Sabah kalktığımda ilk iş saate bakarak paniklemiştim. Neden mi? Herkes kahvaltıda buluşacaktı, buluşmaya 1 saat 17 dakika vardı ve ben daha yeni uyanmıştım. Şaka olması dileğini içimden geçirirken hızla kalktım ve kendimi duşa attım. İşimi hızlı hızlı yapmaya çalışıyordum, benim hazırlanmam uzun sürüyordu, neden alarm kurmamıştım ki?
Duş aldıktan sonra odada koştururken Dong Min'in de uyanmasına sebep olmuştum. Tabii çocuk benim hazırlanma evrelerimi bilmediği için canavar görmüş gibi bana bakıyordu. Algılayamaması da olağandı, yeni uyanmıştı sonuçta.
Ben 1 saat 15 dakika içerisinde hazırlanmışken Dong Min'in 20 dakika içerisinde hazır oluşu da beni saşırtmıştı.
En son odadan çıkmayı başardığımızda herkes kahvaltıya inmişti. Gözümüze boş bir yer kestirdikten sonra yerimize yerleştik. Derin bir nefes verirken gözlerimin buluştuğu gözlerle dudaklarımı istemsizce ısırdım.
(Her seferinde saç renklerini yazmama gerek yok sanırım, biliyorsunuz zaten ehe💙)
Ne kadar süre birbirimizi kesti- ay aman pardon, bakıştık bilmiyorum ama bu gayet de hoşuma gidiyordu.
Kahvaltımız bittikten sonra bizi almaya gelen otobüse yerleştik. İlk önce Yoyogi Parkı'na gidecektik. Yol boyunca yine şarkılar söylendi, gülünüp eğlenildi. Gerçekten bu gezi bana iyi geliyordu sanırım.
Oraya vardığımızda çantalarımızı sırtımıza alarak arabadan indik. Park, yürüyüş parkı gibi görünüyordu. Ancak içinde Meiji Tapınağı'nın ve hatta Meiji Tapınağı Hazineleri Müzesi'nin de bulunduğu bize söylenmişti. Parkı gezerken oralara da uğramayı ihmal etmeyecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."