Namjoon'dan
Yatağın kenarına oturdum ve Jisoo'nun kolundan çekip yanıma oturttum. Aniden yaklaşıp sarıldığımda vücudu titriyordu. Birden hıçkırdığında gözlerimi kapattım. "Kahretsin."
İçini çektiğinde geri çekildim ve ellerimi kızıl saçlarında gezdirdim. "Ağlama." Yutkundu ve gözlerini sildi. Daha sonra kendini toplamaya çalıştı. İçimin yanması normal miydi?
Artık hiçbir şey umrumda değildi. Jin için geri çekilmeye çalışmıştım ama yapmamıştım ki benim Jisoo ile ilişkim ondan önceydi. Jisoo yutkundu ve önüne baktı. Bu sakin hali beni o kadar kötü hissettiriyordu ki... Cidden çok kötüydü.
Eline dokundum. "Neden benden kaçıyorsun?"
Kafasını kaldırıp gözlerime baktığında o güçlü kızdan eser yoktu. Her an ağlamaya meyilliydi. Çenesinden tutup gözlerime bakmasını sağladım. Yüzü yüzüme çok yakınken sessizce konuştum.
"Neden Jisoo? CC iti sana ne yaptı?"
Dudağını ısırdı. Gözleri dolduğunda başımı iki yana salladım ve ellerimi yanaklarına götürdüm. "Hayır hayır ağla diye sormadım." Jisoo eliyle gözlerini sildi. "Çok kötüyüm."
Yutkundum ve orantılı yüzüne baktım. "Benim yüzümden mi?"
"Hayır."
"Seni yargılamam." dedim kendimden emin sesimle. "Anlat bana.'
Sesi titredi. Ağlamaklı konuştu. "Ondan değil. Sadece... Çok kötü hissediyorum işte.."
Nefesimi dışarıya verdim ve yaklaşıp sarıldım. Jisoo kollarını boynuma sardığında kollarımı beline sımsıkı sarıp gözlerimi kapattım. Yüzümü saçlarının arasında gezdirdiğimde iç çekiyordu. Ağlamasına katlanamıyordum. Kolay ağlayan birisi değildi. Şu an ağladığına göre canı fena halde yanıyordu. O kadar sinirliydim ki gidip ölüsünü sikmemek için kendimi zor tutuyordum.
Jisoo dudağını ısırıp başka tarafa baktı. Ellerini tuttum. "Her şey benim yüzümden. Seni koruyamadım"
"Bir şey olmadı zaten. Ben kendimi koruyabildim." dediğinde gülümsedim. Çok güçlüydü.
Jisoo büyülenmiş gibi gözlerime bakarken ayağa kalktım ve elimi uzattım. "Hadi gel."
Kaşını çattı. "Nereye?"
Gülümsedim. "Hadi."
Elini tutup ayağa kaldırdım ve kapıya doğru yürümeye başladım. Jisoo'nun gözleri açıldı. "Biri görebilir."
Gözlerimi kısıp arkamı döndüm. "Biliyor musun artık zerre umrumda değil."
Jisoo hiçbir şey demeden yüzüme baktığında elinden tutup çekmeye başladım. Beraber belki de ilk kez odadan el ele çıktık. Benim odama doğru yürüdüğümüzde Jisoo etrafa bakıyordu. Çok tedirgindi ama kimse yoktu.
Odama geldiğimizde Jisoo'ya dönüp gülümsedim. "Bak burda ne var?"
Kediyi gösterdiğimde gülümsedi ve hızla yanına koştu. "İnanmıyorum.Bu çok tatlı!" Yere çömelip gri minik kediyi sevmeye başladığında gülümsedim ve yürüyüp yanına çöktüm ama ben kediyi değil onu izliyordum.
Gözlerinin içi parlarken yüzünü inceledim. Cidden güzelliğinin şakası yoktu. Kızıl saçları ve orantılı yüzü, güzel gözleri... Mükemmeldi.
Gözlerime baktı."Bu kimin?"
"Senin."
Gülmeye başladı. "Ne? Ciddi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia