kapıldı.

"Hızlan, nabız yok. Hızlan!"

Ambulans son hızda hastahaneye ilerlemeye devam ederken makinedeki ses sustu. Hemşire Jimin'i hayata döndürmeye çalışırken Jungkook hıçkırarak ağlamaya başladı.

"O-o ölecek mi? O ölecek mi?"

Ambulans hastahanenin önünde durduğunda makineden düşük sesler çıkmaya başladı. Kalbi yeniden atmaya başlamıştı, zar zor nefes alıyordu. Jungkook ne olduğunu anlayamadan Jimin acile alınırken gözleri karardı. Koridorda tek bir ses yankılanıyordu, hemşirenin çığlıkları.

"Hastayı kaybediyoruz!"






















































































































































































































































































































































Üzgünüm.













































































































•Üzgün falan değilim :D

Mr.Park || {Jikook}✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin