Sahne Bizim! -4-

538 32 4
                                    

Multimedia: Seung Ho

4.Bölüm

“Lanet olsun Young Seung Ho! Neden bana eziyet ediyorsun?”

“Yapmak istemediğim şeyleri yapmam için beni zorlayamazsın.”diyerek omuz silkti Seung Ho umursamazca. Karşısındaki gencin bu umursamaz tavrı masasının arkasında bir o yana bir bu yana giden Min Hyuk’u daha da sinirlendirmişti. Nasıl oluyordu da her seferinde onu bu kadar kızdırmayı başarabiliyordu bu çocuk?

Ellerini masasının üstüne koyup öne doğru eğildi Min Hyuk ve gözlerini kısarak onunla ilgilenmeyen Seung Ho’ya döndü.

“Başkan benim, sen değil!”

“Lider olan benim, sen değil!”diyerek Min Hyuk’u taklit etti Seung Ho. Sonra gözlerini devirerek ekledi. “Shin Ae Joong’tan hoşlanmıyorum.”

Min Hyuk umutsuzluk içinde omuzlarını düşürdü ve kendisini koltuğuna bıraktı. Seung Ho’yu ikna etme çabasıyla ısrarla gözlerine bakarak, bunu kaçıncıya yaptığını hatırlamasa da, açıklamaya başladı sabırla.

“Bu aralar ne kadar ünlü olduğunu biliyorsun. Bu, senin için de, grup için de çok iyi bir fırsat olacak…”

“Başka birini bul!”dedi Seung Ho sinirle onun lafını keserek. “O kızdan gerçekten hoşlanmıyorum! Fazla yapmacık!”

“Ama o senden hoşlanıyor…”

“Yapmayacağım Min Hyuk!” dedi Seung Ho üstüne basa basa. Choi Min Hyuk’u yeteri kadar kızdırdığını fark edince ona gittiğini belirtme ihtiyacı ve ya selam verme nezaketinde bulunmadan kapıya doğru ilerledi. Bir şey söylemeden kapıdan çıktığında içeriye girmek üzere olan Yoo In Na ile karşılaştı.

“Geriye nasıl bir volkan bıraktığını merak ediyorum.”dedi In Na iç çekerek.

“Yakında patlayacak bir tane.”dedi Min Hyuk sırıtarak. “Bir şeyleri fırlatmaya başlamadan önce onu durdursan iyi olur. Sonra masraflarını bana ödetmeye çalışıyor.”

“Sanki ödüyormuşsun gibi…”dedi In Na imalı bir şekilde ona gülümseyerek. Seung ho sırıtarak başını önüne eğdi ve saçlarını karıştırdı tek eliyle.

“Yine de ödemeyeceğimi bile bile konuşması can sıkıcı. Görüşürüz noona.”

In Na onun bu haline gözlerini devirerek gülümsedi ve odaya girdi. Telefonunu eline almış fırlatmak üzere olan Min Hyuk’u görünce onu uyarma ihtiyacı hissetti.

“Onu alalı daha bir ay bile olmadı.”

Yoo In Na’yı gören Min Hyuk telefonunu sinirle masaya fırlattı. Min Hyuk’un masasının önündeki siyah deri koltuklardan birine oturan In Na elindeki dosyaları masaya koyup arkasına yaslandı. Kollarını göğsünde birleştirip yerine oturan Min Hyuk’u süzdü.

“Önceki telefonunu neden kırmıştın?”

“Young Seung Ho yüzünden!” Sinirle kafasını iki yana salladı. “Bu ikisi yüzünden kafayı yiyeceğim yakında. Biri lider olur, beğenmez; öbürü Shin Ae Joong ile reklam çekmek istemez. Neyim ben burada acaba?!”

“Shin Ae Joong mu? Onu neden istemiyor?”

“Bilmiyorum!”diye sinirle bağırdı Min Hyuk. Sonra sesini kontrol etmeye çalışarak devam etti. “Kız güzel, ondan hoşlanıyor, onun yakınlarında olmak için her şeyi yapıyor, başarılı da… Ama Seung Ho kızdan hoşlanmıyor. Neymiş efendim, fazla yapmacıkmış! Herkes Taeyon mu da içinden geçenleri samimi bir şekilde gösterecek?”

Sahne Bizim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin