Bir tane gif buldum ve çok beğendim ve tam olarak bizimkilerin kavgalarından bir kesit ama buraya koyamıyorum =( Bakmak istersiniz belki (istemelisiniz) linkini buraya bırakıyorum =) İyi okumalar =)
http://31.media.tumblr.com/tumblr_m9ivy7chT21rvzl4fo1_500.gif
25.Bölüm
“Ne yaptığını sanıyorsun?”diye tısladı Taeyon savaşmayı bırakarak. “Bırak beni!” Seung Ho çenesini onun omzuna yaslayıp rahat bir tavırla cevapladı onu.
“Anılarımı canlandırıyım. Birazdan buna ihtiyacım olacak…”
Taeyon boynunda dans eden nefesle kısa bir an için nefesini tuttu. Yutkunarak kendisine gelmeye çalıştı ve sakin tutmaya çalışstığı sesiyle konuştu.
“Bırak beni Alec. Yoksa sahneye kanayan bir burunla çıkarsın!”
Seung Ho onun bu çocukça tehditi karşısında güldü. omzundaki hareketlilikten onun güldüğünü anlayan Taeyon’un kalp atışları bir anda hızlansa da yüzünde herhangi bir değişiklik olmamıştı. Taeyon’un yüzündeki ifadesizliğin dışında karnına ağrılar girerken Seung Ho başını onun saçlarına gömdü ve gözlerini kapatarak onun kendisine has kokusunu içine çekti. Taeyon’un nefes almadığı unuttuğu o anda gülümseyerek Taeyon’un saçlarının arasına bir öpücük bıraktı. Aynı eski zamanlardaki gibi…
Taeyon’un kıyafetlerini getiren stilist onları bu halde görünce olduğu yerde kalakalmıştı. O ikisi ise onun geldiğinden habersiz bir şekilde o halde duruyorlardı. Taeyon olayın şokundan çıktığında kalp atışlarını daha düzenli bir hale sokarak kendisini toparladı. Ellerini onu saran kollara getirerek tüm gücüyle tırnaklarını batırdı. Seung Ho acıyla kollarını çekerken sakin bir sesle konuştu Taeyon.
“Seni uyarmıştım. Bir daha sahne dışında bana bir metre bile yaklaşma…”
Arkasını döndüğü anda onları izleyen şaşkın stilistiyle karşı karşıya gelince gözleri şaşkınlıktan sonuna kadar açılmıştı. Stilist ise kendisini hızlıca toparlayarak konuştu.
“Black, üstünü değiştirmen gerekiyor. Acele etmelisin…”
Taeyon başıyla onaylayarak stilistini takip etmeye başladı. Dark Angels için hazırlanan soyunma odasına gelip hızlıca üstündeki aşırı mini siyah elbiseden kurtuldu ve beyaz, kısa, hafifi kabarıkbir elbiseyi giydi. İşi bittiğinde makyözü makyajını yaparken, koaförü de saçını yapıtordu. Bütün bu hazırlık üç dakikadan kısa bir süre içerisinde bitmişti. İşi bittiğinde Tayeon sahnenein altında beklemeye başladı. Birkaç saniye sonra Seung Ho da onun hemen yanındaki yerini almıştı.
Şarkılarında kendi partlarına girecekleri zaman üstünde durdukları plartform yükselecekti ve sisler içinden yavaşça çıkacaklardı. Şarkı başladığında Seung Ho yavaşça yükselmeye başaldı. Karnına kadar olan ksımı gözüktüğünde Seung Ho sözlere girmişti. Yarım dakika sonra ise Taeyon aynı şekilde yükselmeye başlamıştı. O ikisini sahneden birlikte gören hayranların bazılarından bu durumdan hiç memenun olmadığını bazılarının ise gayet memnun olduğunu fark etmişti. Ama bu durumu ve onların şaşkınlığını önemsemeden şarkısını söylemeye devam etti.
Nakarata girdikleri anda ikisinin de gözleri kapalıydı. Nakaratı ikinciye tekrar etmeye başladıklarında en tepesinde oldukları merdivenleri ağır adımlarla inmeye başladılar. Sahnede sadece onları aydınlatan iki ışık da onların hareketleriyle yavaş yavaş birbirlerine yaklaşırken ikisinin de tüm provalar boyunca bastırmaya çalıştıkları anıları canlanıyor, o anları tekrar yaşıyorlardı. Prova yaparken yüzlerine taktıkları maskeler ve zihinlerine taktıkları zincirler şimdi kaybolmuştu. Şimdi, tüm anılarını şu an yaşanıyormuş gibi söylerken, ara sıra gülümsüyor, ara sıra hüzünleniyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sahne Bizim!
Teen FictionFan fiction değildir! “Sen istesen bile seni bırakmam Taeyon-ah… Sonsuza kadar senin yanında olacağım. Kalbinde olacağım, kalbimde olacaksın…” Onun bildiği tüm masalların sonunda “sonsuza kadar mutlu” yaşanırdı. Hayatının bir masal olmadığını, hiçbi...