Diğer çalışmalarım için beni takip etmeyi unutmayın <3
instagram hesabım ise; roenvia
Taehyung'dan
Sabah şans eseri hepimiz mekandaydık. Hiçbirimizin özel bir işi çıkmamıştı ve beraber kahvaltı yapmıştık. Şimdi de kızları çağırmıştık. Yanımdaki kız mavi saçlarımla oynamaya başladığında kafamı geriye yasladım. Elimi kaldıracak halim yoktu.
Jungkook ayağa kalktı. "Benim pratik yapmam gerek."
J-Hope başını olumlu anlamda sallağında Namjoon kaşını çattı. "İyisin dimi?"
Dün Namjoon'dan öyle bir dayak yemişti ki ayağa kalkacak hali bugün bulmuştu. Dün full yatmıştı. Kahve saçlarını geriye attı ve siyah pantolonunu yukarıya çekti."Jimin neden pratik yapmıyor?"
Jin göz devirdi. "Kardeşini kıskanan bebekler gibi davranmaktan vazgeç Kook."
Jungkook tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki yüzüne bakıp kaşımı cevap verme anlamında kaldırdım. Jungkook bana bakıp sinirle dudaklarını birbirine bastırdı. Jimin de gergindi. "Bende birazdan çıkacağım. İlaçlarını içmeyi unutma Kook."
Jungkook göz devirdi. "Ya bi kes. Ona da karışma."
Jimin kaşını çattı. Tam o da cevap veriyordu ki yanımda olduğu için koluna dokundum. Bana baktı ve sinirle nefesini dışarıya verdi. Jimin de en az Jungkook kadar sabırsız ve sinirliydi. Ama Jungkook daha tam kendine gelmemışti. Hala dünün etkisi üzerindeydi. Maknae line olarak kontrol edilemeyen sinir problemimiz vardı. Hyunglar da sinirliydi ama en azından kontrol edebiliyorlardı.
Namjoon kaşını çattı. "Jungkook."
Sinirle elindeki çantayı yere vurdu. "Ne Hyung ne? Her şeyime karışma huyunuzdan nefret ediyorum. İyiki birkaç yaş büyüksünüz he."
Jin gözlerini kıstı. "Sen doğduğunda ben okula gidiyordum tavşan."
Suga gülmemek için kendini sıkarken Jungkook daha çok sinirlenmişti. "Neyse ne. Her şeye burnunuzu sokmamayı öğrenmeniz lazım."
Namjoon birden bağırdığında ben bile korktum. "Senin de saygılı olmayı öğrenmen lazım. Bu ne lan böyle? Karşında kim var senin? Bak Jungkook bu son uyarım yoksa seni..."
Namjoon dudaklarını birbirine bastırdığında Jungkook başını iki yana salladı. "Naparsın Hyung? Döver misin? Her zaman aynı şeyi yaptığın için artık koymuyor."
Birden hepimiz Jungkook'a baktık. Dün Namjoon'dan sağlam dayak yemişti. Onu anlıyordum. Hemde çok iyi anlıyordum. Aslında Namjoon, Jungkook'u dövmekte haklıydı. Sürekli yanlış hareketler sergiliyordu. Ama ben Jungkook'a kızamıyordum işte. Hem hastaydı hem de küçüktü. İdol olmak ölümüne zorken o bir sürü şeyi aynı anda yapmaya çalışıyordu. Onu anlayabiliyordum. Sehun ve babası olacak piç ona hala acı veriyordu. Kabul etse de etmese de.
Jungkook arkasını dönüp giderken Namjoon da kötü olmuştu. Ama belli etmemeye çalışıyordu. Jungkook aniden önüne döndü. Gözleri kızarıktı. "He Hyung eğer abim olmasaydın altta kalmazdım. Bunu unutma."
Namjoon'un gözlerinin içine birkaç saniye baktı ve arkasını dönüp bardan çıktı. O çıktığında öyle bir sessizlik olmuştu ki herkes birbirinin yüzüne bakıyordu. Jimin de ayağa kalktı ve turuncumsu saçlarını geriye attı. Mutsuzdu."Bende gidiyorum çalışmam lazım."
Hiçkimse bir şey demeyince Jimin nefesini dışarıya verdi ve yanımızdan ayrıldı. Moralim bozulmuştu.
Jin sessizliği bozdu. "Artık yapma Namjoon. Bu şekilde daha çok kötüleşiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impresive | liskook
Fanfiction"Biz aynı şeyleri giyerek bile dünya gündemine oturuyorsak sevgili olursak yer yerinden oynar. Bu yüzden şu andan itibaren çıkıyoruz." ©2019 |roenvia