Mark hyungu görmemiz ile sadece ben değil, Yugyeom'da donup kalmıştı.
Mark hyung gözlerini açmış şaşkınlıkla bakarken kısaca öksürdüğünde kendime gelerek Yugyeom'u ittirerek geri çekildim. Hemen ayaklandım ve Mark hyunga bakmaya çalıştım. Ancak o sıra gelen sesle arkama baktım.
Umm... Ben sanırım ittirme işini abartmıştım. Yere düşen Yugyeom'a baktım. O ise 'ben o iyiyim' der gibi elini kaldırmış daha sonra da kendi kalkmıştı.
Mark hyunga tekrar döndüm, utancımdan yerin dibine girmek istiyordum. Üstelik daha yeni imalarından kurtulmuştum.
"M-Mark h-hyung? Sen burda napıyorsun?"
İstemsizce gözlerimi kaçırdım. Ellerimi önde bağlamış suçlu çocuklar misali yere bakınıyordum. Mark hyungun Yugyeom'u incelediğini gördüğümde hyunga bakmaya başladım.
"Yugyeom ile tanışmak için izin almıştım ancak böldüm sanırım?"
"Ne bölmesi hyung olur mu öyle şey? Biz de k-kimya çalışıyorduk."
Mark hyung bana baktı bu sefer. Yine sırıtışı yüzündeydi.
"Kimya dersleri ben görmeyeli çok değişmiş."
Yugyeom, ondan beklemeyeceğim bir şekilde Mark hyungun yanına gitti ve bana baktı.
"Hyung diyebilirim değil mi?"
Tatlı tatlı Mark'a bakıp elini uzattı. Mark hyung ise memnun olmuş bir şekilde elini sıkıp başını onaylar anlamda salladı.
"Hyung tanıştığıma memnun oldum ama keşke 1 dakika sonra gelseydin."
Tatlı bir şekilde dudak büzdüğünde dehşetle ikisine birden baktım. Mark hyung, Yugyeom'un omzunu patlatladı.
"Aşkınıza heyecan kattım, ne güzel."
Mark hyung zevkle gülerken Yugyeom da sırıtıyordu.
"Amacınız ne sizin? Bu nasıl kaynaşma biçimi?"
Mark hyung gözlerini kısarak bana baktı.
"Sana ne? Ben sevdim Yugyeom'u. Açık ve net konuşuyor, kimya falan demiyor en azından. Ya da 'ders çalışacağız.'."
Yugyeom elini ensesine atıp hafifçe kaşıdı.
"Yoldan ben çıkardım, onun da suçu yok şimdi. Ya da vazgeçtim var. Fazla mükemmel olması."
Normalde kızarmayan yüzümün yandığını hissetmiştim, normal miydi?
"Utandı, utandı."
Mark hyung ve Yugyeom biraz daha konuştuktan sonra Mark hyung gülümsedi.
"Neyse çocuklar, keyfinize bakın. Ben salondayım."
"Iı ben de gideyim artık, kuzenime gitmem gerek. Çok memnun oldum Mark hyung ve her şey için teşekkürler."
Ne olur şu an bitsin yoksa kendi mezarımı kazıp kendimi gömeceğim.
"Ben de memnun oldum Yugyeom, yine bekleriz."
Yugyeom tebessüm ederek bana döndü.
"Görüşürüz BamBam ve teşekkür ederim."
Gözlerimi kaçırdım.
"Önemli değil, görüşürüz."
"Bu kadar utanacağını da beklememiştim."
Mark hyung beni daha çok rezil ederken omzuna vurdum. Ağlamak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."