"Çok yorgunum."
Jennie'nin dizine yatıp gözlerimi kapattım. Daha yeni setten gelmiştim ve 5 saat boyunca aralıksız çalışmıştım. Jennie dudağını büzüp saçlarımı okşadı. "Bende çok yoruldum." Jennie ressamdı atölyesi vardı, kendini çok yoruyordu. Rose stilistti. Birçok ünlünün -ben dahil- stilistliğini yapıyordu. Jisoo ise babasının şirketinde çalışıyordu.
Rose ayağa kalktı. "Bu ne böyle ya? Hep evde mi oturacağız?"
Jisoo başını salladı. "Cidden ben de bunaldım."
Telefonum aniden titrediğinde göz devirdim. Yüzde yüz Jungkook'tu. Buluşalım falan diyecekti. Kızlar bana bakarken hiçbir tepki vermedim.
Rose kaşını çattı. "Açsana."
Göz devirdim. "Gerek yok."
Jennie gözlerini kıstı ve telefonumu eline aldı. Ekrana bakıp gülümsedi. "Jeon Jungkook mesaj atmış."
Rose ve Jisoo göz devirirken şaşkınca ikisine baktım. Jisoo, Jungkook'u çok yapmacık buluyordu. Her şeyi prim için yaptığını düşünüyordu. Rose ise Park Jimin'e hayran olduğu için artık Jungkook'tan hoşlanmıyordu.
Ofladım ve elime telefonu aldım. Ne kadar kaçabilirdim ki?
jeonjungkook: seni almaya geliyorum.
lisa_manoban: gelme çünkü arkadaşlarımla birlikteyim.
jeonjungkook: onları da alayım.
lisa_manoban: hayır zaten hala gündemdeyiz. Düştüğümüz anda yine buluşuruz.
jeonjungkook: ben şimdi buluşmak istiyorum.
lisa_manoban: doyumsuz.
lisa_manoban: beyinsiz.
lisa_manoban: kıskanç.
lisa_manoban: salak.
jeonjungkook: skxksmfklxd
jeonjungkook: geliyorum bebek
Göz devirdim ve sinirle telefonu yatağa attım. Bu çocuk beni sinirden öldürecekti. Bu kadar egoist biri daha olamazdı. Benim gibi pozitif bir insanı bu hale getirdiğine inanamıyordum. Cidden.
Jisoo gözlerini kıstı. "Ne diyor?"
Ayağa kalktım ve beyaz dolabımı açtım. "Buluşacakmışız." Jennie ve Rose dudağını büzdü. Jisoo nefesini dışarıya verdi. "İstemiyorsan buluşma."
Dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım ve somurtup Jisoo'ya döndüm. "Sanırım istemediğim şeyleri yapmak zorundayım."
Jennie dudağını büzdü. "Böyle konuşmalar yapma ağlarım."
Rose başını salladı. "Bende."
Jisoo bana yaklaştı ve ellerimi tuttu. "Eğer istemiyorsan siktir et. Başlarım Jungkook'a."
Jisoo'nun gözlerinin içine bakarken birden odamın kapısı açıldı. Annem içeriye gülümseyerek girdi.
"Selam kızlar... Lalisa, Jeon Jungkook birazdan seni almaya geliyor. Hazırlansan iyi olur."
Annem cevabımı bile umursamadan kapıyı kapatıp çıktığında Jisoo'ya döndüm ve burukça gülümsedim.
"Bundan bahsediyorum."
Jisoo kaşını çatarken Jennie ve Rose de yanıma gelip bana sarıldılar. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Artık cidden sabrım tükeniyordu. Annemle babam resmen beni çalışanları olarak görüyordu. Birkaç dakika beraber sarılarak durduk. En sonunda Jisoo geri çekildi ve eliyle dolu gözlerine hava verip yukarıya baktı. "Tamam yeter bu kadar. Bu bir iş. Lisa çok güçlü. Bundan da altından kalkacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia