impresive | liskook

0.0

jeonjungkook: Numaramı mailine attım. Beni ara konuşmamız gereken şeyler var.

Sabahtan beri aval aval bu mesaja bakıyordum. Bu ne demekti? Hiçbir şey anlamamıştım. Neden ünlü idol Jeon Jungkook bana mesaj atmıştı ki?

"Lalisa? Baya odaklanmış duruyorsun."

Telefonu elimden bırakıp ayağa kalktım ve babamın yüzüne baktım. "Bir şey mi oldu baba?"

Babam dudağını yaladı ve elindeki kağıdı bana uzattı. "Yine reytingde 2. olduk."

Oflayıp gözlerimi kapattım. Yine mi? Saçma sapan bir dizinin 1 aydır bizi geçmesine dayanamıyordum.3 ay öncesine kadar Kore'nin en çok izlenilen dizisiydik. Şimdi ne olmuştu da bu hale gelmiştik? Babamın bana kızgın olduğunu biliyordum, hatta annemin de aynı şekilde. Benden oyunculuk konusunda fazlasını bekliyorlardı ve beni her seferinde sıkıştırıyorlardı.

Babamın telefonu çaldığında cebinden çıkarıp telefona baktı ve bana döndü. "Lalisa bunu açmam lazım. Telefonlar susmuyor."

Somurttum. "Tamam baba. Önemli değil."

Babam başını sallayıp odamdan çıktığında somurtup aynaya baktım. Gerçekten şu an ağlayabilirdim. 

Küçüklükten beri en büyük hayalim oyuncu olmaktı. Babam kanal sahibi olduğu için bu benim için kolay gibi gözüküyordu ama hiç öyle değildi.

Daha çocuk yaşta başlamıştım oyunculuk eğitimi almaya. Babam sayesinde birkaç reklamda oynamıştım. Şimdi ise ilk oyunculuk deneyimimi babamın kanalında romantik, erotik bir dizi ile başlamıştım. Hem de Sehun gibi hatırı sayılır bir oyuncu ile. Bu benim için çok zordu çünkü çok eleştirdim. Babam kanal sahibi diye torpilli olduğum söylendi ama ben buraya kendi emeklerimle gelmiştim. Küçüklükten beri kendimi buna adadım. İlk bölümden ibaren sevişme sahnelerinin olay olduğu bir dizide oynuyordum ve çok cesur sahnelere çalışıyordum. Ülke gündemine oturmuştum. Takipçilerim 5 milyonu geçmişti. Babam yüzünden bana yapılan etiketler kadar iyi yorumlar da geliyordu tabii. Birçok film teklifi almıştım. Utanç verici olsa da cinsel içerikli filmlerinden bile teklif gelmişti ve hepsini reddedip bir daha asla yollamamalarını istemiştim. Ben kaliteli bir oyuncu olacaktım. Bunlarla işim olmazdı. Her şeyi bir kenara bırakıp saçlarımı geriye attım. Jeon Jungkook neden bana mesaj atmıştı hala anlamamıştım. Telefonumdan maillerime baktım ve bana attığı telefon numarasını gördüm.

Acaba babama söylemeden konuşmasa mıydım? Sonuçta ben gündemdeydim ve yanlış bir şey yaparsam dizi daha kötü gidebilirdi.
Sanırım annemi aramalıydım. Annemin numarasını tuşlayıp telefonumu kulağıma götürdüm. Muhtemelen kanaldaydı.

"Ah Lalisa."

Gülümsedim. "Anne nasılsın?"

Annemin yoğun olduğu arkadaki seslerden anlıyordum. "İyiyim tatlım. Bir şey mi oldu? Çok yorgunum ve kafamı kaldıracak vaktim yok."

Direk konuya girsem en iyisi olacaktı. "Anne Jeon Jungkook mailime numarasını attı ve Instagram'dan onu aramamı söyledi."

Annem birkaç saniye durduğunda dudağımı ısırdım. "Ara."

"Emin misin?" dedim vereceği cevap beni korkutsa da.

"Eminim Lalisa. Ara ve ne diyeceğine bakalım."

"Peki anne. Görüşürüz." diye mırıldandım.

"Görüşürüz tatlım."

Telefonu kapatıp aynaya baktım ve telefonu tekrar elime aldım. Ne diyeceğini çok merak ediyordum.

Saçma sapan tek gecelik ilişki teklif edecekse küfür savurup telefonu yüzüne kapatacaktım.

Telefonunu hızla çevirip kulağıma götürdüm ve kendimi rahatlatmaya çalıştım.

"Alo?"

Nefesimi tuttum. "Alo, ben Lalisa Manoban."

Biraz durdu. "Tamam. Ne zaman buluşuyoruz?"

Gözlerim açıldı. "Siz Jeon Jungkook olmalısınız. Telefonunuzu atmışsınız ne diyeceğinizi merak edip sizi aradım."

Çok sessiz konuşuyordu ve ben kulağımı telefona bastırmak zorunda kalıyordum. Havalı olmak için yaptığına emindim.

"Ne diyeceğimi anlamadın mı?" dedi kadife sesiyle mırıldanarak.

İğrenç iması karşısında sinirle dişimi sıkıp ayağa kalktım. "Seni adi pislik! bir daha beni arama. Piç."

Telefonu yüzüne kapatıp yatağıma fırlattım ve sinirle solumaya başladım. İnsanların beni çektiğim dizi yüzünden bu kadar aşağılık görmeleri kanıma dokunuyordu. Bu birçok kez olmuştu. Başka ünlü erkekler de böyle arayıp, tek gecelik ilişki teklif etmişlerdi. Bu büyük bir saygısızlık olmakla birlikte iğrençti. Vücudumda elektrik akımı dolaşırken, şakaklarımda bir ağrı hissetmemle gözlerimi kapattım ve yatağıma oturdum.

Ne zaman sinirlensem ya da üzülsem başıma vuruyordu. Nasıl böyle bir şey söylerdi anlayamıyordum. Aniden odamın kapısı açıldığında dudağımı ısırdım. Anneleri beklerken, Jisoo'yu görünce inanılmaz rahatladım. Gülümsedi ve ellerini havaya kaldırdı. "Sürpriz."

Ona sarılmaya çok ihtiyacım vardı. Hızlıca yanına koştum ve kollarımı beline doladım. "İyiki geldin Jisoo..."

Jisoo kaşını çatıp geri çekildi. "Bir şey mi oldu?"

Gözlerim dolmaya başladı. Aslında benim için pek önemli olmasa da annemler beni sürekli sıkıştırıyordu. Artık psikolojim bozulmuştu. "Reytingte 2'ye düştük." diye mırıldandım. Berbat hissediyordum.

Jisoo kaşını kaldırdı ve bana tekrar sarıldı ve "Ah Lalisa..." dedi sakince. "2 numara olmak, kötü değil ki, neden ağlıyorsun?"

"Annemler için kötü." dedim hıçkırıklarımın arasından.  Kendimi tutamıyordum çünkü güçlü durmaktan gerçekten yorulmuştum.

Jisoo geri çekildi ve gözlerimden akan yaşları sildi. "Ağlama ya. Bir süreçtir sadece. Tekrar yükselirsiniz, merak etme."

Gözyaşlarımı sildim. "Umarım."

Jisoo gülümsedi ve elimi tuttu. "Ben buraya ne için geldim?"

Başımı iki yana salladım. "Ne?"

Jisoo ile birlikte yatağıma doğru yürüyüp oturduğumuzda şirince gülümsedi. "Sen ve Jeon Jungkook için!"

Beni aradığını nerden biliyordu?

Gözlerim açıldı. "Ne alaka ki?"

Jisoo yüzünü buruşturdu. "Lalisa sen şaka mısın? Ülke gündeminde siz varsınız. Hatta dünya gündeminde."

Dudaklarım aralandı. "Ne? Ne diyorsun?" Jisoo telefonunu açtı ve bana tweet'leri gösterdi.

"Jeon Jungkook ile aynı şeyleri birkaç defa giymişsiniz. Çift saatleri takmışsınız. Çift yüzükleri takmışsınız ve şu an herkes sevgili olduğunuzu düşünüyor."

Şaşkınca tweet'lere baktım. Dünya gündeminde Liskook etiketiyle #1 dik. Kendi telefonumdan Instagram'a girdim. Herkes fotoğraflarıma ardı ardına Jeon Jungkook ile ilgili yorumlar atıp fotoğraflara etiketliyordu ve büyük bir kaos oluşmuştu.

"Ben her şeyi yanlış anlamışım..."