③⑧

343 43 17
                                    

Cuma günü okulun son günü olduğu için bir gün öncesi, yani perşembe günü bir çılgınlıkla Yugyeom ile anlaşıp saçımızı boyatmaya gitmiştik. Dediğim gibi çılgınlık olması için renkli bir şeyler seçmiştik.

Yugyeom, simsiyah uzun saçlarını kestirip civciv sarısına boyatırken ben de koyu kahve saçlarımı kırmızıya boyatmıştım. Yugyeom başta gözüme çok garip gelmişti ama bir saat sonunda sanırım fazlaca yakıştığını düşünmeye başlamıştım. Yugyeom sürekli benim saçlarıma ben ise onun saçlarına bakarken kısır bir döngü içerisine girmiştik. Ayrıca şu an fazla ilgi çeken bir çift olmuştuk, dışarıdaki herkes en azından bir kez dönüp bize bakıyordu.

Yugyeom ile biraz daha dolaştıktan sonra zar zor veda etmiş ve oradan ayrılmıştım. Mark hyung saçımı boyatacağımı biliyordu. Eve gittiğimde Mark hyung saçımı görünce fazla şaşırmıştı. Tahmin ettiğinden daha çok yakıştığını dile getirirken ben, telefonumdan Yugyeom ile fotoğrafımızı çıkarıp gösterdim. Yugyeom'un da saçını oldukça beğenmiş ve yan yana harika durduğumuzu söylemişti.

(MARK'IN YÜZÜNE BAMBAM'İ SHOPLARSAK HER ŞEY HALLOLUR ARKADAŞLAR SİZ ŞU AN BUNU ÖYLE HAYAL EDİN SBSNDBKSJKSND)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(MARK'IN YÜZÜNE BAMBAM'İ SHOPLARSAK HER ŞEY HALLOLUR ARKADAŞLAR SİZ ŞU AN BUNU ÖYLE HAYAL EDİN SBSNDBKSJKSND)

Aldığım tepkilere karşılık mutlulukla odama gitmiştim. Ardından yarın giyeceğim giysileri çıkarıp kendimi yatağa atmış ve huzurlu bir uyku çekmiştim.

Ertesi gün uzun zaman sonra ilk defa Mark hyung uyandırmadan kendim uyanmıştım. Sevgi dolu bir şekilde Mark hyungun yanağına öpücük bırakıp kahvaltımı yapmış, ardından ise yüzümdeki gülümsememi silmeden hazırlanmaya koyulmuştum.

Mark hyung bu kadar mutlu olmama şaşırsa da böyle olduğum için yüzü gülüyordu, bu da daha fazla mutlu olmamı sağlıyordu.

Nihayet hazırlıklarım bittiğinde Mark hyungun karşısına tüm havamla çıktım. Mark hyung ise gözleri parlayarak bana baktı.

"Bir şey diyeyim mi? Ciddi anlamda efsane oldun."

Gülümseyerek Mark hyunga sarıldım.

"Teşekkürler hyungum. Şimdi çıkmam gereek, seni seviyorum unutma."

Ben kapıya yönelirken Mark hyung da arkamdan kıkırdayıp konuştu.

"Ben de seni seviyorum."

Yine aynı enerji ile evden çıkıp okula gittim. Yol boyunca bir sürü insanın bakışlarına maruz kalmıştım ama bunlar hoşuma da gidiyordu. Çünkü kötü göründüğümü düşünmüyordum, aksine iyi göründüğüm konusunda oldukça iddialıydım.

I HATE YOU - YUGBAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin