section 3

298 23 75
                                        

"Ne dersin ayıcık? Aksiyon?" dedi Ateş Kadehi'nden kısaca bahsedilirken Scorpius. Gözleri hevesle parlamıştı. Draco sırıttı. "En fazla ölürüz."

"Birazcık ölmekten ne olacak ki?" Güldü. "Eğer yapabiliyorsak ben katılmak istiyorum. Canım sıkılıyor."

"Birimizin sana soytarılık yapmasını mı istiyorsun anlamıyorum." dedi Draco ve kulaklarının yanından anten yaptı. Scorpius güldü. "Sen bırak soytarılığı, ayıcıkken iyisin sen."

"Tüylerini yolarım senin." dedi Draco tehditkarca. Karen Kadeh'i izleyemeyi bıraktı ve dönüp ikisine de bir bakış attı. "Sözün devamını müsait bir yerinizle mi dinlediniz?" İki çocuk sorarcasına ona baktılar. "Dumbledore 17 yaş altının katılmasına izin verilmeyeceğini söyledi." Draco çatalı tabağa isyankarca bıraktı. "Burası ne boktan bir yer böyle. Sıkıcı, boktan ve üstüne Potter burada."

"Şikayet etmeyi bırak, bunu ben de pek sevmiyorum ama haklılık payları var." dedi Karen düşünürken. "17 yaş altı kendi sorumluluğunu alabilecek yaşta kabul edilmiyor."

"Çok saçma, sanıyorlar ki herkesin altını Potter gibi annesi bezliyor." dedi Scorpius huysuzca.

"Siz bugün bezler boklar falan? Bir lavaboya uğrayın." dedi Karen. "Ama doğrusu ben de isterdim katılmak."

"Gördün mü?" dedi Draco. "Şu okuldan bir an önce kurtulmak istiyorum."

"Ben burayı seviyorum ama." dedi Karen. "Ben tanınan ayrıcalıkları ve ayrımları sevmiyorum."

"Bak, ayrıcalıklı olmak için doğanlar vardır. Ve ayrılması gerekenler, ama Potter kesinlikle birincisi değil."

"Abartıyorsun." dedi Karen göz devirerek. "O kadar pohpohlanmayı hak etmediğine katılıyorum ama bu kadar da abartma. İnsanları da yargılamayı bırak. Büyü artık Draco."

"Yine mi bu konu?" dedi Scorpius bıkkınca. "Siz ikiniz şunu konuşmayı bırakır mısınız? Ne zaman bunu konuşsanız konu kavga gürültüyle bitiyor."

"Sen niye konuşmuyorsun?" diye ona sataştı Draco. "Rengini belli etmekten bu kadar da korkulmaz ki." Alaycı tavrına Karen masanın altından dizine vurarak "Teyzenleşme." diye tısladı.

"Ben nötrüm." dedi Scorpius sakince. "En azından çobanını takip eden koyun değilim." Keskin bir bakış attı. İkisini de soktuğu lafla susturduğunun bilincinde "Şimdi izninizle şu ihtiyar ne diyor dinlemek istiyorum." dedi ve başını Dumbledore'a çevirdi.

*

"Az önce canımı sahada bıraktım. Belki birkaç kemiği de." diyerek kendini koltuğa attı Draco, sonra yüzünü buruşturdu. "Siktir ya, bu acıdı." Scorpius saçlarını karıştırarak peşinden girdi ve ortak salonun kapısını kapattı. "Tam 4 saattir süpürge üstündeyiz, acır tabii. Kıçın yerinde olduğu için teşekkür etmelisin bence." Draco hafifçe güldü. Karen bakışlarını sersem bir şekilde baktığı parşömenden çekip saatine baktı ve esnedi. "Gerçekten 4 saat olmuş."

"Sen ne yapıyorsun öyle?" diye sordu Scorpius ve parşömene meraklı bir bakış attı. "Sihirli Yaratıkların Bakımı dersi ödevini yapmaya mı karar verdin?" Kendi kendine güldü. Draco da sırıttı, başını kızın omzunun üstünden kağıda doğru uzatıp yazılara göz attı. "Yoksa sınavlara mı çalışıyorsun?"

"Benim ne zaman sınava çalıştığımı gördünüz?" derken kalemi elinden bıraktı Karen. "Ve hayır, ödevi çoktan yapıp vermiştim. Aslında üşendiğim için yazıları kopyaladım, ama bunu belli etmeyeceğiz tabii ki." Eli saçlarına gitti ve genelde yapmadığı şekilde topladığı saçlarındaki tokayı çekip çıkardı, saçları omzundan aşağıya iri dalgalarla döküldüler. "Başım ağrıdı." diye homurdandı. "Sizi bekliyordum aslında. Bunu genelde yapıyorum, belki seneye seçmelere katılırım ve beklememe gerek kalmaz." Omuz silkti. "Bir şeyler karalayayım demiştim."

constellations | malfoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin