CİNSEL İÇERİK.
Taehyung'dan
Jungkook kahve saçlarını geriye atıp şapkasını taktı. "Lalisa uyudu."
Jin başını salladı. "Jisoo da uyudu."
Namjoon göz devirirken dudağımı ısırdım. "Jennie de uyudu."
Jimin gülümsedi. "Rosie de uyudu."
Namjoon gözlerini kıstı. "Bu ne lan yeni evli çiftler gibi? Adam akıllı desenize kızlar uyudu diye." Kızlar gündüz mekanda olduğu için bizim malları mekana sokamıyorduk ve içemiyorduk. O yüzden artık bu işleri gece hallediyorduk. Kızlar uyuduğunda.
Gülmeye başladım. Jungkook yine gergindi. "Halledelim şu işi."
Namjoon saatine baktı. "Birazdan gelecek."
Lisa'nın kaçırılmasının üstünden bir hafta geçmişti. CC hala ortada yoktu. Jungkook delirmek üzereydi. Bulduğu yerde öldürecekti ve bu sefer buna biz bile engel olmayacaktık.
O yüzden kızlar bizde kalıyordu. Rose ve Jisoo da dahil. Başlarda çok itiraz etseler de sonradan kabul etmişlerdi.
Jungkook yüzünü buruşturup gözlerini kapattığında kaşımı çattım. "Neyin var?"Bacaklarına dokundu. "Bugün aralıksız 12 saat pratik yaptım."
Kaşımı yukarıya kaldırdım. İdol olmadığıma bir kez daha şükür ettiğim dakikalardaydım. Hoseok göz devirdi. "Bu sana az kaç gündür boş geziyorsun." Jungkook göz devirdi ve dik durdu.
Namjoon telefonuna bakıp gülümsedi. "Geldi."
Namjoon dudağını ısırdı. "Beni takip edin."
Namjoon önde biz arkasında dışarıya doğru yürüdük. Siyah son model arabanın ışıkları karanlıkta parlarken Yoongi ve Jin etrafı kolaçan ediyordu.
Namjoon adamla konuşurken ben Jimin ve Jungkook poşetleri aldık ve hızla içeriye doğru yürüdük. Siyah koltuklara 10 dan fazla poşeti bıraktığımızda Jin kaşlarını çattı. "Kimse içmiyor."Jungkook göz devirdi ve otu direk paketten çıkarıp suya bile karıştırmadan tamamını ağzına döktüğünde gözlerim açıldı. Hepimiz şok içinde yüzüne bakıyorduk. Jimin sertçe koluna vurdu ve boş paketi elinden aldı. "Gerizekalı mısın lan sen?"Jungkook baktığımda birden titredi ve başını iki yana salladı. İyice kötüleşiyordu. Namjoon birden sesini yükseltti. "Jungkook ne yaptın lan sen? Ne yaptın? Bu en ağır olanı gerizekalı mısın?" Jungkook gözlerini kapattı. Zar zor konuşuyordu. "Bir şey olmaz."
Yoongi cidden sinirlenmişti. Derim nefes alıp veriyordu. Aniden sinirle Jungkook'u sertçe ittirdiğinde Jungkook yere düştü ama tepki vermeden yattı. Korkmuştum. Jimin ile Jungkook'un yanına eğilip yanaklarına vurduk. "JK..." Birden titremeye başladığında yutkundum. Bu doz onu öldürebilirdi.
Jimin sinirle Yoongi'ye döndü. "Kaç kere diyeceğim şu çocuğa vurma."
Yoongi göz devirdi "Kendini öldürebilir."
Gözlerimi kıstım. "İtmene gerek yoktu. Şimdi daha kötü!"
Namjoon da Yoongi'nin yaptığı şeye sinirlenmişti ama belli etmemeye çalıştı. Jungkook aniden kusmaya başladığında sırtından tuttuğum gibi yan çevirdim. O kusmaya devam ederken endişeli gözlerle yüzüne bakıyordum. Jimin sessizce konuştu. "Bunu kendine neden yapıyorsun JK neden?" Dudağımı ısırdım. Onu bu halde görünce ağlayasım geliyordu. O benim kardeşimdi ve yaşadıkları bize göre daha ağırdı. Ama sanırım artık bazı şeyleri kaldıramıyordu. Babası olacak it benim ailemi gözlerimin önünde öldürmüştü evet ama Jungkook ... O daha hassastı çünkü bize karşı mahçuptu. Annemi ve babamı öldüren Jungkook'un babasıydı. Hepimiz onun babası yüzünden travma geçirmiştik ama hiçbirimiz Jungkook'u babası ile bir tutmamıştık. Hala acı çekiyordu biliyordum. Bize karşı mahçuptu biliyordum. Belki de kendini suçluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia