Gözlerimi araladığımda bomboş ve kirli bir depodaydım. Ellerim ve ayaklarım sandalyeye bağlıydı ama ağzım açıktı. Korku ile çığlık attım. "Kimse yok mu? Çıkarın beni burdan!" Sesim yankı yaparken üstteki küçük pencereden ağaçları görüyordum. Çok ıssız bir yerdeydik. Deli gibi korkuyordum. Beni adını bile bilmediğim bir adam kaçırmıştı.
Birkez daha bağırdım. Aynı zamanda kurtulmaya çalışıyordum. "Yardım edin! Kimse yok mu?"
Yine ses gelmeyince ellerimi çırpınarak kurtarmaya çalıştım ama olmuyordu. Çığlık atıp biraz daha zorladım. "Açıl..." Açamayınca ağlamaya başladım. Sinirlerim fena halde bozulmuştu. Hıçkırarak ağlarken aynı zamanda bağırıyordum. "Kimsiniz siz? Çıkarın beni burdan!"
Anladığım kadarıyla Jungkook yüzünden beni burda tutuyorlardı. Çünkü o salak adam Jungkook'u arayıp beni kaçırdığını söylemişti Ama ben ne yapmıştım ki?
Aniden siyah demir kapı açıldığında korku ile dudaklarımı birbirine bastırdım ve ağlamayı kestim. İçeriye yine aynı adam, 30'lu yaşlarda uzun boylu ve kumral bir adam girdiğimde korku ile dudağımı ısırdım. Adam bana bakarak gülümsedi. Baştan asağı simsiyahtı. Dışarıda da bir sürü adamı vardı ama içeriye sadece o girmişti.Demir kapıyı kapattığında yutkundum. "Kimsin sen?"
Korktuğumu belli etmemeye çalışıyordum ama dudaklarım titriyordu. Gülümsedi ve önümde durdu. "Tanışalım o zaman ben CC."
"Beni neden buraya getirdin?"
Dudağını büzdü. "Jungkook'un faturasını sana keseceğiz gibi güzellik."
Yutkundum. "Nasıl yani?"
İğrenç şekilde gülümsüyordu "Buraya gelmeden önce dizinden birkaç sahne izledim. Yaşının küçük olmasına rağmen çok güzelsin."
Yüzümü ekşilttim. "İğrençsin."
Gülümsedi ve vücudumu inceledi "Jungkook seninle reklam için çıkıyor bunu biliyoruz ama çok şanslıymış. Bu arada gri saçların muhteşem..."
Sinirle kolumu kurtarmaya çalıştım. "Benimle düzgün konuş. Şerefsiz."
Gülmeye başladı. "Atarlı en sevdiğim. A dur nerde kaldık? Ben CC Jungkook'un bir numaralısı. Onu ben dövüyordum. Yaklaşık 10 yıl kadar."
Gözlerim açıldı. "Ne saçmalıyorsun?"
"E güzelim senin de hiçbir şeyden haberin yok. Jungkook diyorum yetimhaneyken arkadaşları ile birlikte benden dayak yiyordu."
Ağzım açık kalmıştı. "Yetimhane mi?"
CC denen adam başını olumlu anlamda salladı. Ne yani? Jungkook yetimhanede mi büyümüştü? Hayır bu doğru olamazdı çünkü onun ailesi vardı ve Amerikadaydı. Gözlerimi kıstım. "Beni ne kadar süre burda tutacaksın?"
CC dudağını yaladı. "Eğer istediğimi verirsen bırakacağım. Söz."
Kaşımı çattım. "Ne istiyorsun?"
Gözlerimin içine pis pis baktığında gözlerim açıldı. Başımı iki yana salladım. "Asla."
CC başını salladı ve bir sandalye çekip karşıma oturdu. "Tamam sonsuza kadar burdayız o zaman."
"Bana fark etmez. Eninde sonunda beni bulacaklar."
CC başını iki yana salladı. "Kapıda 100 tane adam var."
Sinirle nefes aldım. "Jungkook ile ilişkimiz yalan bunu biliyorsun. O zaman beni neden burda tutuyorsun? Jungkook beni umursamıyordur bile! Biz sadece iş arkadaşıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia