Sahne Bizim!-34-

1.4K 21 94
                                    

Takılmamanın verdiği his akıllara zarar sevgili okuyucular... Yorum yapar mısınız dediğim halde sadece belli kişilerin yorum yapması da... :'( Her neyse yakında elimde hazır bulunan bölümler bitecek ve sonrasında ilham gelmesi için gerçekten yoruma ihtiyacım var. Mediada B.A.P'nin çıkış şarkısı var ve ben bu şarkıya bayılıyorum. Son olarak, heyecanlı bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar =)

34.Bölüm

Sabah olduğunda yine yoğun bir program başlamıştı onlar için. İlk kez imza günü düzenleyeceklerdi. Hayranlarıyla ilk kez tanışacaklardı ama Taeyon bu heyecanı tam anlamıyla yaşayamıyordu. A.J’in söyledikleri dün geceden beri beynini kemiriyordu. Yaptığı işlere odaklanamıyordu ve kızlar da bunu fark etmişlerdi ama dün gittikleri barla ilgili olduğunu düşünerek üstüne gitmek istememişlerdi.

“Ne giyeceksin unnie?”

“Nerede?”

Ye Rim kaşlarını çatarak Taeyon’a baktı. En az on beş dakikadır imza günü hakkında konuşuyordu ama Taeyon onu dinlemiyordu bile. Üstelemek istemiyordu ama onun bu davranışı yüzünden kırılıyordu.

“İmza günü unnie! Deminden beri bunun hakkında konuşuyorum burada.”

“Ah, özür dilerim Ye Rim-ah… Biraz dalgınım sadece.”

“Dün akşam yüzünden mi?”diye sordu Ye Rim masaya yaslanarak. Taeyon belli belirsiz başını salladı. Beyninde dolaşan sorular onu boğuyordu. Bu duruma hemen bir açıklama getirmesi gerekiyordu. Sıkıntıyla başını ellerinin arasına aldı. Ye Rim endişeyle onu izliyordu.

“Delireceğim galiba.”

“Bana ne olduğunu anlatmak ister misin unnie?”

“İmza günü bitsin sonra anlatacağım.”dedi Taeyon buruk bir gülümsemeyle ona bakarak. “Sen ne giyeceksin?”

Ye Rim neşeyle zıplayıp kıyafetini göstermek için odasına koştu. Taeyon onun arkasından bakarken aralarında sadece bir yıl fark olsa da onun hala bir çocuk olduğunu düşünüyordu. Belki de yaşadığı şeyler Taeyon’u fazla olgunlaştırmıştı. Önceden o da bu şekildeydi. Her zaman neşeli, hareketli… Şimdi de neşeli olduğu zamanlar oluyordu ama bu neşenin arkasında her zaman bir endişe saklı oluyordu. Kaybetme korkusunu fazlasıyla yaşıyordu Taeyon. Bir şey olacak ve buradaki mutluluğu bozulacak diye korkuyordu. Bu korkusu yüzünden gerçek anlamda mutlu bile olamıyordu.

“Cha!”diyerek elindekileri ona gösterdi Ye Rim. Dar paça yırtık siyah bir kot ve üstüne de gri bir penye giyecekti. Onun üstüne de üstünde taşlar olan penyesinden biraz daha koyu bir ceket giyecekti.

“Ayakkabı?”diye sordu Taeyon dikkatini ona vermeye çalışarak.

“Yeni aldığımız siyah botları giyeceğim. Unnie! Bir ara tekrar alışverişe çıkmalıyız.”

“Yarın boşuz. Yarın alışverişe çıkmaya ne dersin?”

“Yapsak mı?”diye sordu Ye Rim neşeyle. Taeyon ona gülümseyince o da güldü ve hazırlanmak için odasına gitti. Eun Joong çoktan hazırlanmış ve şirkete gitmişti bile. JMF’in başka bir sanatçısına şarkısında eşlik edecekti. Kayıtlarını bugün bitiriyordu.

Taeyon odasına gidip dolabını açtı. Hazırlanması gerekiyordu. Fanlarıyla ilk kez buluşacaktı ama renkli bir şeyler giymek istemiyordu. Ruh hali buna izin vermiyordu. Kendi kendisine fanlarından özür dileyerek siyah eteğine uzandı. Üstüne yeni aldığı siyah penyelerinden birini giyip siyah deri ceketini de üstüne geçirdi. Ceketin kollarını yukarıya doğru çekerken makyaj masasına oturdu. Hafif bir makyaj yapıp hafif dalgalı olan saçlarını elleriyle karıştırdı. Biraz saçlarıyla uğraştıktan sonra salık bırakmanın en iyisi olacağını düşünerek saçlarına eziyet etmeyi bırakıp hafif bir makyaj yaptı. Aslında makyaj yapmasına gerek yoktu ama kendisini fanlarına karşı sorumlu hissediyordu bu konuda. Takılarını da taktığında hazır olacaktı. Kapısı tıklatıldığında bilekliğini takıyordu. Ye Rim başını içeriye uzatıp:

Sahne Bizim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin