2.4

21.6K 1.1K 2.6K
                                    

Jimin'den

Müziği kapatıp yorgunlukla kendimi yere bıraktığımda nefes nefeseydim. "Hay bu işe başladığım günü sikeyim."

Ayaklarım yanarken cebimden telefonumu çıkardım. Saat sabahın 9'uydu. Dans etmeye başladığımda gece 12'ydi. Nefes nefese siyah saçlarımı geriye attım ve gözlerimi kapattım. İçeriye Ceo girerse yanardım. Şimdi beş saat konuşup başımın etini yerdi. Saçma sapan cezalar verirdi. Aniden telefonum çaldığında cebimden çıkardım. Jungkook arıyordu. Dudağımı yalayıp doğruldum ve telefonu açtım.

"Efendim?"

Sesi kötü geliyordu. "Jimin yine olmadı."

Ofladım ve siyah saçlarımı geriye attım. "Amına koyduğumun piçi hangi deliğe girdi acaba?"

Çok sinirliydi. "Bir bulayım onu..."Başımı salladım. CC iti nereye girdiyse bir türlü bulamıyorduk. Jungkook hala Lisa'ya yaptıklarını kabullenememişti. Hırsını çıkarmak istiyordu. "Neyse. Ben 2 saate mekandayım. Beraber ararız dicem de Namjoon izin vermez."

Ofladı. "Doğru. Gündüz bir de. Siktir et ben kendim ararım."

Gülümsedim. "Ama kaçamak yapabiliriz."

Güldü. "Namjoon duyarsa suçu sana atarım."

Başımu iki yana salladım. "Her zamanki gibi."

Jungkook telefonu kapattığında kapı birden açıldı. Korku ile ayağa dikildiğimde içeriye Rose girdi. Beyaz kısa bir elbise gitmişti ve sarı saçlarını açık bırakmıştı. Çok güzel gözüküyordu.

Yüzümü gülümseme kaplarken Rose kapıyı kapattı ve kitleyip bana doğru yürüdü. Kollarını belime sardığında kalbim çok hızlı atıyordu. Sarı saçlarına öpücükler kondurdum.

"Özledim seni."

"Bende."

Geri çekilip gözlerime baktı. "Pratik bitti mi?"

Kaşımı kaldırdım. "Daha bir saat var. Ben erken bıraktım."

Gülümsedi. "İyi yapmışsın."

Gülümsedim ve yeri gösterdim. "Otur bakalım."

Rose gülümsedi ve yere oturup bacaklarını uzattığında bende yanına oturdum. Kapıyı kitlediğimiz için rahattım. Bu pratik odasında kamera da yoktu.

Rose'nin bacaklarına baktım. "İyice zayıfladın Rosie."

Dudağını büzüp dizlerine dokundu. "Yemeye vaktim olmuyor ki unutuyorum."

Gülümsedim ve elimi omzuna atıp yanağına öpücük kondurdum. "Ben arayıp hatırlatırım artık sana."

Rose de benim yanağımı öptüğünde üstümdeki yorgunluk biraz olsun gitmiş gibiydi. Elini siyah saçlarıma daldırdığında kafası omzumdaydı.

"Çok terlemişsin."

Gözlerine baktım. "Öyle oldu."

Rose gülümsedi ve kafasını kaldırıp cebinden telefonunu çıkardı. "Gel geçen günkü performansını izleyelim."

Gülümsedim. "Ben bile izlemedim daha."

Rose ellerini birbirine vurdu. "Ben izledim harikaydın."

Tekrar sarıldım. "Ben seni özledim. Onu sonra izleriz."

Rosie de bana sarıldı ve boynuma öpücüklerini sıraladı. "Kendini çok yıpratıyorsun Jimin. Şu haline bak."
Geri çekildim ve gözlerine baktım. "Zorundayım biliyorsun. SM bu aralar çok daha katı. Haftaya turlarım başlıyor."

impresive | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin