"Hyung günlerdir gömleği yıkamaya çalışıyorsun ama o leke çıkmayacak anla artık."
Mark hyung bana ağlamaklı ağlamaklı bakarken ben yayılmış, patlamış mısır yiyerek televizyon seyrediyordum.
"Git de okuldan yenisini al artık. Üşeniyorum diyip koca poponu kaldırmıyorsun."
"Koca popomu mu?"
İstemsiz olarak popoma bakarken Mark hyung da benimle gülmüştü.
"Evet, tamam. Pek koca olduğu söylenemez."
Mark hyung tekrar elindeki gömleğe hüzünle bakarken sinirlenip gitti ve çöpe atarak geri geldi. Aklı onda kalmıştı, buna karşılık ben gülerken koltuğa oturmuştu.
"Yugyeom'a tişörtünü verdin mi?"
"Verilen mal geri alınmaz hyung."
Hiç istifimi bozmadan cevaplamama karşılık Mark hyung tereddütle baktı. Buna karşılık ona döndüm ve gözlerimi hafifçe büyüttüm.
"Hyung ne diye öyle bakıyorsun? Artık aramızda bir şey yok. Vermek istemiyorum. Hem gidip bunun için onunla mı konuşacağım? Hah."
"İyi bakalım, sen bilirsin."
Mark hyunga aklıma yeni gelmiş gibi baktım.
"A hyung, bu arada yarın sınıf pikniği var. Haberin olsun."
"Sınıf pikniği mi? Bu nerden çıktı?"
"Bugün öyle kafa dağıtalım falan diye ayarlandı."
"İyi, git bakalım."
Mark hyungla konuşmaya devam ederken bir yandan ne giyeceğimi düşünmeye çalışıyordum.
***
Ertesi sabah söylene söylene kalktım. Normalde gitmek için istekli olduğum pikniğe neden gittiğime anlam vermeye çalışıyordum. Çünkü uykum o an çok değerli gelmişti ve ben uykumu harcayacaktım. Ama Dong Min'e geleceğime dair söz verdiğim için de bir şey diyememiştim.
Kalkıp hazırlanma seanslarımı başarıyla tamamladığımda gerekli malzemeleri alıp evden çıktım. Piknik yapacağımız alana geldiğimde daha çok kişi gelmemişti. Elimdekileri bir yere bırakıp hemen yakınımızdaki oyun parkına gidip salıncağa oturdum ve öylesine hafifçe ileri geri sallanıp telefonumla ilgilendim.
(Oturduğunuz salıncak olayım Bam bey)
Telefonumla 10-15 dakika ya ilgilenmiştim ya ilgilenmemiştim ki Yugyeom ve Jungkook'u ellerinde malzemelerle gördüm.
Birkaç gündür araları gergindi ama şimdi daha iyi gözüküyorlardı, sanırım durumu halletmişlerdi.
Yugyeom ile göz göze geldiğim an üstüne daha da dikkatle baktığımda fazlaca şaşırmıştım. Onun da şaşırdığı belli oluyordu. İstemsizce bir kendi üstüme bir de onunkilere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."