Sahne Bizim! -39-

395 21 45
                                    

Multimediadaki şarkıyı son kısımda dinlerseniz çok daha güzel olur =) Yorum yapmanız dileğiyle, iyi okumalar =)

39.Bölüm

Sessizce oturmuş etraflarını inceliyorlardı. Dört göz de birbirlerinden olabildiğince uzakta durmaya çalışırken hepsi bu uzun sessizlikten sıkılmaya başlamışlardı. A.J onların neden burada olduklarını tahmin edebiliyordu. Bu konuda Seung Ho’dan uzun bir süre boyunca kaçmıştı ve ona soru sorma fırsatı bile vermemişti. Annesini düşünmek bile onun sinirlenmesine neden oluyordu. Babasına hiçbir zaman karşı çıkmamış biri olarak sadece bu konuda onunla tartışıyordu.

A.J için babası bir kahramandı. Her zaman güçlü olan ve her zaman güçlü olacak bir kahraman… Ama söz konusu annesi olunca babasında oluşan acizliğe şahit olmak onu fazlasıyla kızdırıyordu. O, onun babasıydı! Hiçbir zaman yıkılmazdı! Neden onları terk edip giden bir kadın için bu kadar üzülüyordu ki? Babasının annesini nefes aldığı her anda özlediğinin farkındaydı A.J ve bu farkındalık onu daha çok kızdırıyordu. Babası o kadından nefret etmeliydi. Ona onları bu şekilde arkasında bırakıp gittiği için kızmalıydı. Başka bir adama gittiği için cezalandırmalıydı onu. Ama babası sadece onu özlüyordu ve içinde bir yerlerde onun bir gün geri döneceğine inanaıyordu. Bu inancı da onu güçsüz düşürüyordu.

Sıkıntıyla iç çekti A.J. Karşısında başlarını önlerine eğmiş arkadaşlarına baktı. Onların bu konuda çekindiiklerinin farkındaydı. Hiç kimseden ve hiçbir şeyden çekinmeyen bu ikilinin haline gülümsemeden yapamadı. Onları içinde bulundukları sıkıntıdan kurtarmak için boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. Onun konuştuğunu duydukları anda üç çift göz de anında ona odaklanmıştı.

“Neden buraya geldiğinizi biliyorum.” Gözlerini arkadaşlarının üzerinde gezdirdi ve buruk bir gülümsemeyle onlara baktı. “Sizin bile çekindiğiniz şeyler oluyormuş, ha? Bu duruma sevinmeli miyim yoksa üzülmeli miyim, bilmiyorum.”

“Annenle ilgili sorunların olduğunu hep biliyordum A.J.”dedi Seung Ho anlayışlı bir şekilde ona bakarken. “Benim de ailemle ilgili sorunlarım olduğunu biliyorsun…”

“Ama senin ailen yanında!”diyerek sert bir şekilde onun lafını böldü A.J. “Benimkisi ise başka bir adamın kollarında! Sence bunu anlayabilir misin?”

“Ji Young-ah…”dedi Baek Dae Shik. Ama onun bu şekilde seslenmesi A.J’in daha da öfkelenmesine neden olmuştu.

“Bana o kadının verdiği isimle seslenme!” diyerek öfkeyle ayağa kalktı A.J. Seung Ho anında onun yanına giderek omzularından tutarak onu eski yerine oturması için zorladı. A.J derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalıştı. Dae Shik ise oğlunun verdiği tepkiyle üzgün gözlerini onun üzerine dikmişti.

“Bu konuda seni anlayamayız belki ama seni anlamaya çalışabiliriz A.J-ah…”dedi Taeyon yumuşak bir sesle. “Ama bunun için bize anlatmalısın… Nasıl hissettiğini, ne kadar zorlandığını, ne kadar üzüldüğünü, ne kadar sinirlendiğini…”

“Biz senin arkadaşınız.”dedi Seung Ho da Taeyon’u onaylayarak. “Ne olursa olsun seni dinler, yanında oluruz.”

A.J gözlerini kaçırdı Seung Ho’dan. O da biliyordu yanında olup anlamaya çalışacaklarını… Ama nasıl anlatabilirdi ki bunu onlara? Nasıl hissettiğini nasıl dile getirebilirdi? O kadın yüzünden üzüldüğünü kabul etmek istemiyordu ama doğruydu işte. Onu bıraktığında daha sadece on yaşındaydı A.J. her şey harika giderken onları birden terk etmesi… Çok koymuştu bu ona… Özellikle de bir daha arayıp sormaması… Oysaki annesi onu çok severdi. Bunu hissederdi A.J. Ama şimdi hissettiklerinin birer yanılsamadan ibaret olduğunu düşünüyordu. Annesi ne onu ne de babasını hiç sevmemişti. Yoksa neden ona her şeyden çok değer veren babasını terk etmek istesin, onu deliler gibi seven oğlunu bıraksındı ki?

Sahne Bizim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin