31 Aralık
"Evet, vardık işte."
Yugyeom dikkatle bana bakarken ben ise anlamsızca karşıya bakıyordum.
"Evet, evet. Tamam görüşürüz, kapatıyorum şimdi."
Hiç beklemeden Taehyung'un yüzüne telefonu kapattığımda derin bir nefes verdim. Ardından Yugyeom'a bakıp gülümsedim.
"Ne diyor?"
Yugyeom'un sorusuna karşılık yanağına bir öpücük bırakıp konuştum.
"Hâlâ geceden kalmalar sanırım. Yolu karıştırmışlar. İlk kez gelseler neyse de.."
"Laf çarptırmayı da hiç eksik etmiyorsunuz BamBam bey."
"Yalan mı? Taehyung'un doğum günü partisi, üçünüz de sarhoş oldunuz ve ben tek ayık olan kişi olarak sizinle büyük bir mücadele verdim. Hatırlamak bile felaket."
Yugyeom'un gülmesine karşılık 'ne' der gibi ona bakıyordum. Bir şey demeden gülmesini bastırmaya çalışarak kolunu omzuma attı ve önüne geldiğimiz kafenin içine benimle yöneldi.
İçeri girdiğimizde Mark hyung ve Jaebum hyung her yeri ışıl ışıl yapmış ve hatta hazırlanmışlardı bile. Hızlıca yanlarına giderek ikisine birden aynı anda sıkıca sarıldım.
"Hyunglarıım."
Onlar da aynı neşeyle bana sarıldıktan sonra sırayla Yugyeom ile görüştüler. İkisini birden sırayla süzdüm ve ıslık çaldım.
"Hyung, yakmışsınız ortalığı."
Mark hyung gülümseyerek yanaklarımı sıktı.
"Siz de öyle."
(Saç renkleri resimdekiler ile aynı)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I HATE YOU - YUGBAM
Fanfiction"Hoş geldin Kunpimook Bhuwakul, iyi anlaşacağımıza eminim."