25

2.6K 151 17
                                    

Medya: Enes

;;

Enes'in odasına girip yanına oturdum. "Güzel arkadaşım." diye övgüler savurmaya başlamadan eliyle durdurdu.

"Ne istiyorsan çabuk söyle, oyundayım."

"Senin neden moralin bozuk?" diye sordum.

"Bozuk değil." dedi telefonuyla ilgilenirken.

"Emin misin?" diye sordum.

Aniden bağırarak "Ne istiyorsun, Sude?"  diye sordu.

Kaşlarımı çatarak "Ufak bir şey zaten" deyip, "tişörtlerinden istiyorum o kadar yani."

"Dolabımdan al." dediğinde yavaş adımlarla dolaba ilerledim.

Dolabın sapını kavrarken "Dur, asla açma." diye bir anda telaşlanarak dolabın önüne geçti.

Anlam vermeye çalışarak baktığında açıklamaya başladı. "Burası benim özelim kızım."

Güldüm. "Bunu odamı çalmadan pat diye giren Enes mi söylüyor?" deyip, "Çekil ya, tişörtü alıp gideceğim zaten."

"Olmaz. Çık dışarıya ben alıp sana veririm."

Omuzlarımı düşürüp "Tamam." dedim.

Yavaş adımlarla dışarıya çıkıp onu bekledim. Bir iki dakika sonra odadan çıkıp tişörtü vermişti. Tişörtü alıp odama geçtim.

yiğitkimamq: ne konuştunuz yiğitle? (00.35 a.m)

siz: MDMCMDKXMDKCMDMC

siz: aynı kişi olmanız ve bunu sormanın ironikliği

yiğitkimamq: ağzım burnum kırılsın o değilim.

yiğitkimamq: bu yüzden onunla yakın olmana gerek yok.

siz: anonim o diye yakın olmuyorum.

yiğitkimamq: Korktuğum şey mi yoksa


siz: hayır, hoşlanmıyorum.

yiğitkimamq: neden bu kadar samimisiniz o zaman?

siz: afedersin de sana ne?

yiğitkimamq: doğru ya.

yiğitkimamq: sonuçta ben sadece sana kafayı takmış psikopatın tekiyim senin gözünde.

yiğitkimamq: ne yaparsam yapayım bu da değişmeyecek.

siz: güzel açıkladın.

siz: tanımıyorum seni bunları düşünmem gayet normal.


Sessiz bir şekilde odadan içeri girdim. Elimdeki telefondan gelen ışıkla zar zor önümü görmeye çalışıyordum.

Enes'in ikindin verdiği tepki çok yersizdi. Mutlaka o dolapta bir şey saklıyordu. Ne sakladığını merak etmiştim. Bu yüzden bu hallere düşmüştüm.

Kendimi gizli bir ajanmışım gibi hissetmiştim. Siyah giyinmem bunu tetiklemiş olabilirdi. Ayak parmaklarımın ucuna basarak Enes'in dolabına doğru ilerdim. Enes'in uykusu derin değildi. Ufak seste bile uyanan tiplerdendi.

Dolabın kapağını kendime doğru çekip dolabı açtım. Işığı dolaba yaklaştırdım ama hiçbir şey yoktu. Neden benim açmama izin vermemişti ki o zaman? Bir şey olduğuna adım kadar emindim.

Dolabın en altındaki ayakkabı kutusunu fark edip elime aldım. İçini açıp bakarken fotoğrafları gördüğümde şaşkınlıkla ağzımı araladım. "Ne?"

Bu fotoğraflar Buse'nindi. Habersizce çekildiği belliydi. Şaşkınlık içinde fotoğrafları inceledim.

Fotoğrafları kutuya geri koyup açık olan üstünü örttüm ve kulağına yaklaşıp fısıldadım. "Bir gün seni fark edecektir, merak etme."


;;

Cicibebe | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin