0.9

20.2K 1.2K 3.8K
                                    

roenvia


"Saçma sapan konuşma. Kanalda sadece sen söz sahibi değilsin."

Babam da aynı şekilde anneme bağırdı. "Kanal benim kanalım ve istediğimi yaparım."

"Öyle mi? Buralara benim sayemde geldiğini unutma."

Babam gülmeye başladı. "Ne senin sayende mi? Sen benimle evlenerek hayatını kurtardın daha neyden bahsediyorsun?"

"Ben mi seninle evlenerek hayatımı kurtardım? Ben zaten zengindim. Sana ihtiyacım yoktu."

Babam sinirle daha yüksek sesle bağırmaya başladı. "O zaman defolup gidebilirsin."

"Burası benim evim. Senin gitmen gerekiyor."

Yine bir kavga yine annem ve babam. Sanırım artık buna alıştım. Küçüklükten beri kavga ediyorlardı ve her seferinde birbirilerine çok ağır sözler söyleyip boşanma aşamasına geliyorlardı. Daha sonra ise birden barışıyorlardı. Kanal olmasa 1 saniye evli kalmazlardı. Birbirini sevmeyen bir çiftin çocuğu olmak üzücüydü. Hatta kaza ile olmak ve istenmemek daha üzücü. Fazlalık gibi hissediyorum ve annem de babam da samimiyetsiz geliyordu. Kendimi topladım ve yatağımdan kalktım. Mor günlük bir elbise ve beyaz babet giymiştim. Kendime aynada bakıp merdivenlerden inmeye başladım.
Annem ve babamın sesleri evi inletirken ifadesiz bir şekilde aşağı indim.Annemle babamı gördüğümde nerdeyse birbirlerine gireceklerdi. Cam kırıkları yeri esir almıştı. Şaşkınca durup yüzlerine baktığımda bir anda bana döndüler. Beni beklemiyorlardı sanırım. Şaşkınca yüzüme bakıyorlardı

Annem zorla gülümsedi. "Lalisa kızım çıkıyor musun?"

İfadesizce başımı salladım. "Evet."

Babam gülümsedi. "Bugün gez eğlen kafanı dağıt. Yarın sete devam."

Hiçbir şey demeden babamın yüzüne baktım ve arkamı dönüp kapıya doğru yürüdüm.

Hala seti düşünüyordu. Ben umurlarında bile değildim. Evde ölüm sessizliği hakimken dışarıya çıkar çıkmaz kendimi boşluğa düşmüş gibi hissetmeye başladım. Çok yalnız hissediyordum ve bu his beni öldürüyordu. Sanırım canım çok yanıyordu. Yüzüm asık bir şekilde yürümeye devam ettim. Gidecek yerim yoktu. Kaldırıma çıkıp yürümeye başladım. Gidiyordum ama nereye bilmiyordum. Yanımdan arabalar geçerken durdum ve titreyen elimle cebimden telefonumu çıkardım ve hızlıca Instagram'ı yükledim.

Sanırım artık bunu yapmam lazımdı. Kendimden kaçamazdım. Yüzleşmem lazımdı.Kaldırıma oturup hesabıma girdim. Etrafta kimse yoktu ve hala yanımdan arabalar geçiyordu. Instagram'a girdiğim anda gözlerim açıldı. Takipçilerim 7 milyonu geçiyordu. Yaklaşık 4 milyon artmıştı.
Şaşkınca telefona bakakaldım. Son fotoğrafıma baktığımda 100 binden fazla yorum vardı. Yutkundum ve yorumlara girdim.

'Çirkin'

'IU senden daha güzel'

'Jungkook nasıl böyle bir kıza bakar aklım almıyor'

'Jungkook sadece Slah'ları sever'

'Ben Jungkook ile Jimin'i şipliyordum amk'

'Jungkook'un seni sevdiğini düşünmüyorsundur umarım SxpcpmsxlKDSFÇ'

'Jungkook benim'

'Hiç yakışmıyorsunuz'

'Hiç güzel değilsin'

'Jungkook'u rahat bırak.'

'Lisa biz hep seninleyiz lütfen üzülme olur mu? #respectlisa

impresive | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin