Media: Go Taeyon
Sahne Bizim!
23.Bölüm
Taeyon savunma moduna geçmiş bir şekilde ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Refleks olarak kapattığı gözlerini açınca karşısında gördüğü çıplak göğüsle gözleri ardına kadar açıldı. Hızlıca onu duvara yaslayanın kim olduğuna bakmak için bakışlarını yukarıya çıkardığında ıslak saçları alnına düşen Seung Ho’yu görmesi bir olmuştu. Seung Ho altındaki eşorfman dışında hiçbir şey giymiyordu üstüne ve anlaşılan Taeyon’un kapıda uzun süre beklemesinin nedeni duşta olan Seung Ho’nun üstüne bir şeyler geçirmesiymiş. Taeyon’un gözleri tekrar onun çıplak göğsüne kayınca bunu fark eden Seung Ho hızla bir adım geriye çekilerek kollarını onun bakmasını engellemek istercesine göğsünde çaprazladı.
“Nereye baktığını sanıyorsun?”
“Neden yarı çıplak bir şekilde geziyorsun?” diye sordu Taeyon kafasının karman çorman olduğunu belirten bakışları eşliğinde. Seung Ho çapraz bir şekilde koyduğu kollarını göğsünde bağlayarak kaslarını iyice ortaya çıkardı bilinçsizce. Taeyon onun uzaktan bile fark edilebilecek olan kaslarına bakmamaya çalışarak sessizce yutkundu. Onun halini fark eden Seung Ho bıyık altından sırıtarak kendinden emin bir tavırla konuştu.
“Benim evim değil mi? İstediğim gibi gezerim.” Taeyon gözlerini kısarak ona bakınca başını hafifçe omzuna doğru yatırıp devam etti. Eliyle altındaki eşorfmanı göstererek “Kapıyı biraz daha öyle çalsaydın bu bile olmayabilirdi.” Dedi.
Taeyon gözlerini biraz daha kısarak onun ıslak saçlarına baktı. Tamam, Seung ho o geldiğinde duştaydı. Bunu herhaliyle belli ediyordu ve Taeyon onun karşısına sadece belinde ufacık bir havluyla çıkmadığına şükrediyordu. Tüm bunlar iyiydi, güzeldi de, onu çağıran A.J serserisi neredeydi?
“A.J yok mu?” diye sordu Taeyon konuyu değiştirmek ve aklındaki sorulara cevap bulmak için.
“Ne yapacaksın onu?”diye sordu Seung Ho bozulduğunu belli eden bir sesle. Taeyon’un A.J ile en az Han Bin ile olduğu kadar yakın olması onu delirtiyordu. Hadi ama, daha Han Bin ile olan ilişkisine yeni alışmıştı! Bir de A.J mi çıkıyordu başına?
“Hep beraber markete gittiler.”dedi Taeyon’un ona bakan bıkkın bakışlarını görünce. Taeyon’dan uzaklaşarak kendisini koltuğa attı ve tek eliyle hala ıslak olan saçlarını karıştırdı.
“İyi de, beni buraya o çağırdı…” dedi Taeyon kızmakla kızmamak arasında kararsız kalmış bir şekilde Seung Ho’nun saçlarında duran eline bakarak. A.J’in yapmaya çalıştığı şeyi anlayan Seung Ho sırıtıp saçlarını havluyla kurulamaya başladı. Taeyon karşısına otururken havluyu koltuğun kenarına fırlattı ve tekrar tek eliyle nemli olan saçlarını dağıttı. Belki de Taeyon ile A.J’in ilişkisini kafaya takmamalıydı.
“Anlaşılan baş başa kalmamızı istiyor.”
“Neden seninle baş başa kalmam gereksin?”diye sordu Taeyon ters bir şekilde ona bakarak.
“Aramızdaki bu şeyi çözmemiz için olabilir mi?”diye sordu Seung Ho alayla ikisini işaret ederek.
“Ben ortada herhangi bir sorun göremiyorum. Alec Sunbae.”dedi Taeyon üstüne basa basa. Oturduğu koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başlayınca Seung Ho da iç çekip onun yanına gitti.
“Bu tavırların sorun değil yani, öyle mi?”
“Evet.”
“Taeyon…”

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahne Bizim!
Teen FictionFan fiction değildir! “Sen istesen bile seni bırakmam Taeyon-ah… Sonsuza kadar senin yanında olacağım. Kalbinde olacağım, kalbimde olacaksın…” Onun bildiği tüm masalların sonunda “sonsuza kadar mutlu” yaşanırdı. Hayatının bir masal olmadığını, hiçbi...