Cinsel içerik.
Gözlerimi aramadığımda yanım yine boştu. Biraz doğrulduğumda banyodan su sesinin geldiğini fark edip gülümsedim. Evet burdaydı. Gitmemiştim. Dün resmen birlikte olmuştuk. Bu hala bana inandırıcı gelmiyordu. Üzerimde siyah uzun bir tişört vardı. İçimde iç çamaşırı yoktu. Gri saçlarımı geriye attığımda Jungkook banyodan siyah bir pantolon ve siyah bir tişörtle çıktı. Saçlarını havlu ile kurularken gözlerime baktı. Gülümsedim. "Günaydın."
Başını olumlu anlamda salladı ve aynaya baktı. Saç kurutma makinesini eline alıp saçlarını kurutmaya başladığında ayağa kalktım. Kahve saçlarını kurutup şekil verdi.
Tek kelime etmiyordu. Tekrar gülümsedim. "Beraber kahvaltı yapar mıyız?"Bana doğru döndü ve gözlerime birkaç saniye bakıp masanın üzerindeki telefonunu eline aldı. "Şirkete gitmem lazım. İşlerim var."
Başımı olumlu anlamda salladım. "Peki akşam bir şeyler yapar mıyız?"
Üzerine siyah deri ceketini giyerken yüzüme bakmadı. "Gece geç gelirim."
Dudağımı büzdüm. Neden böyle davrandığını anlayamıyordum.
Tam kapıya doğru yürümeye başlamıştı ki birden tekrar bana doğru döndü ve gözlerime baktı. "Sende giyin istersen. Bu şekilde odadan çıkma."Göz devirmemek için kendimi zor tuttum. Jungkook kapıyı açıp çıktığında dağınık yatağa oturdum ve aynaya baktım. Ağlamak istemiyordum ama beni zorluyordu.
Dün yaptığımız şeyden sonra aptal gibi daha yakın oluruz belki flört ederiz diye düşünmüştüm ama tamamen yanılmıştım işte. Eskiye geri dönmüştük. Hiçbir şey olmamış gibi. Ben ne bekliyordum ki? Harika. Gözlerimden akan yaşları sildim ve ayağa kalkıp dolaba doğru yürüdüm. Kendime siyah bir tayt ve göbeğimi açıkta bırakacak kırmızı bir tişört çıkardım ve ayakkabılarımı da giyip odadan çıktım.Jennie ve Taehyung'un sesi burdan duyuluyordu. Tatlı tatlı konuşuyorlardı. Kendimi hala berbat hissediyordum. Yutkundum ve merdivenden aşağıya indim. Taehyung Jennie'yi resmen yiyordu. Yüzünün her tarafına ayrı ayrı öpücükler bıraktığında Jennie gülüyordu. Beni görünce durdular ve yüzüme baktılar. "Hoş geldin Lice."
Zorla gülümsedim ve Tae'nin yanına oturdum. "Hoşbuldum."
Jennie kaşını kaldırdı. "Ne oldu? İyi gözükmüyorsun."
Başımı iki yana salladım. "İyiyim."
Tae gülümsedi ve bir kolunu Jennie'nin omzuna, diğerini benim omzuma attı. "Bugün 3'ümüz bir şeyler mı yapsak?"
Yere bakıyordum. "Benim halim yok."
Tae dudağını büzdü. "Ya kanka olmaz ki böyle."
Yoongi merdivenlerden aşağıya indiğinde gözlerinde gözlük elinde elma vardı. "Ne bağırıyorsunuz amına koyim. Bir uyutmadınız."
Tae gülmeye başladı. "Oo Hyung elma sezonunu açmış."
Gülmeye başladım. Yoongi göz devirdi ve mutfağa girdi. Aniden telefonum çaldığında kaşımı çattım ve cebimden çıkarıp ekrana baktım.
Annem arıyordu. Ah sonunda aklına gelmiştim!
Telefonu açıp kulağıma götürdüm. "Lalisa neredesin sen?"
Göz devirdim. "Jungkook'ta kalıyorum artık."
"İyi. Şimdi eve gelmen lazım. Seninle bir konu hakkında hesaplaşacağız."
Nefesimi dışarıya verdim. Jennie ve Tae şaşkına yüzüme bakıyordu. "Ne konusu?"
"Gel dedim Lalisa."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia