Sahne Bizim!

Sahne Bizim! -15-

15.Bölüm

“Nedenmiş? Ben de duymak istiyorum…”

Ortamda aniden yankılanan sesle kız keyifli bir şekilde arkasına döndü ve ellerini çırparak anlatmaya başladı.

“Çünkü…” Kızın cümlesi az önce konuşan kişiyi görünce kesilmişti. Kız olduğu yerde donakalırken Seung Ho öfkeli bakışlarını onun üstüne sabitlemişti. Arkasında duran diğer Shadow Boys üyelerinin de ondan pek bir farkı yoktu. “Op… Oppa…”

“Bu kız seninle yakınlaşmak için geri döndü oppa…”dedi bir kız diğeri hala şaşkınlıkla onlara bakarken. Ama bu diğer kız da kendisine gelmiş ve hızla başıyla onaylamıştı.

“Sizce ben salak mıyım?”diye sordu Seung Ho buz gibi bakışlarını kızların üstüne çevirirken. “Etrafımda neler olup bittiğini anlayamaz mıyım?”

“Onun için falan dönmedim ben!”diye çıkıştı Taeyon kızlara. Seung Ho’nun bu durumu inkâr etmemesi canını sıkmıştı. Her ne kadar onu şu an için görmezlikten gelse de eninde sonunda bu konuyu konuşmak zorunda kalacaklarını biliyordu.

“Bunu ben de biliyorum.”dedi Seung Ho ona bakmadan konuşarak. Aslında içinde tam tersinin olmasını diliyordu ama Taeyon bunu hiçbir zaman bilemeyecekti. Aynı onun için dönmesinin imkansız olması gibi bunu da öğrenmesi imkansızdı…

“Seninle konuştuğumu sanmıyorum.”dedi Taeyon kızgın bakışlarını Seung Ho’ya çevirerek. Seung Ho da gözlerini onunkilerle buluşturarak ona baktı. Sadece sessizce iç çekti. Onun buz gibi ifadesinin bin kat daha sert bir ifadeyle ona bakıyordu Taeyon. Bu durumda olmalarının nedeni kendisiydi, farkındaydı. Eskiden ona aşkla bakan gözlerle aynı olamazdı şu an ona bakan bu gözler…

“Bizim oppamızla nasıl bu şekilde konuşabilirsin sen?”

Taeyon’un gözleri anında havaya kalkan ele kayarken başka bir el ona ulaşamadan durdurmuştu bu eli. A.J bileğinden yakaladığı kıza tek kaşını havaya kaldırarak baktı. Bakışlarındaki ifade bileğinden yakaladığı kızın korkudan titremesine neden olmuştu. Diğer kızların bakışları A.J’in hemen arkasında beliren Dong Joon ve Yoo Seun’a kayarken A.J’in yakaladığı kız bakışlarının onun gözlerinden çekemiyordu bile. Dong Joon ve Yoo Seun’un bakışlarında ki tehdidi gören kızlar diğer arkadaşlarını umursamadan birkaç adım geriye gittiler korkuyla.

“Yanlış kişiye bulaşıyorsun.”dedi A.J kızın havadaki elini bırakmadan. Sesindeki soğukluk karşısındaki kızın korkuyla gözlerini kaçırmasına neden olurken arkasında duran kızlardan biri aniden gelen bir cesaretle konuşmaya başladı.

“Oppaların hepsini kendi tarafına mı çektin? Nasıl bir şeytansın sen?”

Taeyon neşeden uzak küçük bir kahkaha attı. Başını sağ omzuna doğru yatırıp ifadesiz gözlerini kızın suratına dikerek insanın tüylerini diken diken eden bir sesle konuştu.

“En kötü olanından…” Başıyla etraflarında onları izleyen kalabalığı gösterdi. Birinci sınıflar dışında herkes onu tanıyordu. Etraflarını saran kalabalık onu ne yapacağını merak ederken Taeyon içindeki şeytanı dışarı çıkarmıştı. Karşısındaki kızlara tehditkâr bir şekilde baktı. “Daha önce beni tanıyanlara sorabilirsin…”

“Oppa… Bu cadı gözünüzü boyuyor…”dedi A.J’in tuttuğu kız yalvarırcasına. A.J’in yüzünde Taeyon’un söyledikleriyle oluşan çarpık gülümseme Taeyon’un kıza verdiği cevapla iyice genişledi.

“Aslında her şeyi açıkça yapıyorum.” Üstündeki kabukları yere atarken devam etti. “Biliyor musun? Aslında tek istediğim Alec değil…”Sesine gizemli bir hava katarak ses tonunu alçalttı. Öne eğilip az önce konuşan kızın gözlerinin tam içine baktı. “Hepsini istiyorum.” Dikilirken yüzüne yerleşen şeytanımsı gülümsemeyle kız yutkunmak zorunda kalmıştı. Ama bu Taeyon’u durdurmaya yetmemişti. Alayla devam etti. “Sizce elde edebilir miyim?”