O gün taşınma olayı konuşulduktan sanırım iki ay sonra taşınabilmiştik. Mark hyungun ağladığına şu ana kadar kolay kolay şahit olmamıştım ama ben taşındığımda cidden ağlamıştı.
Beni özleyeceğini söylediğinde ben de ağlamak istemiştim, ben de özleyecektim ama ağlarsam daha kötü olur diye kendimi tutmuş ve haftasonları yanında olacağımı söylemiştim.
Yeni üniversite hayatımızın başlamasına yaklaşık 15 gün vardı ve biz bu 15 günü kesinlikle ev ile geçirmiştik. Neyseki Mark ve Jaebum hyung yardım ettiğinden her şeyi daha çabuk toparlamıştık.
Yugyeom ile küçük atışmalarımız çoktan başlamıştı bile. Mesela ilk örneği kesinlikle iş bölümüydü. Özellikle tuvalet temizleme konusunda sürekli tartışıyorduk. Bunun yanı sıra ütü yapmaktan nefret ettiğim halde Yugyeom yapamayıp bana kitlemeye çalıştığında deli oluyordum.
Yugyeom ise sayısız kıyafetim ve sayısız ayakkabım yüzünden bana sürekli kızıyordu ama onlar benim göz bebeklerimdi. Onlara bir şey olmasına göz yumamazdım.
Yani anlaşılan evli çiftler gibi sürekli didişiyorduk ama bunları telafi etmesini de çok iyi biliyorduk.
Bu şekilde geçen 15 günün yanı sıra aylar da çabuk geçmiş gibiydi. Ve bu aylar boyunca hayatımızda bir sürü şey değişmişti.
***
14 Ekim
"Sevgilim, artık yola çıksak mı?"
O sırada üstümü düzeltirken salona girmemle koltukta oturan Yugyeom'u görmemle süzdüm ve kocaman gülümsedim.
"Gidelim."
O bana anlamamış biçimde bakarken ben gülümseyerek yanına oturdum.
"Civcivim, sarı sarı fazla hoş ve dikkat çekici gözüküyorsun."
Anında üstüne bakan ve dediklerime karşılık kıkırdamaya başlayan Yugyeom'un söylediklerim hoşuna gittiği belliydi. Buna karşılık yalan olacağı belli bir şekilde bana kaşlarını çatan Yugyeom, beni yanıtlandırmayı eksik etmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."