45

2.7K 137 29
                                    

Medya: Efe

;;

Kalbi ağzında atıyordu genç kızın. Kızın yüzü beyaz bir duvardan farkı yoktu resmen. Elleri titriyordu sanki. Yutkunmaya çalıştı ama başaramamıştı. Boğazı düğümlenmiş bir şekilde öylece telefona bakıyordu. Ne bir şey diyebiliyordu ne yutkunabiliyordu.

Ayak sesleri kulağına geldiğinde telaşla telefonu masaya koymuştu. Odadan hemen ayrılmak için kapıya doğru ilerledi. Tam çıkıyordu ki Efeyle karşılaşınca dili tutuldu sanki, bir şey diyemedi. Tebessüm bile edemedi. Kafasını eğip kenarından geçerken kapının kenarında bulunan cam bardağı yere düşürdü. Bir anlık korktuğu için irkilmişti.

Efe, sevdiği kıza bir şey olmasından korktuğu için hemen konuştu. "Bir şey olmadı sana, değil mi?" Kız kafasını hızlıca sallayıp kırılan bardağı toplamaya başladı.

"Elini kestireceksin, bırak." diye kızdı sevdiği kıza.

Kız umursamaz bir şekilde toplarken Efe de yere çöküp yardım etmeye başladı. Cam kırıklarını toplarken bazen kafaları birine değiyor bazen ise ikisi de aynı camı tutuyorlardı. Bu klişeyi yaşamasak olmazdı, diye geçirdi kız içinden.

Arkadaşının başından beri onu sevdiğini öğrenmesi hayatının en büyük şokuydu.

İşlerini bitirince "Ellerin titriyor, bir şey olmadığına emin misin?" diye sordu aklından geçenleri.

"Bir şey olmadı." diyebildi kız. Sonunda konuşabilmişti. Efe hafif bir tebessümle masadan telefonunu alıp odadan çıktı. Kızsa ayaklarını serbest bırakıp soğuk olan yere oturdu. Şu an sadece istediği şey evine gidip gerçeklerden uzaklaşmak istiyordu.

-

Servisi kaçırdığı için koşarak okula doğru gidiyordu genç kız. Dün geç yattığı için kalkamamıştı. Doğrusu hiç uyuyamamıştı ki. Tüm gece Efe'nin Yiğit olduğuyla alakalı şeyler düşünüp durmuştu. Hem bedenen hem ruhen yorulmuş gibi hissediyordu.

Sonunda okula vardığında herkesin derste olduğunu anlamıştı. Koridorlar bomboş ve sessizdi. Koşarak merdivenleri çıkıp sınıfa girdi. Sessizce yerine geçecekken dolu olduğunu fark etti.

Buseyle Enes birlikte oturdukları için Efe'nin yanına oturması gerekiyordu. Dersi anlatan hoca boğazını temizlediğinde Efe hemen olduğu yerden kalkıp sevdiği kıza yer verdi.

Sude duvar kenarına geçip çantasını sıranın altına koydu. Tabii ki de dersi dinlemeyecekti. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı.

Gözlerini açtığında karşısında ki kişiyi görmesiyle irkildi. Sınıf boştu. Sadece Efe ve Sude kalmıştı. Efe de uyuyordu. Uyandırmak yerine onu izledi. Bunca zaman fark etmemişti onu.

Nasıl fark etmemişti onu? En yakın, çocukluk arkadaşı nasıl onu severdi? Aklı almıyordu.

Belki de bir zamanlar dediği gibi anlamak istememişti.

Efe yerinde kıpırdanıp gözlerini yavaş yavaş açtı. Sevdiği kızla göz göze geldiğinde kafasını başka tarafa çevirdi. Yavru köpek gibiydi. Bu hâline gülmemek için kendini çok zor tutuyordu, Sude.

Kız kafasını sıradan kaldırıp hiçbir şey olmamış gibi "Nereye gittiler?" diye sordu.

Çocukta yavaşça kafasını kaldırıp saçını bir çırpıda karıştırdı. "Laboratuvardalardır. Deney yapılacaktı." dedi mahmur bakışlarıyla etrafa bakarken.

Efe ayağa kalkıp sıradan çıktı. "Yüzümü yıkamam lazım. Orada buluşalım." deyip sınıftan çıktı.

" deyip sınıftan çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

;;

Cicibebe | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin