Medya: Buray
;;
"Benim gördüğümü sizde görüyor musunuz?" dedim gözlerimi kısıp O kişiye bakarak. Okulun koridorunda bir kızla konuşuyordu. Oydu emindim. Buray'dı.
"Kim mi?" dedi Mert etrafına bakarak. Buray'ı sonunda gördüğünde "Ne işi var burada onun?" dedi.
"Abi kimden bahsediyorsunuz?" dedi Efe meraklı bir şekilde.
Mert "Şerefsiz dediğimize göre kim olabilir, Efe?" dedi tekdüze çıkan sesiyle. Mert'in konuşmasından hemen sonra yanımızdaydı Buray.
Elini Enes'in omuza koyup konuştu. "Naber?"
Buse göz devirdi. Enes Buray'ın kolunu sertçe ittirip "Ne işin var senin burada?" diye sordu kaşlarını çatarak.
Buray arsızca sırıttı. "Arkadaşlarım beni özlemiştir diye geldim." gözleriyle herkese gezdirdi. En son ben de durup gülümsedi. "Nasılsın, Sude?"
Göz devirdim. "Sınıftayım ben." diye tam oradan uzaklaşırken kolumdan tutup beni kendine çekti.
Göz göze gelmemizle gözlerimi ondan çekip elinden kurtulmaya çalıştım. Beni iyice içine doğru çekip konuşmaya başladı. "Sude, sen çok başkaydın. Tekrar denesek olmaz mı?"
Histerik bir şekilde güldüm. "Bak işine, Buray." dedim yüzümü buruşturarak. Kendimi geri çekerken beni iyice yaklaştırdı. Yüzüne yumruk yemesiyle ayrılmamız bir olmuştu.
Efe kavgayı başlatmış diğerleri de fırsattan yararlanıp onlarda girmişmişlerdi.
Mert: Merve hâlâ soğuk davranıyor ya.
Sude: Mert.
Sude: bir şey itiraf edeceğim.
Mert: biliyordum işte
Mert: sevgilisi var, değil mi?
Sude: yok be, senden hoşlanıyor
Mert: NEĞ?
Mert çevrim dışı.
Enes: kalp krizi geçiriyordur bu arkada şimdi.
Sude: Efe nerede?
Sude: hala gelmedi derse.
Enes: spor salonunda.
Enes: Din dersi olduğu için ekti.
Buse: nE? bizsiz mi?
Buse: ayb ettin Efee!
"Bize söylemeden dersten mi kaçmak?" dedim yanına doğru giderken. Arkasına dönüp bana baktı. Lavaboya gitmek için izin istemiştim hocadan. Tabii lavaboya değil Efe'nin yanına gitmiştim.
Umursamadan önüne dönüp topu potaya gönderdi. Terden alnına yapışmış saçları, üstüne su dökülmüş gibi ıslak tişörtü ve paçaları sıvanmış eşofmanı onu yakışıklı gösteriyordu.
"Yanlış hatırlamıyorsam bana bir sözün vardı."
"Neymiş o?"
"Basketbol."
"Üstündeki kıyafetler dar, rahat hareket edemezsin." dedi topu sektirerek.
Şöyle bir düşününce hak vermiştim. "Şu dolaplarda formalar vardır mutlaka." dedim dolabı işaret ederek.
Ses vermeyince dolaba doğru ilerleyip içinden Mert'in formasını aldım. Kızların soyunma odasına girip üzerime geçirdim formayı. Efe'nin yanına sonunda vardığımda hâlâ topu sektiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cicibebe | Texting
Teen Fiction[texting, düzenlendi, tamamlandı] 05** *** ****: cicibebe'yi sevdiğin kadar beni de sevsen olmaz mıydı sanki? 05** *** ****: sana olan hislerimi bitirmeye çalıştıkça daha çok güçleniyor. 05** *** ****: artık sevgine ihtiyacım var. 05** *** ****: var...